Bir yılda iki dini bayramımız var. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı. Bu iki bayramda on binlerce insanımız mezarlıklara akın ederek mezardaki yatırlarına dua etme görevini ifa ederler.
Bununla yetinilmez. Çok uzun yıllardan bu yana geleneksel hale getirilen, mezarların üstüne mersin dalı dikme alışkanlığı devam ettirilmektedir. Şimdi ufak bir pratik hesap yapalım. Sayısal manada köylerimizde kentlerimizde milyonlarla ifade edilecek kadar mezarlık sayısı var. Söz konusu mezarlar için kucak kucak mersin dalı mezarların üzerine dikilmektedir. Bilindiği gibi mersin bitkisi doğamızda ENDEMİK tür bir bitkidir.
Tonlarca miktardaki mersin temin etmek için derede tepede, dağda bayırda coğrafyamızda ne kadar mersin bitkisi varsa kesici avadanlıklarla kesilip biçilip mezarlıklara taşınmaktadır. Mesela Ramazan Bayramı’nda mezarların üzerine dikilen mersin dalları 70 gün sonra gelen Kurban Bayramı’nda aynı şekilde takviye edilerek mezarların üzerlerinde yığınlar halinde oluşan mersin dalları, ertesi yılın dini bayramlarına kadar kuruyup yangın için tutuşturucu bir malzeme olarak mezarlıklar için ciddi bir yangın riski haline gelmektedir. Diğer taraftan coğrafyamızda meşin bitkisi popülasyonu ciddi bir hasara maruz kaldığından insan eliyle doğamıza derin yaralar açılmış olmaktadır.
Doğanın yeniden kendini yenilemesi imkânsız hale gelmektedir.
Esasen mersin meyvesi özellikle doğadaki tüm kuş türleri başta olmak üzere diğer canlılar açısından da fevkalade bir beslenme kaynağı durumundadır. Diğer taraftan mersin meyvesi insan ihtiyacı bakımından kayda değer ölçüde getiri teşkil eden bir meta durumundadır. Çarşıda pazarda kilosu 100-120 TL ye kadar satılarak para kazanan bir de ticari sektör vardır. Tıbbi anlamda, gıda ve beslenme amaçlı olarak ta da mersin meyvesi barsak floralarını yenileyen, sindirimi kolaylaştıran, kabızlığı önleyen faydalı bir meyvedir.
İnsanımız tüm bu pozitif hadiseyi ve mersin meyvesinin yararlarını bir tarafa bırakarak bu canlıya bu foraya hoyratça, acımadan kıymaktadır. Önemli olan ise, hiçbir devlet kurumu konuyu dikkate alarak engelleme yoluna gitmiyor. Dolayısıyla coğrafyamızda bu bitkiye odaklı olarak flora ve fauna gibi doğal ve tabiat varlıklarımız acımasızca yok edilmektedir.
Yanı sıra bazı sektörler milyonlarca mersin bitki varlığını kesip biçerek kamyonlara doldurup mezarlıklarda mezar sahiplerine satış yaptıkları biliniyor. Bu haksız satışların ve doğaya verilen acımasızlığın engellenmesi için ORMAN BAKANI’NA VE YERELDEKİ ORMAN TEŞKİLATLARIMIZA SESLENİYORUZ…
Ülkemiz coğrafyasında doğamız açısından yeri doldurulamayacak kadar önemli olan ve
ENDEMİK bir tür olan mersin bitkisiyle ilgili bilimsel açıklama yukarıda olduğu gibidir.
1) il ve ilçelerdeki orman teşkilatlarımız, sorumluluk alanlarında bulunan mersin ormanlarıyla ilgili bir tespit yaparak beldelerin haritalarında kayıt oluşturulması,
2) Olayın dini açıdan bir yararı bulunmadığı, tam aksine dine aykırılığı bakımından camilerde konunun hutbe mevzu haline getirilmesi,
3) Kırsalda orman bakım memurlarımızla muhtarlıklarımızın iş birliği içinde konunun takip altına alınması,
4) Gerek okullarda gerek kırsalda ve şehirlerde, geniş halk katmanlarına eğitim amaçlı çalışmalar yapılarak konunun orman suçu niteliğinde, icabında çevre suçu sayılan bu eylemi oluşturanlara karşı yaptırım uygulanmasıyla tahribatın engellenmesi mümkündür.