Gürsel Demirok

Gürsel Demirok

Uluslararası toplum sınıfta kaldı

Bu başlığı bu köşede 23 Ekim 2023'te kullanmıştım. Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail hedeflerine yönelik gerçekleştirdiği saldırısının ardından İsrail, Gazze'de görülmemiş bir katliama girişmişti. Pek çok masum insanın hayatını kaybettiği savaş tam bir trajediye dönüşmüştü. Uluslararası toplum yaşananlara yeterince tepki göstermemiş, başta ABD batılı ülkeler, İsrail'in verdiği sert tepkiye yeşil ışık yakmışlardı. Uluslararası toplumun bu tutumunu eleştirdiğim o yazımda şöyle demiştim:

"Filistin halkı yıllardır yoklukla, sefaletle mücadele ediyor. Tüm uluslararası toplumun gözleri önünde. Etnik temizliğe, sürgüne, işgale, ablukaya seyirci kalan bu uluslararası toplum değil mi? Bataklığın oluşmasına gözlerini yuman ve Filistinlileri kendi kaderlerine terk eden bu uluslararası toplum değil mi?

Bölgede adil, kalıcı barışın gerçekleşmesi, yaraların sarılması için yeterince çaba harcandığı söylenebilir mi? İsrail'in oldu-bittilerine, kutsal yerlere yönelik tahriklerine yeterince tepki gösterildi mi? 7 Ekim'de masum insanlara saldırıda bulunanlar kınanmalı. Cezalandırılmalı. Buna itirazımız yok. Peki onca masum Filistinlinin, çoluk çocuğun günahı ne İsrail'in saldırılarıyla hayatını kaybeden, yuvaları başlarına yıkılan? Bölgedeki terör bataklığının kurutulması için zamanında yeterli önlem almayanların, yaşanan bu trajedi de hiç mi sorumlulukları yok? Bölgede kalıcı, adil barışın gerçekleşmesi için yeniden arayışa giren devletlerin 7 Ekim saldırısına kadar akılları neredeydi?"

O tarihten bu yana Gazze'de yaşanan trajedi daha ileri boyutlara taşındı. İsrail'in stratejik hedefi, Hamas'ı etkisizleştirmek, Filistinlileri Gazze'den sürmek ve Gazze'de modern bir sahil şehri kurmak. Bu hedef doğrultusunda kararlıkla yürüyor. Bir yandan Gazze'de yıkım ve kırım devam ederken, bir yerlerde de Gazze'nin modernleşmesine yönelik planın ayrıntıları masaya yatırılıyor. Uluslararası toplum, dün olduğu gibi bugün de, birkaç sınırlı tepkinin ve cesaret verici adımın dışında bu gelişmelere adeta seyirci.

Türkiye, gelişmelere ciddi tepki gösteren ülkelerden. Öteden beri Filistinlilerin haklı mücadelesini destekleyen ve Filistin halkının yanında yer alan Türkiye, Gazze'de yaşananlardan büyük kaygı duyuyor. İsrail saldırılarını protesto etmek amacıyla ülkede gösteriler düzenleniyor, çeşitli düzeylerde İsrail'i kınayan resmi açıklamalar yapılıyor, bu ülkeye baskı amacıyla önlemler alınıyor.

TBMM Genel Kurulu, başta CHP muhalefet partilerinin taleplerini dikkate alan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un çağrısıyla İsrail'in Gazze saldırısı, Filistin halkına yaptığı soykırım ve zulüm ile kıtlık politikaları ve bölgede var olan güncel durumu ele almak üzere 29 Ağustos'ta olağanüstü toplandı. Kurtulmuş, "Bugün, somut adımlar atılmasını ve İsrail soykırım politikalarından dönene kadar, Birleşmiş Milletler dahil tüm uluslararası kuruluşlardaki üyeliklerinin askıya alınmasını teklif ediyorum" şeklinde konuştu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, İsrail'e karşı atılan adımlar konusunda Genel Kurul'u bilgilendirdi. İsrail'in açlığı bir silah olarak kullandığına dikkat çekti. Gazze'ye havadan yardım yapılmasının öngörüldüğünü açıkladı.

Oturumda, partiler adına yapılan konuşmalarda da, İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü katliamı sert biçimde kınandı. Uluslararası toplum bu ülkeye karşı daha ciddi önlemler almaya davet edildi.

Oturumun ardından Gazze tezkeresi Genel Kurul'da kabul edildi. Tezkere ile tüm ülke parlamentoları, İsrail ile askeri ve ticari ilişkilerini sonlandırmaya, Filistin'e yönelik ambargoyu kırmak için harekete geçmeye davet edildi. "İsrail'in on yıllardır sürdürdüğü politikalar Gazze'de soykırıma dönüşmüştür" ifadesine yer verildi. Uluslararası toplumdan beklentiler dile getirildi.

9 maddelik Tezkerede yer alan hususlar, bölgede yaşanan trajediye uluslararası toplumun dikkati çekmeye ve uluslararası toplumu İsrail'e karşı daha sert önlemler almaya davet etmeye yönelik..

Tezkere de belirtildiği üzere, İsrail son iki yılda büyük çoğunluğu kadın ve çocuk 70 bine yakın insanı öldürdü.150 binden fazla kişi yaralandı. Bölgenin sivil alt yapısı imha edildi. Filistinli kadınlar,çocuklar, gençler ve yaşlılar İsrail güçlerince adeta bir ölüm ve açlık hapishanesine mahkûm edildi.Gazze dahil tüm Filistin yerleşimlerini ilhak etme politikasını uygulamaya koyma aşamasına geldi. Kudüs ve Batı Şeria'da da Filistinlilere uyguladığı şiddeti artırdı. Toprak işgalini, yasadışı yıkımları ve yasadışı yerleşim inşasını hızlandırdı.

Gelinen aşama insanlık vicdanının başarısı. Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi dışında hiçbir küresel kurum İsrail'in hukuksuz kararlarını ve katliamlarını durdurmaya yönelik bir girişimde bulunmamakta. Etkili yetkilere sahip Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, daimi üyelerden özellikle ABD'nin, İsrail'i baskı altına alabilecek karar tasarılarını veto etmesi nedeniyle "kağıttan kaplana" dönüştü.

Son zamanlarda çeşitli ülkelerde gerçekleşen gösterilerde Filistin halkının mücadelesini destekleyen kitleler, hükümetlerini Filistin halkının yanında yer almaya zorluyorlar. Bu baskıların da etkisiyle İsraili destekleyen bazı ülkeler, Filistini tanımaya ve İsrail'e boykot etmeye yönelik kararları devreye aldılar. Gelinen aşama bir ölçüde umut verici.

Ancak uluslararası toplum, İsrail'i Gazze'de kalıcı bir ateşkesi kabul etmeye, silahlı güçlerini bölgeden çekmeye ve Gazze'ye kesintisiz insani yardım ulaşımını sağlamaya zorlamak için daha fazla çaba harcamalı. Filistin topraklarında soykırım suçunu işleyenlerin mahkemeler önünde hesap vermeleri sağlanmalı.

Türkiye'nin savunduğu, bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti'nin hayata geçirilmesi adil ve kalıcı barışın sağlanmasının tek yolu. İsrail'in soykırım politikası uluslararası toplum tarafından kınanmalı. Filistin halkının meşru hakları savunulmalı, iki devletli çözüm perspektifi korunmalı. Filistin devletini tanımayan ülkeler biran evvel Filistin'i tanımalı.

İnsan haklarını savunmada ön planda yer alan ve başka ülkelerdeki insan hakları ihlallerini gündemlerine alan, raporlar yayınlayan, başta ABD batılı ülkeler, başta Avrupa Birliği batılı kurumlar, İsrail'in insan hakları ihlallerini görmezlikten gelmemeliler. İnsan haklarını samimiyetle savunduklarını kanıtlamak için bu ülkeye de baskıda bulunmalılar.

Bu koşulların gerçekleşmesi halinde, sınıfta kalan uluslararası toplumun karne notu düzeltilebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürsel Demirok Arşivi

Zafer Bayramı Kutlamalarının Ardından

31 Ağustos 2025 Pazar 14:48

Büyükşehirlere kadın başkan

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:53

Siyasette psikolojiyi kullanan kazanır

19 Ağustos 2025 Salı 10:57

Bıçak kemikte

16 Ağustos 2025 Cumartesi 14:01

Siyaset halka kulak vermeli

07 Ağustos 2025 Perşembe 13:02

Geçmişi Korumak Geleceğe Sahip Çıkmaktır

04 Ağustos 2025 Pazartesi 11:31

Orman yangınları nasıl önlenebilir?

31 Temmuz 2025 Perşembe 10:56

İLERİ YAŞTA SİYASET

21 Temmuz 2025 Pazartesi 10:39