Meyve ve sebzelerdeki pestisitler Chernobyl nükleer santrali kadar kanserojen

Meyve ve sebzelerdeki pestisitler en az Chernobyl nükleer santrali kadar kanserojen...

Zehirli kimyasallar içeren sebze ve meyveler hasta ediyor, öldürüyor...

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre 2022'de dünya genelinde tarımda toplam 3.7 milyon ton pestisit kullanıldı.Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) 2022 verilerine göre dünyada en çok pestisit kullanan kıtalar sırasıyla Asya, Amerika, Avrupa, Afrika ve Okyanusya.Türkiye'de ortalama pestisit kullanımı dünya ortalaması ile neredeyse aynı seviyede, Avrupa Birliği ülkelerinin ise altında.

Pestisitler solunum yolu hastalıkları, nörolojik rahatsızlıklar, kanser, hormonal ve üreme sistemi bozuklukları gibi birçok sağlık sorununa yol açabiliyor.Pestisitin insan sağlığı üzerindeki etkileri akut ve kronik olarak ikiye ayrılıyor. Akut etkiler, kısa süreli maruz kalındığında ortaya çıkıyor. Bu etkiler kendisini bulantı, kusma, baş ağrısı gibi gösterebiliyor.Düşük dozlarla fark etmeden uzun süreli pestisite maruz kalmak ise kronik zehirlenmeye yol açabiliyor. Gıda, içme suyu, solunum, deri teması ve anne sütü gibi yollarla düşük dozlarda pestisite maruz kalmak da mümkün.

Tarımsal üretimde zararlı olarak belirtilen böcek, ot, mantar ve kemirgen gibi canlılara karşı kullanılan zehirli kimyasallar pestisit olarak isimlendiriliyor. Pestisitler böcek, yabani ot, sürüngen ve bakterilerin yok edilmesi için kullanılan kimyasallar.Kentlerde, bahçelerde, parklarda, tarım alanlarında bu "zararlıları" öldürmek için uygulanıyorlar.Özellikle endüstriyel tarımın yaygınlaşmasıyla birlikte pestisitler üretimde verim artışı için fırsat olarak görülüyor. Ancak bu kimyasalların bir kısmı hedefine ulaşırken kalanı hava, su ve toprağa karışıyor. Zamanla hedef zararlı canlılar pestisitlere karşı direnç kazanabiliyor. Etkisini yitiren pestisitler daha sık ve yüksek dozlarda kullanıldıkça çevredeki diğer canlılar da bu zehirli maddelerden olumsuz etkileniyor.Bu da arı, kuş, balık, uğur böcekleri gibi faydalı canlıların ölümüne neden oluyor.

TÜRKİYE TARIMINDA PESTİSİT KULLANIMI NE DURUMDA?

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024 yılı verilerine göre, Türkiye’de pestisit kullanımında ilk 10 sırada İzmir, Çanakkale, Bursa, Manisa, Mersin, Konya, Adana, Antalya, Malatya ve Aydın yer alıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye’nin tamamındaki tarımsal üretimi dikkate alarak, ortalama hektar başına 2,22 kg pestisit kullanıldığını ve bunun 2,37 kg dünya ortalaması ile 3,24 kg olan Avrupa Birliği ortalamasından daha az olduğunu açıkladı. Ancak yoğun pestisit kullanılan ve AB’den pestisit sebebiyle geri dönen sebze, meyve ve sera ürünlerinin üretiminde öncü illere bakıldığında tablo değişiyor.

Üretimde öncü iller kullanımda da zirvede: 10 ilden 31 bin ton zehir soframızda...

Sebze, meyve ve sera ürünlerinin üretiminde 10 ilin hektar başına pestisit kullanımı 6,70 kg ile dünya ortalamasının yaklaşık 3 katı.

Domates, biber, elma, turunçgile dek birçok ürün en yoğun pestisit kullanılan bölgelerden geliyor.

Türkiye’nin en çok pestisit kullanılan 10 ilinin hektar başına pestisit kullanımı dünya ortalamasının yaklaşık 3 katı olan 6,70 kg’ye ulaştı.

Bu illerde toplam 31 milyon 29 bin 741 kg pestisit kullanılıyor.Söz konusu 10 il, Türkiye’nin tarımsal üretiminde stratejik bir öneme sahip olan iller. Çayır-mera hariç toplam 5 milyon 112 bin hektarlık tarım alanına sahip olan bu illerde, pestisit kullanımı hektar başına 6,07 kg düzeyinde. Nadasa bırakılan alanlar çıkarıldığında bu oran 6,7 kg’ye kadar yükseliyor. Tahıl ambarı olarak bilinen Konya listeden çıkarıldığında ortaya çıkan tablo ise daha çarpıcı bir hal alıyor.

Geriye kalan 9 ilde hektar başına pestisit kullanımı 8,9 kg, nadas alanları çıkarıldığında ise 9,5 kg’ye ulaşıyor. Yüksek seviyelerde ve bilinçsiz pestisit kullanımı, yasaklı pestisit kullanımına dair haberler, Avrupa Birliği'nden sık sık iade edilen ürünler, bakanlığın yapılan pestisit analiz sonuçlarını bazen açıklamaktan kaçınması, artan sağlık sorunları her gün sofraya gelen gıdaların güvenliği ile ilgili kaygıları artırıyor.

Buğday Derneği’nin de aralarında olduğu Zehirsiz Sofralar Platformu tarafından iç pazardaki pestisit denetimlerinin tohumdan sofraya yani hasat öncesiyle beraber, hasat zamanı, depolar, pazarlar ve marketlerde de yapılmasını, bu denetimlerin sonuçlarının şeffaflıkla paylaşılmasını talep ediliyor.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Ziraat Mühendisi Duygu Saatli, pestisitlere dayalı konvansiyonel üretim yöntemleri yerine doğayla uyumlu, agroekolojik, onarıcı yöntemlere ivedilikle geçilmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor:

“Tarım ve Orman Bakanlığı, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi, Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumların öncelikli görevi insanları, doğayı ve canlıları zehirleyen pestisitleri ruhsatlandırıp yıllar sonra yasaklamaktan ziyade pestisitlerle ilgili uzun vadeli yeterli bilimsel araştırmalar ve analizler yapılmadan kullanımına izin vermeyerek, gerekli tedbirleri baştan alarak şirketler yerine insanların, tüm canlıların ve doğanın çıkarlarını gözetmek olmalı.’’

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği 2021'de 372 parti ürünün çoğunluğu pestisit kalıntıları nedeniyle AB sınır kapılarında reddedilerek Türkiye'ye iade edildiğini açıkladı.

Buğday Derneği'ne göre 2018'de 113, 2019'da 98, 2020'de 194 parti üründe limitlerin üstünde pestisit tespit edildi.Buğday Derneği'ne göre bildirimler, Türkiye'den ihraç edilen biber, mandalina, greyfurt, limon, portakal, asma yaprağı, üzüm, kuru incir, nar, baharat ve bitki karışımları, haşhaş tohumu, keçi boynuzu zamkı ve kimyonda tarım zehiri kullanıldığını gösteriyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı pestisit kalıntıları konusunda iç pazarda denetimler yapıyor. Buna karşın Buğday Derneği bu denetim sonuçlarının, farklı ürün gruplarında olduğu gibi şeffaflıkla paylaşılmamasının artışla birlikte iç pazara sunulan ürünlerde daha fazla pestisit bulunabileceğine dair tüketicilerde endişe yarattığını belirtiyor.

Buğday Derneği, bakanlık tarafından ülke genelindeki tüm gıda ve yem denetimleri, cezalar, yaptırımlar, ithalat ve ihracat kayıtları gibi bilgilerin girildiği Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi'nin (GGBS) halkın erişimine açık olması gerektiğini belirtiyor.

Hakkari'nin Çukurca ilçesindeki susam tarlalarında bugüne kadar hiç pestisit kullanılmadığı da belirtiliyor...

TÜKETİMDE ZİRVEDEYİZ

Son beş yılda Türkiye’nin yıllık pestisit tüketimi ortalama 54,2 bin ton seviyesinde gerçekleşti. 2023 yılında ise 57,8 bin tonluk ortalamanın üzerinde pestisit tüketimi ile zirveye ulaşıldı.

ZEHİRSİZ SOFRALAR MÜMKÜN

Tarım ve Orman Bakanlığı, 37 pestisit aktif maddesinin kullanımını yasakladı. Ancak Dünya Sağlık Örgütü'nün’nün tehlikeli ve kanserojen diye belirlediği 13 maddeden 9’u yasaklanmadı.

Zehirsiz Sofralar Platformu Koordinatörlerinden Fethiye Slow Food Sözcüsü Görkem Göktaş, ‘‘Sağlıklı gelecek için doğru politikalar ve stratejiler izlenerek önümüzdeki 10 yıllık süreçte pestisitlere dayanan tarım sistemi yerini agroekolojik, organik ve onarıcı tarıma bırakmalıdır’’ dedi.

Zehirsiz Sofralar Platformu, insana ve çevreye zarar veren tarım zehirlerinin yasaklanması için çevrim içi Zehirsiz Kampanya başlatmıştı. Kampanyaya 166 bini aşkın kişi imza desteği verdi.

Platform'un açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:

"Tarım ve Orman Bakanlığı, AB geçiş sürecinde 200'ün üzerinde, Kampanya döneminde ise 27 pestisit etken maddesinin yasaklanmasına karar verdi. Ancak kampanya talepleri arasında yer alan, Dünya Sağlık Örgütü'nün "son derece tehlikeli", "yüksek seviyede tehlikeli" ve "muhtemel kanserojen" olarak belirlediği 13 etken maddeden 9'u hâlâ yasaklanmadı."

Tarım ve Orman Bakanlığının açıklamasına göre 2021-2023 döneminde 250 bin pestisit denetimi yapıldı.

Analiz sonuçlarına göre son 3 yılda Türkiye'de pestisit kalıntı oranı yüzde 35 oranında azaldı, AB RASFF bildirimleri ise yüzde 54 oranında düştü.

Bakanlık ayrıca, 7 Ocak'ta 223 maddenin AB ile uyumlu olarak yasaklandığını açıkladı.

Buna rağmen bazı yasaklı pestisitler hala kullanılıyor. Uzmanlara göre bu durum düzenli olarak RASFF bildirimlerine de yansıyor.

Avrupa Birliği , dünyadaki en yüksek gıda güvenliği standartlarından birine sahiptir...Gıda güvenliği araçlarının bir parçası olarak, gıda ve beslenme için Hızlı Uyarı Sistemi (RASFF), gıda zincirinden kaynaklanan halk sağlığına yönelik riskler durumunda gıda güvenliği yetkilileri tarafından hızlı tepkiyi desteklemek için üye ülkeler arasında bilgi alışverişini sağlamak için kurulmuştur...

Tarım ve Orman Bakanlığının BBC Türkçe ile paylaştığı açıklamanın tamamı şu şekilde:

"Ülkemizden ihraç edilen ve herhangi bir nedenle (pestisit kalıntısı veya karantina zararlısı nedeniyle veya ticari anlaşmazlık nedeniyle veya başka nedenlerle) ülkemize geri dönen ürünlerde geri dönme sebebi de dikkate alınarak 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 34'üncü maddesi 8'inci fıkrası kapsamında resmi kontroller yapılmaktadır. Ülkemiz giriş gümrüğünde üründen numune alınmakta, geri dönen ürün taze meyve ve sebze ise hem karantina zararlısı (bitki sağlığı) ve hem de pestisit kalıntısı (gıda güvenilirliği) yönüyle kontrol edilmekte, Ülkemiz Mevzuatı'na uygun olmayan ürünlerin yurda girişine izin verilmemektedir.

Gıda ve Yemde Hızlı Alarm Bildirimi (RASFF) kapsamında Avrupa Birliğinden alınan bildirimler; Bakanlığımız Ulusal Temas Noktaları tarafından birebir takip edilmekte olup gelen bildirimler ivedilikle incelenmekte ve hata kaynağının tespitine yönelik çalışmalar başlatılmaktadır. Bakanlığımızca yapılan çalışmalar komisyona iletilmektedir. Bildirim alan üretici/ihracatçı ve bildirime konu ürünlere yönelik resmi kontroller de arttırılmaktadır."

IG FARBEN

1925'te kurulan IG Farben, dünyanın en büyük kimya şirketiydi... Temel amacı tarım ürünlerine zarar veren haşereleri ve böcekleri öldüren pestisitleri geliştirmek ve üretmekti...1938 yılında şirketin 218.000 çalışanı vardı. Şirket kitle imha kamplarındaki duş odası görünümündeki kitle infaz odalarında ya da içine zehirli gaz verilerek kitle infaz odası haline getirilen kamyonlar için üretim yaptı...1950'lerde ABD tarafından üçe bölündü: BASF, Bayer ve Hoechst.Naziler için Sarin, Tabun ve Zyklon B (Kimyasal formülü HCN olan bir hidrojen siyanür bileşiği) gazları, sentetik petrol ve sentetik kauçuk geliştirmiş, üretmişti.

GREENPEACE RAPORU:

Greenpeace Türkiye'nin 28 Nisan 2025'te yayımladığı "Pestisitler ve Çocuklar" raporuna göre, İstanbul'da satılan sebze meyvelerde sağlığı tehdit edebilecek düzeyde pestisit kalıntısı tespit edildi.

Greenpeace araştırmasında İstanbul'da beş zincir marketin mağazalarından ve farklı semt pazarlarından alınan yiyecekler uluslararası akreditasyona sahip bir laboratuvarda incelendi.

İncelenen her üç ürünün birinde, Türkiye'deki yönetmeliğe aykırı kalıntılar tespit edildi.

Ruhsatsız pestisit kullanılan ürün oranı da yüzde 33 oldu.

Çalışma kapsamında biber, domates, elma, salatalık gibi 14 tür sebze ve meyveden 155 örnek incelendi.

Rapora göre pestisitlerle ilgili en fazla sorun görülen gıdalar arasında salamura yaprak ilk sırada yer aldı. Onu, yeşil sivri biber ve ıspanak izledi.

Tarım ve Orman Bakanlığı denetimlerde mevzuata aykırı pestisit kullanımının tespiti durumunda üreticiye ve gıda işletmecilerine idari yaptırım uyguluyor.

Bakanlık, Aralık 2024'te yaptığı açıklamada, 2021-2023 döneminde Türkiye'de pestisit kalıntı oranının yüzde 35 oranında azaldığını söylemişti.

Greenpeace bakanlığın pestisit analiz sonuçlarını düzenli olarak açıklamasını ve organik-ekolojik üretimin daha fazla desteklenmesini istiyor.

Greenpeace Türkiye'nin analizindeki 155 örneğin 49'unda "hormonal sistem bozucu, nörolojik gelişim bozucu, kanserojen ya da üreme sağlığı açısından tehdit oluşturan" en az bir pestisit olduğu tespit edildi.

Bu örneklerin yüzde 90'ında "üreme sağlığı ya da gelişim bozucu karakterde" en az bir pestisit kalıntısı belirlendi.

Raporda öne çıkan başlıklardan biri de PFAS (perflorlu ve poliflorlu alkil maddeler) içeren pestisitler.

Yapılan araştırmalar, bu bileşenlerin çocuk gelişimini olumsuz etkileyebildiğini ve üreme sağlığını bozabileceğini ortaya koyuyor.

Greenpeace Türkiye'nin analiz ettiği örneklerin 67'sinde en az bir PFAS içeren pestisit kalıntısına rastlandı.

İncelenen her 10 gıdanın yaklaşık altısındaysa birden fazla pestisit kalıntısı vardı.

SELİN IRMAK KAÇMAZ (HÜRRİYET GAZETESİ) 20 Mayıs 2025

Her gün bir elma yemek size sayısız sağlık faydası sağlayabilir ancak aynı zamanda potansiyel olarak zararlı seviyelerde toksik pestisit tükettiğiniz anlamına da gelebilir.

The Environmental Working Group (EWG) tarafından yapılan araştırmaya göre, üzüm, çilek, nektarin, ıspanak ve elma, kanser ve üreme sorunlarıyla bağlantılı en yüksek pestisit izleri ve en geniş pestisit çeşitliliği listesinin başında yer alıyor.

Kuruluş, kimyasalların bir araya gelmesiyle oluşan toksinler nedeniyle insan sağlığına daha fazla zarar verebileceği uyarısında bulundu.

Çilekler liste başında

Çilekler, çalışmalarda kısırlık ve kanserle ilişkilendirilen karbendazim de dahil olmak üzere örnek başına ortalama 7,8 farklı pestisit ile listenin başında yer aldı. Araştırmalar daha önce çileklerde karbendazimin yanı sıra potansiyel nörolojik etkileri olduğu düşünülen bifenthrin adlı bir bileşiğin de bulunabileceğini ortaya koymuştu.

Son analiz için uzmanlar, aralarında lahana, armut, şeftali, biber, kiraz, yaban mersini ve yeşil fasulyenin de bulunduğu 12'si pestisitlerle en fazla kirlenmiş 46 meyve ve sebzeden örnek aldı. Ekip, ABD'de Tarım Bakanlığı ve Gıda ve İlaç İdaresi tarafından toplanan on binlerce örneği analiz etti.

Toplam 209 pestisit bulundu ve 12 ürünün tamamında, örneklerin yüzde 95'inde en az bir kimyasalın izine rastlandı. En sık tespit edilen kimyasallar fludioxonil, pyraclostrobin, boscalid ve pyrimethanil gibi anti-fungal pestisitlerdi.

Ulusal Sağlık Enstitüleri'ne göre bazı çalışmalar fludioxonil'in DNA hasarına yol açarak kanser riskini artırabileceğini gösteriyor. Kurum ayrıca, boscalidin nadir durumlarda hücrelere zarar vererek kanserli tümörlerin oluşumuna yol açabileceğini belirtiyor.

Pyrimethanil, insanlar için nispeten düşük toksisiteye sahip olsa da, hayvanlarda üremeyi etkileyebilecek hormon düzenlemesini bozuyor.

EWG kıdemli toksikoloğu Dr Alexis Temkin, “Ortaya çıkan kanıtlar, yaygın olarak kullanılan birçok fungisitin insan hormon sistemlerini bozabileceğini göstermektedir” dedi.

Ispanakta 19 farklı pestisite rastlandı

Ispanak da kötü performans gösteren bir diğer ürün oldu. Testlerde geleneksel ıspanak örneklerinde ortalama yedi pestisit tespit edilirken, test edilen örneklerden birinde 19 farklı pestisite rastlandı.

Elmalar da masum değil

Elmaların, sürekli ve uzun süreli maruz kalma sonucu vücuttaki çeşitli organ ve sistemlere zarar verebilen çok yüksek seviyelerde difenilamin içerdiği tespit edildi. Bu, kan, böbrek, karaciğer ve mesane için toksik olabilir.

Avrupa Komisyonu'na göre, gıda işletmeleri ürettikleri veya ithal ettikleri ürünlerin maksimum güvenlik kalıntı seviyelerine uygun olmasını sağlamalı.

İnsan hücreleri ve dokuları üzerinde yapılan birçok araştırma, pestisit karışımlarının kanser hücrelerinin oluşmasına, metabolizmayı, büyüme ve gelişmeyi, doku fonksiyonunu, cinsel fonksiyonu ve üremeyi düzenleyen hormonları üreten endokrin sistemin bozulmasına yol açabileceğini vurgulanıyor.

EWG'ye göre, pestisit karışımları, tek tek kimyasalların dozları düzenleyiciler tarafından belirlenen güvenlik seviyelerinin altında olsa bile obezite ve karaciğer fonksiyon bozukluğu ile ilişkilendiriliyor.

EWG, organik ürünlere geçilmesini ya da en azından meyve ve sebzelerin yıkanmasını ve mümkünse soyulmasını tavsiye ediyor.

Pestisitler meyve ve sebzelere külleme gibi mantar hastalıklarını önlemek ya da öldürmek için uygulanıyor. Genellikle hasattan sonra, ürünlerin pazara giderken küflenmemesi için de kullanılıyorlar.

30 NİSAN 2025 SÖZCÜ GAZETESİ HABERİ:

Ispanak yerken bir kez daha düşünün...

Sağlıklı gıdaların başında sayılan ıspanak, yapılan araştırmalara göre oldukça tehlikeli pestisitler içeriyor. Greenpeace Türkiye, İstanbul’daki 5 zincir marketin mağazalarından ve farklı semt pazarlarından alınan 14 tür sebze ve meyveye ait 155 ayrı tarım ürününü analiz ettirdi. En tehlikeli gıda, ıspanak olarak kayıtlara geçti.

Türkiye'de sağlığa zararlı gıdalar tartışma konusu olmaya devam ederken, Greenpeace Türkiye'den dikkat çeken bir araştırma geldi.

İstanbul'da binlerce şubesi bulunan 5 zincir marketin yanı sıra, farklı semt pazarlarından satın alınan 14 türde sebze ve meyve, laboratuvar ortamında incelendi.

155 ayrı ürün üzerinde yapılan incelemelerde, her 3 gıdadan 1’inde mevzuata uygunsuzluk tespit edildi.

SAĞLIKLI DİYE TÜKETİLİYOR

Gıda Bülteni'nde yer alan habere göre; analiz sonucuna göre örneklerin %61’inde birden fazla pestisit kalıntısı, %43’ünde ise en az bir PFAS’li pestisit kalıntısı tespit edildi. Analiz edilen ürünlerin %31,6’sında ise hormonal sistem bozucu, nörolojik gelişim etkileyici ve kanserojen olduğu bilinen pestisitlere rastlandı.

Analiz sonuçlarına göre, laboratuvarda incelenen 155 sebze meyve örneğinin yüzde 33’ünün (51 örnek), Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği’ne uygun olmadığı belirlendi. Bu ürünlerin 50’sinde ruhsatsız pestisit kullanımı tespit edildi.

3 ISPANAKTAN 2'Sİ ZARARLI

Pestisit kalıntısı limit aşımı ile yasaklı ya da ruhsatsız pestisit kullanımına en fazla salamura yaprak (%80), yeşil sivri biber (%70), ıspanak (%67), kıvırcık marul (%40) armut (%40), üzümde (%40), golden elma ve starking elma için (%30), dolmalık biber, patlıcan örneklerinde (%20), domates (%13) portakal (%10), hıyar örneklerinde ise (%7) rastlandı.

Analiz edilen örneklerin %61’inde (94 ürün) birden fazla pestisit kalıntısı tespit edildi. Analiz edilen örneklerin %31,6’sında (49 örnek) hormonal sistem bozucu, nörolojik gelişimi etkileyen, kanserojen ya da üreme sağlığı açısından tehdit oluşturan en az bir pestisit kalıntısı bulundu.

ZEHİRSİZ SOFRALAR SİVİL TOPLUM AĞI AÇIKLAMASI:

100 kurum ve inisiyatifin yan yana gelerek oluşturduğu Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı pestisitlerin doğa ve yaşam maliyetlerinin faydasını gölgelediğini savunuyor.

Buna göre Uluslararası Organik Tarım Vakfı, agroekolojik tarım yöntemlerinin pestisitlere maruz kalmayı engellerken, hava, toprak, yüzey suyu ve yeraltı suyu kalitesini de iyileştirdiğini söylüyor.

Agroekolojik yöntemler daha az müdahale gerektirmesi ve toprağın canlılığını korumasına yardım ettiği için iklim kriziyle mücadelede oldukça önemli rol oynuyor. Var olan tarım gıda sistemlerinin sürdürülebilirlik sorunu karşısında bu yöntemlerin tüm dünya nüfusunu beslemesinin mümkün olabileceği düşünülüyor.

Zehirsiz Sofralar Platformu, insana ve çevreye zarar veren tarım zehirlerinin yasaklanması için çevrim içi Zehirsiz Kampanya başlatmıştı. Kampanyaya 166 bini aşkın kişi imza desteği verdi.

Platform'un açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:

"Tarım ve Orman Bakanlığı, AB geçiş sürecinde 200'ün üzerinde, Kampanya döneminde ise 27 pestisit etken maddesinin yasaklanmasına karar verdi. Ancak kampanya talepleri arasında yer alan, Dünya Sağlık Örgütü'nün "son derece tehlikeli", "yüksek seviyede tehlikeli" ve "muhtemel kanserojen" olarak belirlediği 13 etken maddeden 9'u hâlâ yasaklanmadı."

BBC 26 Ekim 2017 Haberi:

ABD'de yapılan bir araştırma, elma kabuğundaki zararlı tarım kimyasallarının yıkansa dahi temizlenmediğini ortaya çıkardı.

Massachusetts Üniversitesi'nden bilim insanlarının gerçekleştirdiği araştırmaya göre, elmayı insana zararlı bu kimyasallardan arındırmak için 15 dakika kadar karbonat solüsyonunda bekletmek gerekiyor.

Bilim insanları bu araştırmayı, biri mantar diğeri böcek için kullanılan iki ayrı pestisit üzerinde gerçekleştirdi.

Sonuçları İngiliz Independent gazetesinde sonuçları yer alan araştırmaya göre, musluk suyuyla yapılan yıkama elma kabuğundaki bu kimyasalları gidermiyor.

Karbonat (ya da kabartma tozu) solüsyonuna yapılan 15 dakikalık işlem sonrası ise elma kabuğundaki pestisidin yüzde 80 ila 96 oranında giderildiği gözlemlendi.

Araştırmacılar, elmanın kabuğunu soymanın zararlı kimyasaldan kurtulmanın bir yolu olduğunu ama bu şekilde elma kabuğundaki besleyici vitaminlerin de kaybedildiği belirtildi.

Pestisitler yani tarım ilaçları, tüm dünyada geniş bir şekilde kullanılıyor ve fakat bu kimyasalların insan sağlığına etkileri konusunda da son yıllarda artan bir şekilde endişeler dile getiriliyor.

YARARLANILAN İÇERİKLER:

SELİN IRMAK KAÇMAZ (HÜRRİYET GAZETESİ)

MERVE KARA KAŞKA (BBC TÜRKÇE)

AZRA MERYEM TOSUNER (BBC TÜRKÇE)

Üretimde öncü iller kullanımda da zirvede: 10 ilden 31 bin ton zehir soframızda
Sebze, meyve ve sera ürünlerinin üretiminde 10 ilin hektar başına pestisit kullanımı 6,70 kg ile dünya ortalamasının yaklaşık 3 katı. Domates, biber, elma, turunçgile dek birçok ürün en yoğun pestisit kullanılan bölgelerden geliyor.
https://www.birgun.net/haber/uretimde-oncu-iller-kullanimda-da-zirvede-10-ilden-31-bin-ton-zehir-soframizda-652585

EWG’s 2025 Shopper’s Guide to Pesticides in Produce™

https://www.ewg.org/foodnews/summary.php

EWG: MAHA report parrots pesticide industry playbook, abandoning RFK Jr.’s promises

https://www.ewg.org/news-insights/news-release/2025/09/ewg-maha-report-parrots-pesticide-industry-playbook-abandoning

Potatoes on the chopping block: Experts decry misleading pesticide claims in EWG’s Dirty Dozen list

https://www.potatonewstoday.com/2025/07/07/potatoes-on-the-chopping-block-experts-decry-misleading-pesticide-claims-in-ewgs-dirty-dozen-list/

New to the ‘Dirty Dozen’ list: Blackberries and potatoes

https://edition.cnn.com/2025/06/11/health/2025-dirty-dozen-pesticide-wellness

Avoid These 12 Fruits and Vegetables If You’re Worried About Pesticides

Every year, the EWG ranks fruits and vegetables by their pesticide contamination — and the latest results are in.

https://www.foodandwine.com/dirty-dozen-produce-environmental-working-group-report-2025-11751048

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Sonok Arşivi

Türkiye'nin üç nükleer santrali olacak

13 Eylül 2025 Cumartesi 10:52