İsrailli fanatik yobaz Yahudilerle aylardır konuşuyorum ve şu korkunç gerçeği öğrendim: Savaş cephelerini genişletmek ve tüm dünyaya yaymak Yahudi yobazların Tanrı'ya kendilerine yardım etmesi için Mesih'i yollaması için gönderdikleri, yolladıkları birer mesajdır...Çünkü Yahudi fanatik yobazlar Tanrı'nın en çok kendilerini sevdiğine inanıyorlar...

Önümüzdeki günlerde hatta önümüzdeki saatlerde Gazze'de, Şeria'da, Refah'ta, İran'da, İran'ın Devrim muhafızlarının ve Hizbullah gibi vekillerinin faaliyet gösterdiği Suriye, Lübnan ve Yemen'de, ve diğer Orta Doğu bölgelerinde İsrail kitle imha saldırılarının dozunu yükseltecek...Filistin'de tek bir Filistinli kalmayana kadar İsrail'in askeri operasyonların dozu yükseltilecek...İsrail Filistinlilerin Türkiye dahil 52 Müslüman ülkeye kaçması için her türlü şiddet ve kitle imha yoluna başvuracak...

Barack Obama ABD başkanıyken İsrail'in İran'ı dümdüz etmesini, yerle bir etmesini Netanyahu'ya hakaret ederek engellemişti...Ancak Joe Biden Netanyahu'ya karşı sert değil çok yumuşak tavırlar sergilediğinden Üçüncü dünya savaşının çıkma ihtimali bile bulunuyor...Pakistan'da bile olan atom bombaları İsrail'de en az 400 tane ve büyük olasılıkla da yapılan tahminlere göre İran'ın elinde de atom bombaları var!

İran'lı general Kasım Süleymani 2020'de İsrail tarafından öldürüldü...Yine 2020'de İran'lı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade İsrail tarafından öldürüldü... 2021'de İran'a ait Natanz nükleer tesisi İsrail'in bombardımanına uğradı...İsrail, 1 Nisan 2024'te İran'ın Suriye'nin başkenti Şam'daki konsolosluk binasını vurdu...
Kudüs Gücü komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi'nin de bulunduğu 7 İranlı öldürüldü... İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan 2'si general rütbesinde olmak üzere toplam 7 İranlı askeri danışman öldürülmüş oldu...

Bunun üzerine İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna saldırısının ülke topraklarına saldırı anlamına geldiğini belirterek, 'Konsolosluğa saldırdıklarında toprağımıza saldırmış oluyorlar. Şeytani İsrail rejimi bir hata yaptı ve bu hata nedeniyle cezalandırılmalı ve cezalandırılacaktır' açıklamasında bulundu

İsrail'in en uzun süreli başbakanı Netanyahu uzun zaman önce "İran tehdidini" varoluş nedeni olarak tanımlamıştı. Netanyahu, İran'ı yeni Nazi Almanyası olarak tanımladı...Netanyahu kendisini günümüzün Winston Churchill'i olarak tanımladı...

Netanyahu şöyle dedi: 'Tanrı'nın yardımıyla tüm düşmanlarımızı yeneceğiz' 

İsrail devletinin resmi hesabı bir paylaşım yaptı.

Netanyahu'nun ve başka birçok İsrailli yetkilinin da yeniden gönderdiği ve Hameney'in bir konuşmasından alıntılanan 'İslam Cumhuriyeti, Tel Aviv ve Hayfa'yı yerle bir edecektir' ifadeleriyle başlayan bu paylaşım yarım dakikalık bir video.

21 Mart 2013 Hameney'in açıklamasından bölümler: 

'Düşmanların var olduğunu söyledik. Kim bu düşmanlar? İran milletine karşı komplonun ana yuvası nerede? Bu sorunun cevabı zor değil. Bugün tam 34 yıldır, ne zaman 'düşman' denilse İran halkının aklına Amerika devleti geliyor.

Amerikalı devlet adamlarının bu noktaya dikkat etmelerinde ve İran milletinin bu otuz yılda bazı şeyleri gördüğünü, aşamalardan geçtiğini, düşman deyince İran milletinin aklına Amerika'nın geldiğini anlamalarında fayda var. […]

Elbette ilk etapta ve ilk sıralarda saymadığımız başka düşmanlar da var. Mesela Siyonist düşman da var ama Siyonist rejim İran milletinin düşmanları arasında görülecek kadar büyük değil.

Bazen Siyonist rejimin liderleri bizi tehdit ediyor; askeri saldırı tehdidinde bulunuyorlar. Ama bence onlar da biliyorlar ve eğer bilmiyorlarsa bilmeliler ki şayet bir hata yaparlarsa İslam Cumhuriyeti Tel Aviv ve Hayfa'yı yerle bir edecektir.

Habis İngiliz devleti de İran milletine düşmandır; o İran milletinin geleneksel ve eski düşmanlarından biridir. Ancak İngiliz hükümeti bu alanda Amerika'yı tamamlayıcı bir rol oynuyor.

Britanya hükümetinin kendisi müstakil bir düşman olarak görülebilecek bağımsızlığa sahip değil ve Amerika'nın peşinden gidiyor.

Diğer bazı hükümetlerin de düşmanlıkları var. Fransız devletinin yetkililerinin son birkaç yıldır İran milletine karşı açık bir düşmanlık sergilediğini söylemeyi uygun görüyorum.

Bu, Fransız devlet adamlarının akılsızlığından kaynaklanıyor. Aklı başında bir insan, özellikle de aklı başında bir politikacı, asla düşmanı olmayan bir devleti düşmana çevirme motivasyonuyla hareket etmemelidir."

- ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson:

'İsrail'in yanında yer almak İncil'in bize tavsiyesidir.Çatışmalara çocuklarımızı göndermektense kurşun göndermeyi tercih ederiz.'

1933-1945 arasındaki ABD başkanı Franklin Delano Roosevelt : "ABD demokrasilerin cephaneliğidir...Onlara gereken silah, cephane, mühimmat, gemi, tank, top, uçak, mermi, jeep, yiyecek ve ihtiyaç duydukları her şeyi üretir, tedarik eder ve ellerine geçmesini sağlarız'

Not: 34,5 milyon Sovyetler Birliği askerini 1941-1945 döneminin 10 milyar dolarıyla ABD hazinesi tepeden tırnağa donattı...1941'de ABD'nde bir adet sinema bileti 25 centti...Yani 1941'de ABD'nde 1 dolara 4 adet sinema bileti satın alabiliyordunuz...

ABD Temsilciler Meclisi'nde yapılan oylamada, İsrail, Ukrayna ve Tayvan'a yapılacak yardımları içeren 95,3 milyar dolarlık dış yardım paketi kabul edildi. İsrail'e yapılacak 26,4 milyar dolarlık yardım 58 oya karşı 366 oyla, Ukrayna'ya yapılacak 60,8 milyar dolarlık yardım 112 oya karşı 311 oyla ve Tayvan'a yapılacak 8,1 milyar dolarlık yardım ise, 34 oya karşı 385 oyla meclisten geçti. Yasa tasarısı, Senato'daki oylamanın ardından Biden'ın onayına sunulacak.

Meclis Başkanı Johnson: 'Demokrasi İçin Önemli'

Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, oylamaların ardından yaptığı açıklamada, tasarının kabul edilmesini kutlayarak, bunun demokrasi için önemli, gerekli ve değerli olduğunu belirtti. Johnson, 'Başlıca düşmanlarımızdan üçü (Rusya, İran ve Çin) birlikte çalışıyor. Dünyanın dört bir yanında saldırganlık yapıyorlar. Refahımız ve güvenliğimiz için küresel bir tehdit oluşturuyorlar' dedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Temsilciler Meclisi'nde alınan karar için minnettar olduğunu belirtti. Zelenskiy, 60,8 milyar dolarlık paketin savaşın genişlemesini önleyeceğini, binlerce insanın hayatını kurtaracağını ve her iki ulusun da daha güçlü olmasına yardımcı olacağını vurguladı.

İsrail Başbakanı Netanyahu da oylamanın ardından 'İsrail'e iki partiden de güçlü bir destek olduğunu ve ABD’nin Batı medeniyetini de savunduğunu' belirterek, 'Teşekkürler arkadaşlar, teşekkürler ABD' ifadelerini kullandı.

İsrail'in envanterinde hangi savaş uçakları var?
İsrail ise dünyanın en gelişmiş hava kuvvetlerinden birine sahip.

Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nün (IISS) hazırladığı, küresel askeri kapasiteleri değerlendiren ve savunma bütçelerini içeren rapora göre İsrail F-15, F-16 ve en yeni F-35 uçakları da dahil olmak üzere en az 14 savaş uçağı filosuna sahip.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün (SIPRI) küresel silah transferlerine ilişkin yayınladığı son araştırmasına göre 2019-2023 yılları arasında İsrail'in silah ithalatının yüzde 69'u ABD, yüzde 30'u ise Almanya'dan gerçekleştirildi.

İsrail 7 Ekim’den bu yana Lübnan’ın güney sınırında, Hizbullah hedeflerine karşı beyaz fosfor kullandığını kabul ediyor.

Zehirli bir gaz olan fosfor, gözler ve akciğerler için zararlı ve aynı zamanda ciddi yanıklara neden olabiliyor. Bu nedenle de kullanımı uluslararası yasalarla sıkı bir şekilde düzenlenmekte.

İsrail ordusu, bu tartışmalı silahı, hem Gazze’deki hem de Lübnan'daki silahlı militanlara karşı uluslararası yasalar dahilinde kullandığını savunuyor.

Ancak insan hakları örgütleri bunun savaş suçu olarak soruşturulması gerektiği çağrısını yapıyor.

İsrail ordusu, bu mühimmatı sivillerin de bulunduğu bölgelerde kullanmakla uluslararası yasaları mı çiğniyor? Yoksa savaşta buna hakları var mı?

815 derece sıcaklığa çıkabilen beyaz fosfor aynı zamanda son derecede zehirli bir gaz.

Hamas'ın müttefiki olan Hizbullah, elindeki savaşçı ve silah gücüyle, dünyadaki en güçlü devlet dışı aktörler arasında yer alıyor.

Hizbullah’ın İsrail’e yönelik roket ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarına, İsrail ordusu, hava saldırıları ve top atışlarıyla karşılık verdi. Kullanılan silahlar arasında fosfor bombası da vardı.

Fosfor bombası havada patladığında oksijenle reaksiyona girerek yoğun bir sis perdesi oluşturuyor.

Bu sis perdesi, düşmanın görüşünü kısıtlayarak sahadaki silahlı birliklere neredeyse anında koruma sağlıyor.

Bu çok etkili ve belirli koşullar içinde yasalara uygun bir askeri taktik.

Ancak uluslararası hukuka göre silahlı çatışmada sivillerin korunması tüm taraflar için zorunlu.

Fosfor bombası geçen yüzyılda dünyanın büyük ordularının çoğu tarafından kullanıldı.

ABD Merkezî İstihbarat Teşkilatı'na (CIA) göre Sovyetler Birliği, İkinci Dünya Savaşı sırasında bunu yoğun bir şekilde kullandı.

ABD kendisi de bu kimyasalı 2004'te Irak'ta, ardından 2017'de IŞİD'e karşı Suriye ve Irak'ta kullandığını kabul etti.

İsrail de fosfor bombasını 2008-2009'da Gazze'ye düzenlenen saldırı sırasında kullandığını açıkladı.

Ancak Birleşmiş Milletler, İsrail ordusunun bu silahı sivillerin sağlığını gözetmeden "sistematik” şekilde kullandığı sonucuna vardı. Bunun üzerine İsrail Silahlı Kuvvetleri 2013 yılında fosforu, sık kullanılan silahlar envanterinden çıkarılacağını vaad etti.

İsrail ordusu ise beyaz fosforun sivillerin bulunduğu bölgede "dikkatsizce" kullanıldığı iddiası için BBC'ye açıklama yaptı.

Ordu açıklamasında, istisnalar dışında, yoğun nüfuslu bölgelerde beyaz fosfor kullanılmadığı iddia edildi. Açıklamada istisnai askeri durumlar üzerinde gizlilik bulunduğu ve bunların kamuoyuna açıklanmadığı kaydedildi.

Birleşmiş Milletler’in konvansiyonel silahlara ilişkin sözleşmesi (CCW), yangın çıkarmak veya insanları yakmak için tasarlanan silahlara yönelik kısıtlamalar getiriyor.

Bununla birlikte, İsrail’in de aralarında olduğu birçok ülke, sonunda yangına neden olsa dahi, fosforun sis amaçlı kullanılması halinde, bu yasa kapsamında değerlendirilemeyeceğini savunuyor.

Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bu görüşe katılmıyor. Örgüt BM sözleşmesinde çok fazla "boşluk" olduğunu savunuyor.

HRW’den Ramzi Kaiss, sözleşmenin yangın çıkarıcı silahlar tanımında boşluklar olduğunu söylüyor:

'Ancak uluslararası hukuk kurallarına göre, çatışmalarda tüm taraflar, sivillerin zarar görmesini önlemek yükümlülüğünde. Özellikle de beyaz fosfor gibi mühimmatlar kullanıldığında.'

Bağımsız bir avukat ve askeri uzman Prof. Bill Boothby, İsrail'in uluslararası hukuku ihlal edip etmediğini tespit etmek noktasındaki sorunlardan birinin 'delillerin çatışması' olduğunu söylüyor.

İsraillilerin fosforu çatışma sırasında bir sis perdesi oluşturmak için kullandığını savunduğunu söyleyen Prof. Boothby devam ediyor:

'Köylüler ise ortada savaşçı olmadığı için sis perdesi oluşturmanın bir meşruiyeti olmadığını savunuyor. Gerçekten beyaz fosforun kullanılmasının amacı bu muydu? Bunun cevabını bilmek, saldırıya karar verenlerin aklında ne olduğunu bilmek anlamına gelir.'

'Orantılı' saldırı kavramını da hatırlatan ve 'verilen zararın, beklenen askeri kazanımlardan fazla olmaması' gerektiğini söyleyen Prof. Boothby bunun da yine saldırıya karar verenlerin ne düşündüğünü ve hedeflerinin ne olduğunu bilmeye dayandığını aktarıyor.

2 Aralık 2022 

Netanyahu: Erdoğan eskiden bana 6 saatte bir Hitler derdi...

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD’li gazeteci Bari Weiss'e konuk olduğu podcast programında AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilişkileri üzerine açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın her yaptığını onaylamadığını ama ilişkilerinin düzelmesinden memnun olduğunu söyleyen İsrailli lider, 'Bana 6 saatte bir Hitler derdi' dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilişkileri üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

ABD’li gazeteci Bari Weiss'e konuk olduğu podcast programında konuşan Netanyahu, Weiss'ın 'Erdoğan gibi kişilerle gruplandırılıyorsunuz. Sizi otoriter liderlerle gruplandıran belki de 100 makale okumuşumdur' sözleri üzerine şu ifadeleri kullandı:

'Evet, biraz çocukça. Ben kendimi her zaman seçimlere veririm. Hiçbir zaman bir seçime karşı çıkmadım. Bakın, yıllarca Erdoğan’ın en yakın arkadaşı Barack Obama'ydı. Çok yakın dostlardı. Sanırım bu da Erdoğan daha fazla gazeteciyi hapse attıktan ve basitçe Türkiye’yi standartların altında bir demokrasiye çevirdikten sonra değişti. Bizim ilişkilerimiz iyiye gitti, bana eskiden her 6 saatte bir Hitler derdi…' ifadelerini kullandı.

Not:

İran, bölgedeki duruma ilişkin yol haritası belirlemek üzere BM bünyesinde kurulan Filistin Özel Komisyonu'nun parçası olmasına rağmen, komisyonun çoğunluğunun onayladığı rapora dayalı olarak İsrail devletinin 14 Mayıs 1948'de resmen kurulmasının zeminini hazırlayan ve Filistin topraklarını Filistinliler ve Yahudiler arasında paylaştıran BM Genel Kurulu'nun Kasım 1947'de aldığı 181 numaralı kararla ortaya koyduğu Taksim Planı'na bölgenin Arap devletleri ve Türkiye'nin yanı sıra aleyhte oy kullanan ülkelerden biriydi.