
Murat Yıldırım
Hastanelerimizde dayanılmaz uygulamalar
Akdeniz ormanlarımızda ve Gazipaşa kırsalında, yaylalarda yaptığım gezinti ve araştırmalardan sonra araştırmalarımı hastaneler üzerinde devam ettiriyorum.
Yaptığım çalışmaların sonunda kendime şu soruyu sordum: "Her bakımdan bu ülkeyi yaşanır hale nasıl getiririz acaba?" dedim.
Bir an evvel kalkınmanın kurtuluşun yolu için şu cevap aklıma geldi:
Cumhuriyetin saat ayarlarına dönülmelidir dedim kendimce...
Bir hastanemizden, insanların sinir uçlarını hareketlendiren bazı hususlardan örnekler vermenin gerekli olduğunu düşündüm.
Kabul edelim ki malum hastanede önemli bir personelsiniz. Kolunuz kırıldı ilgili servise baş vurdunuz. Eliniz kolunuz alçıya alındı. Ama bir tülü eliniz kolunuzda ağrılar başlıyor, aynı hastane içinde gel-gitler devam ediyor, herkes başka görüşler ileri söylendiği halde sonuca gidilmiyor, Birisi diyor ki alçı sıkı sarılmış öbürü diyor ki fizik tedavi gerekir, bir başkası, C vitamini alman gerekliydi, bir başkası tahlil gereklidir vs. vs.
Aradan aylar geçiyor kaza zadenin ellinde parmaklarında sağlıklı günlerine dönüş olmuyor. Diğer taraftan aynı hastane içinde personel olduğu halde bir servisten başka servise havalesi yapılması gerektiği halde, yeniden randevu alması şartı getiriliyor. Yıllar önce aynı hastanelerimizde bu şekilde bir uygulama yoktu. Fertler, kazazedeler ve hastalar adam yerine konuluyordu, saygı görüyorlardı. Hatta o dönemlerde devasa şehir hastaneleri yoktu. Mahdut imkanlarda mevcut hastanelerden hastalar mutlu ayrılıyordu.
Bir başka vatandaş önemli sağlık sorunu için hastaneye baş vuruyor. Doku ay sonraya randevu verilebilir denildiği, ancak dokuz ay sonraya da yer yok denilerek kayda alınmadığı açıkça hastanın yüzüne karşı söyleniyor.
Bu örnek sayısını onlara, yüzlere ve binlere çıkardığımızda kamuoyu efkarı umumiyenin zihinlerinde nasıl bir duygu tecessüs eder biliyor musunuz?
Ben söyleyeyim, herkes te biliyor ki; bu tür haksız ve toplumsal öfkeye dönüştürülen bu ayıpla, hukuksuz uygulamalar, bu keyfiyet ve acımasızlık; hastaları özel hastanelere yönlendirilmediğini söyleyecek birisi var mı?
ÖRNEKLER ÇOK: Bir an evvel şu hususu düşünelim; Farz ediniz ki siz birinci derecenin dördüncü kademesinden yani en yüksek dereceden emekli olmuş bir emekli devlet bürokratısınız. Hastasınız, hastanelerden randevu alacaksınız.
Rahatça randevu alıp, anayasal ve evrensel haklar düzeyinde, ayrıca bir insan olarak randevu alıp tedavi olabiliyor musunuz, siz söyleyin lütfen......
Allah aşkına ne hale geldik, bu hastaneleri kimler yönetiyor, daha ne kadar ve hangi zamana kadar hasta hakları bu sürüncemelerde can çekişecek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.