
Binali Efe
Alevileri kimlikle yargılamak, Cumhuriyet’e ihanettir
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 100 yıllık tarihinde, bugüne kadar görev yapmış tüm genel başkanların kökeni Sünni olmuştur (Kemal Kılıçdaroğlu hariç). Ancak Aleviler hiçbir zaman bunu bir mesele haline getirmemiştir. Çünkü Aleviler için esas olan mezhep değil; Cumhuriyet, laiklik ve Atatürk devrimleridir. Dün olduğu gibi bugün de Aleviler, kimliklerini siyasetin önüne koymadan, ülkenin bütünlüğünü, halkın özgürlüğünü ve laik düzeni savunmuş; bundan sonra da savunmaya devam edecektir.
Bu ülkenin gerçeği şudur: Eğer Türkiye, 75 yıldır şeriat düzenine teslim olmamış ve Araplaşma sürecine sürüklenmemişse, bunda birinci derecede Alevilerin, devrimcilerin, sol ve sosyalistlerin laik Cumhuriyet’e sahip çıkışının, bilime ve demokrasiye bağlı duruşunun payı büyüktür. Aleviler bu toprakların, laik Cumhuriyet’in ve demokratik düzenin sigortasıdır.
Yıllardır Avrupa ve Türkiye’de Alevi örgütlerinde en üst düzey görevlerde bulunmuş biri olarak şunu açıkça ifade ediyorum: Kılıçdaroğlu’nun eksiklikleri olmuştur. Örneğin, Alevi olmasına rağmen hiçbir zaman Cemevlerini ya da Maraş ve Sivas katliamlarının anma günlerini ziyaret etmemiştir. Bu, bizler açısından ciddi bir eleştiridir. Ancak bu durum, Alevilerin CHP’ye desteğini kesmesine yol açmamıştır. Çünkü Aleviler hiçbir zaman genel başkanlarını mezhepleriyle değil, vizyonları ve halka hizmetleriyle değerlendirmiştir.
Nitekim Kılıçdaroğlu’ndan sonra genel başkanlık görevine gelen Özgür Özel, kısa sürede Alevi kurumlarıyla samimi ve saygılı bir toplantı gerçekleştirmiş, ayrıca Sivas Katliamı anmalarına bizzat katılmıştır. Bu, elbette Aleviler için kıymetli ve takdir edilen bir duruştur. Ancak Aleviler yine de “Bu Sünni’dir, bu Alevi’dir; oy verelim ya da vermeyelim” anlayışını hiçbir zaman benimsememiştir. Böyle bir yaklaşım çağ dışıdır. Kılıçdaroğlu’na yönelik tartışmaların temelinde ise başarısından çok, bazı gerici çevrelerin onun Aleviliğini hâlâ hazmedememesi yatmaktadır.
Aleviler, asırlardır ötekileştirilmiş, katliamlara uğramış, ayrımcılığa maruz kalmış olsalar da Cumhuriyet’in ve Atatürk devrimlerinin yanında durmuş bir topluluktur. Buna rağmen hâlâ mezhep üzerinden siyaset yapmak, toplumu bölmekten başka bir işe yaramaz. CHP’yi bölecek olan Aleviler değil; sosyal medyada ölçüsüz, sorumsuz, provokatif açıklamalar yapan, partinin genel başkanlarına hakaret eden kişilerdir.
Açıkça ifade ediyorum:
Yeter artık! Aleviler, sosyalistler, devrimciler, bilim insanları olmadan Cumhuriyet ayakta kalamaz. Aleviler olmadan bu ülke çoktan karanlığa teslim olurdu. Onları küçümseyen, ötekileştiren, hedef alan herkes aslında Cumhuriyet’e ihanet etmektedir.
Kılıçdaroğlu ve CHP’de Bir İlk
Daha önce de belirttiğim gibi, keşke Kılıçdaroğlu görev süresini onurlu bir şekilde tamamladıktan sonra, “13 yıllık hizmetimi onurumla, şerefimle, halkıma ihanet etmeden yerine getirdim. Şimdi genel başkanlığı benden daha genç ve dinamik olan yoldaşım Özgür Özel’e bırakıyorum” diyebilseydi. Böyle bir tutum, onu CHP tarihinde efsanevi bir noktaya taşır, adı en az Atatürk kadar saygıyla anılırdı.
Ancak sosyal medyada sürekli hakaret üreten, bilinçaltındaki ayrıştırıcı düşüncelerini her fırsatta dile getiren bazı siyasetçiler, partiyi birleştirmek yerine bölmektedir. Bu tavır, CHP için en büyük tehdittir.
Elbette Kılıçdaroğlu’nun eksikleri ve hataları vardır. Fakat dönüp bakıldığında, Atatürk’ten sonra “hatasız” bir genel başkan göstermek mümkün müdür? Ayrıca bugüne kadar hiçbir CHP Genel Başkanı partiyi tek başına iktidara taşıyamamıştır. Bunun sorumluluğu yalnızca genel başkanlarda değil, aynı zamanda Türkiye’nin 1950’den itibaren sağ-muhafazakâr ağırlıklı siyasal yapısında aranmalıdır. Dolayısıyla CHP’nin 75 yıldır iktidara gelememesini yalnızca Kılıçdaroğlu’nun hanesine yazmak, hakkaniyetli değildir.
Sosyal Medyadaki Nefret Dili
Sosyal medyada nefret kusanlara bir hatırlatma:
“Çok bilen, çok söylemez.”
Empati yapmayı, düşünmeyi ve gerektiğinde susmayı öğrenin.
Aleviler Sivas’ta, Maraş’ta, Çorum’da katledilirken, evlerinin kapıları işaretlenirken, ötekileştirilirken yanlarında kim vardı? O günlerde kaç kişi gerçekten onların yanında durdu? Bugün CHP’den AKP’ye geçenler arasında kaç Alevi vardır? Kaçı Sünnidir? Bunları hiç düşündünüz mü?
Sonuç olarak; diline sahip çıkmayan, düşüncesine ve değerlerine de sahip çıkamaz.
Aleviler, Cumhuriyet’in teminatı ve Atatürk’ün yolunun yoldaşıdır. Onları kimlikleri üzerinden hedef almak, Cumhuriyet’i hedef almaktır. Alevileri haksız yere eleştirmek, CHP’ye ihanet; AKP’ye ödül vermektir.
Unutulmamalıdır ki: Bizsiz siz, sizsiz biz olamayız. Ancak birlikte olursak, Atatürk’ün kurmuş olduğu demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti sonsuza dek yaşayacaktır. Artık Alevi-Sünni ayrımını bir kenara bırakıp, laik Cumhuriyet’i ve hukuk devletini korumanın geçmişe değil, geleceğe olan borcumuz olduğunu idrak etmeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.