Günledir söylüyorduk yazılarımızda. 1 Nisan 2024 ülkemiz için bir milat olabilir diye.
Nitekim öyle oldu. Türkiye kırmızıya boyandı. Bunun nedenlerini hiç düşündük mü acaba...
Halk hak ve hukuka saygılı olmayı özledi, adalete, istikrara, hak ettiği ve hak bildiği gerçekleri özledi. Gelir dağılımındaki dengesizlikten, bilhassa son yıllarda çektiği yoksulluğun ıstırabı
içinde 70’lik seksenlik vatandaşlarımız yarım kilo kıyma için sabah ezanlarında başlayan kuyruklarda sıfır derece hava şartlarında saatlerce beklemekten, üşümekten, aç susuz yorgun, bitap düştüler.
Hal böyle olunca belediyeler, insanların açlığına, yoksulluğuna kefilmiş gibi geniş çaplı yardım kampanyaları açarak yediden yetmişe, halkın beslenmesine, yokluğuna, çaresizlik haline maddeten katkıda bulunma gibi eylemler içine girdiler.
Bu ve benzeri, sayısız olaylar zinciri geniş halk kesimlerini 'YETER' demeye zorunlu kıldı. Devreye EYT’liler girdi, milyonlarca emeklinin yüksek perdeden feryatları devreye girdi. Kendisin sahipsiz hisseden ve ülkeyi bir bir terk etmek durumunda olan gençlik ve gençlerin yakınlarının ıstıraplı serzeniş ve yakınmaları girdi.
Bütün bu olayların sosyolojik gidişatı sonucunda toplum yeni bir çıkış yolu arama yolunu seçti. Alınan bilgilere göre Alanya’da belediye başkanlığını 74 yıldan bu yana hep sağ patiler kazanırken 74 yıl sonra ilk defa belediyenin CHP 'ye teslim edilmiş olması bir ibret belgesidir.
Öyle anlaşılıyor ki, bütün bunlardan partilerin alacağı çok ciddi dersler vardır.
Particilikten önce toplumların yönetiminde yüksek vicdana, merhamet ve duyarlılığa odaklı insan hak ve hukukunun adaletli davranmanın, evrensel haklarının korunması esasları dahilinde hareket edilerek yaratılış kanunlarımıza ihanet etmeme ergi'nin geliştirilmesi mutlaka dikkate alınmalıydı. Ama ne yazık ki tarihi süreçte bu evrensel değerlerin genellikle yer yer ve zaman zaman göz ardı edilerek toplumun büyük bir özlem duygusuyla sarsıldığına tanık oluyoruz.
İşte şekilde görüldüğü gibi, 1 Nisan 2024 tarihinde yerel coğrafyalarda ülkemizin kırmızıya boyandığına da tanık oluyoruz. Ülkemiz için siyaset dünyasında bu grafik, veciz manada ders verici bir tarihi belge halini almıştır.
SONUÇ OLARAK BÜYÜK BİR BAŞARIYLA ÇIKAN CHP 'YE DE DİYECEĞİMİZ VAR. AMAN DİKKAT
Aman dikkatli olun, ülke insanının içine düştüğü derin çaresizlik içinde adeta bir liman kabul ederek sığındığı bağrınız; halk için gerçek bir sığınak olarak sürdürülebilirlik içinde halkı kucaklamalıdır. Sakın şımarmayın.
Her geniş çaplı; ilime bilime, akla, mantığa, hukuk ve adalete dayalı, uygulanabilirliği olan projeler hazırlanarak ülkemizin bütününü kucaklayan eylemler içinde olmalısınız. Liyakat, plan proje, ARGE çalışmaları, toplumun her katmanına yaygınlaştırılmalıdır. Sivil toplumun, STK’nın fedakarca çırpınışları asla göz ardı edilmemelidir. Akil kimliklerden, gerçek akıl hocalarından, deneyim ve birikim sahibi uzman kişilerden ve teknokratlardan, geniş kapasiteli, akıl zeka sahibi ülke insanlarımızdan yararlanmak, işinizin bir bölümü olmalıdır.
Sakın anlamsız gururlanmalara, böbürlenmelere, zarar veren duygusallıklara asla itibar etmeyin. Hatırşinast olun, ateş gibi harlamayın, su gibi olun, ehil olun, sevecen kimlikli, hümanist duruşlu, tebessümlü olun, halka kapınızı tümüyle kapatmayın. Düşünen olun, Maddenin tabiatına karşı direnmeyin. Danışmayı, gerektiğinde akıl almayı düstur edinin. Bütün bunlar sizi küçültmez, tam aksine yüceltir. Yücelmek, yüceltmek marifettir.