Toplum ve çevre sağlığının korunması, kamu yararının gözetilmesi adına 55 yıllık bir çevreci olarak konuşmamın gerekli ve de zorunlu olduğuna inanıyorum.

Antalya Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı sıfatıyla geçmişte yat limanında yaptırdığımız su altı temizliği çalışmaları sonucunda denizin dibinden insan ölüsü hariç her şey çıkarılıp imha edilmişti.

 

Şu anda yat limanı,  aynı sıkıntılarla karşı karşıya bulunduğumuz bir vakadır. Suyun rengi gün geçtikçe fiziki (organoloptik) olarak bir değişim içindedir. On-on beş yıl öncesine göre deniz suyu fazında dikkat çeken farklılıklar mevcuttur. Körfezin yüzeyinde yoğun derecede yüzen ve gezen her türden katı atık konsantrasyonuna rastlanabilmektedir.

 

Muhakkak ki su zemininde de suyun taşıyamadığı her türlü katı atıktan söz edilebilir. Yer yer söz konusu atıklar bulanık zeminde görülebilmektedir.

 

Yakın menzildeki yetkililerden alınan bilgilerden; zaman zaman gece saatlerinde kıyıdaki mekanlardan körfeze deşarj edilen sıvı atıklar (domestik atıklar) nedeniyle ağır kokuların çevre atmosferine yayılarak yerli yabancı herkesi rahatsız ettiği hususu bir başka vakadır.

Şayet mümkün olan en kısa zamanda kale içi yat limanında bu uğurda gerekli bilimsel ve teknik tedbirler alınmazsa, su zemininde birikmekte olan naylon plastik, metal organik, ametal ve bio organik, inorganik, organik teressübat, domestik birikim doğal harmanlama yöntemiyle su zemininde birikerek hidrojen sülfürle birlikte metan gazı oluşumuna neden olacağı açıkça ortadadır. Bu kimyasallar da kıyıda ağır kokulara sebep olacağından bu yerde başta lokanta, kafeterya ve diğer eğlence yerleri başta olmak üzere hiçbir deniz aracının çalışamayacağı ciddi bir olaydır. Kaleyi kesinlikle kaybedebiliriz.

 

Birçok yetkili değişik vesilelerle kürsüye çıktıklarında: “Dünya kenti, turizmin başkenti, ekran, reklam, ikram şehri Antalya” diye söze başlamaktadırlar. Eğer Kaleiçi Yat Limanı’yla alakalı olarak yukarıdaki bilimsel normları hatırlatmama rağmen gereğini yapmazsanız; gün gelir kürsülerden bu sözleri sarf etme hakkını yitirmiş olursunuz. Antalya ile öğünemezsiniz. Anayasal ve evrensel vatandaşlık hakkımı kullanarak, vicdanımın sesini dinleyerek sayın yetkililerimize konuyu, insani duygular içinde hatırlatıyorum.

 

Sayın Valim’den talep ediyoruz: Körfezimize orta vade içinde su ve deniz ekosistemi hızla bozulabileceği hatırlanarak İl Hıfzıssıhha Kurulu ve Mahalli Çevre Kurulu’nun olağanüstü toplanarak andığım soruna gecikmeden çözüm getirilmesi fevkalade evladır. Limanda mevcut kooperatifle koordinasyon kurulmasıyla, bir dayanışma içinde sorun çözülebilir.

 

Yarın çok geç olabilir.