
Gürsel Demirok
Denizlerin kıymetini bilelim
Antalya sahillerinde şezlong ücretlerine tepki gösteren bir vatandaşın paylaşımı sosyal medyada gündem olmuş. Akdeniz Gerçek'te okudum bu konudaki haberi. Bir şezlong için istenen 3000 TL'yi fazla bulan vatandaş "böyle yaparsanız tabii hiç kimse gelmez" demiş. Haksız mı vatandaş? İnsanlarımız çoğu zaten günümüz ekonomik krizinde, pahalılığında tatile gidemiyor. Gidenler de bin pişman.
Yaz sezonunun başlamasıyla birlikte sahil kentlerinde yüksek fiyatlar tekrar gündeme geldi. Şezlong ve plaj hizmetleri için talep edilen rakamlar birçok tatilciyi zorluyor. "Kesinlikle haklı tepki gösteren vatandaş. Bu fiyatlarla turisti bile kaçırırlar" diyor insanlar.
Sorun Antalya'ya özel değil. Diğer sahil yörelerinde de benzer sorunlar, tepkiler yaşanıyor. Sözüm ona sahiller yurttaşın istifadesine açık. Bir yurttaş sosyal medyada Anayasa’nın 43. maddesine atıfla " Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Anlamı, plaj ve kıyılar milletindir. Bir kişi, kurum veya işletme, kıyıyı tamamen kapatamaz veya halkın kullanımına engel olamaz" demiş ve Bodrum, Çeşme, Fethiye, Marmaris'teki plajlardaki yüksek fiyatlara işaret etmiş.
Ben de Kemer'den örnek vereyim. Bu konuda bilgi sahibi bir dostumdan aldığım bilgiye göre, Kemer'in çekim merkezlerinden, özellikle gençlerin itibar ettiği Ayışığında şezlong ve plaj hizmetleri 500 TL'den başlıyor, 3000 TL'ye kadar uzanıyor. Halka açık Belediyenin Halk Plajı'nda 200 T.L. Kemer'de ikamet eden herkese verilen Kemer Kart'a sahibi olanlara indirim var.
Dostum, "aslında şöyle bir gerçek var. Kemer şu an Türkiye'de en ucuza tatil yapılacak ilçelerinden biri" diyerek, ilçeyi dış dünyaya tanıtmak amacıyla, çok ciddi takipçileri olan bir internet fenomeninin Kemer'de misafir edilerek video çekimlerinin gerçekleştirildiğini, önümüzde süreçte başka internet fenomenleriyle benzer video çekimlerinin yapılmasının öngörüldüğünü anlattı. Alkışlanmaya değer bir çalışma.
Kemer'deki eskimiş marinanın da modern hale getirilmesi gereğine işaret ettiğim de dostum," Marina ile ilgili olarak yıllar önce hazırlanan bir proje var. Ankara'nın onayı bekleniyor" dedi. Projenin raftan indirilmesi için, Antalya milletvekillerinin konuyu gündemlerine alarak Ankara'nın dikkatine getirmeleri isabetli olur. Mevcut marina Kemer'e yakışmıyor.
Öte yandan, Kemer Belediyesi geçenlerde Mavi Bayrak verilen Halk Plajı'nda deniz dibi ve sahil temizliği etkinliği de düzenledi. Suda Arama ve Kurtarma Derneği ile ortaklaşa düzenlenen etkinliğe çevre gönüllüleri de sahildeki çöpleri toplayarak katıldı. Takdire değer bir etkinlik.
Sahillerin ve denizin temizliği çok önemli. Çevremizin korunması çok önemli. Sahilleri, denizleri kullananların bu konuda çok özenli, dikkatli davranmaları, çevre kirliliğine yol açan davranışlardan sakınmaları gerekiyor. Bu çerçevede, Akdeniz sahillerinde yumurtlama mevsiminde karaya çıkan deniz kaplumbağalarını (caretta caretta) rahatsız edici tutumlardan kaçınmaları şart. Caretta Carettaların korunmalarına, üremelerine özen gösterilmeli.
Kemer'den Antalya'ya araba veya dolmuşla giderken hep kendi kendime sorarım. “Kemer’den Antalya'ya neden düzenli modern deniz otobüsleriyle ulaşım yok? Uzun sahil şeridine sahip Antalya'da neden ilçeler arası deniz ulaşımı yok.? İnsanlar neden böyle bir imkândan yoksun bırakılıyor? Denizin keyfini çıkarmak varken neden trafiğe katlanmak zorunda kalıyor ? diye. Cevabını bilen varsa söylesin. Milletvekillerimizin ve diğer ilgililerin bu konuyu da gündemlerine almaları beklenir.
Yol üstünde Beldibi'nde bir Balıkçı Barınağı vardı. Bölge sit alanı. Antik kazı çalışmaları sürüyor. Tarihi bir Roma köprüsü ortaya çıkarılmış. Antik Köprüyü turizme açma projesi ile Akdeniz Sualtı Müzesi açılması projesi varmış. Güzel projeler. Alkışlanacak. Ancak olan barınaktaki bir avuç balıkçı esnafına olmuş. Oradan tahliye edilmişler, Tekirova'da kendilerine bir yer tahsis edilmiş, gerekli altyapıdan yoksun.. Balıkçılar dertli. Tepkili. Yalnız bırakıldıklarını düşünüyorlar. Haklılar.
Balıkçılık denize açılan bir pencere gibidir. Denizlerle barışık toplumlarda, denizlerden istifade etmesini bilen, denizin kıymetini bilen toplumlarda balıkçılar el üstünde tutulur. Balıkçı barınaklarına ayrı bir özen gösterilir. Balıkçıların her türlü sorunları ile yakından ilgilenir. Sorunlara çözüm yolları araştırır.
Kemer turizm gelirlerinin önemli bir bölümünü harika denizlerine ve ormanlarına borçlu. Soru şu: Bu gerçeğin ne kadar farkında insanlar? Denizlerin ve ormanların kıymetini ne denli biliyorlar? Bu zenginlikleri ne ölçüde koruyorlar? Bu zenginliklerden nasıl istifade edileceğini ne ölçüde biliyorlar? Yörede yaşayan insanlar denize sırtlarını dönmüş vaziyetteler. Akdeniz’in her türlü nimetlerine sırtlarını dönmüşler. Karasal ürünleri yetiştirmeye odaklanmışlar. Ayrıca ranta odaklı bir hesap içinde dönüp, dolanıyorlar. Oysa deniz sırt dönecek değil, yüzlerin döneceği bir fırsat penceresidir. İnsanın ufkunun genişlediği ve denizin sunduğu imkanlardan, fırsatlardan yararlandığı. Balıkçılık da bu fırsatlardan sadece bir tanesi. Balıklar, barınakta ihale ile satılıyor. Çok pahalı. Her insan balık tüketme imkanına sahip değil. Oysa, balıkçılık sektörü ülke ekonomisinin önemli sektörlerinden biri.
Balıkçı esnafın, başta modern barınaklara kavuşturulması, tüm sorunları masaya yatırılmalı. Alt yapı eksiklikleri acilen giderilmeli.. Balık fiyatlarının da halkın satın alabileceği düzeye getirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalı. Milletvekillerimiz ve diğer ilgililerin bu konuyu da gündemlerine almaları bekleniyor. Umut ediliyor. Umut balıkçıların da ekmeği...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.