M.Ö 570’lerde bir kadın yaşamış… Adı Sappho imiş. Tarihin ilk kadın edebiyatçısı olarak anılırmış. Afrodit’in rahibelerinden biriymiş. Yazdığı şiirlerde aşkı, tutkuyu, özlemi öyle bir anlatmış ki, asırlardır yankısı kesilmemiş. Biz onu görmedik, sesi kulağımıza gelmedi, ama yazdıkları kalmış. İşte bu yüzden, zamanın ötesinden bize seslenen bir kadın gibi.
Sappho’nun dizeleri sadece edebiyat değildi, aynı zamanda bir meydan okumaymış. Çünkü o dönemde bir kadının duygularını dile getirmesi, hele ki aşkı böylesine cesurca anlatması… Bugün bile bazı toplumlarda ayıplanan şey, o çağda bir kadının kaleminden dökülmüş. İşte bu yüzden Sappho’nun sesi biraz da fırtınanın sesiymiş. Hırçın, cesur ve yakıcı.
Onun yazdıklarında aşk, sadece masum bir “kalp çarpıntısı” değildi. Bazen yakıcı bir tutku, bazen bir yakarış, bazen de Afrodit’e yöneltilmiş bir sitemdi. Bir şairin kalemiyle bir kadının kalbi buluşmuştu satırlarda. Ve düşünsenize, o kalemden çıkan kelimeler binlerce yıl sonra hâlâ dillerde dolaşıyor. Demek ki aşkın dili, çağları aşıyor.
Şimdi gelelim bugüne… Eğer Sappho bugün yaşasaydı, aşkını nasıl dile getirirdi? Bir edebiyat dergisinde mi basılırdı, yoksa bir şarkıcının dudaklarından mı dökülürdü? Belki de yazdıkları bir dizinin repliği olur, milyonlarca insanın diline dolanırdı.
Çünkü aşk hâlâ aynı; değişen sadece onun aktarıldığı mecralar.
Ama asıl mesele şu: Onun zamanında aşkı yazmak cesaretmiş. Bugün ise aşkı yaşamak cesaret gerektiriyor. Çünkü herkesin dilinde, herkesin ekranında, herkesin paylaşımında bir aşk var. Ama o derinlik? İşte orası eksik. Sappho’nun kelimelerindeki yoğunluk, bugünün “aşk sözleri”nin çoğunda yok. Belki de biz, o hırçın dalgayı kaybettik; geriye sadece meltem kaldı.
Sappho bize binlerce yıl öncesinden şunu fısıldıyor olabilir: “Aşk, saklanarak büyümez. Kalpten kaleme dökülmedikçe, varlığını kaybeder.”
Peki, size sorayım… Sizce aşk, gerçekten değişti mi? Yoksa biz, onu anlatma biçimlerimizle mi basitleştirdik?
Ve işte Sappho’dan günümüze ulaşan o dizelerden biri:
“Ay ışığı sönerken,
Yıldızlar da uykuya dalar.
O an, yalnızca ben uyanığım,
Kalbimde seni düşünerek.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.