11.03.2010 tarih ve 6957 sayılı Pazar yerleri yönetmeliğinin pabucu DAMA MI ATILDI?

 

03.07.2005 tarih ve 5393 sayılı yasa, 26.09.2004 tarih ve 5237 sayılı yasa, 07.02.1995 tarihinde yayınlanan kanun, 4077 -2872-1593-12.04.2012 tarih ve 28351 sayılı yasa — 07.06.2005 sayılı yasa ve diğer yasalar neden uygulanmıyor?

 

Alınan bilgilere göre bir haftalık zaman içinde kentimizin muhtelif beldelerinde yetmişe yakın semt pazarı kurulduğu anlaşılmaktadır.

 

İLGİLİ YÖNETMELİK GEREĞİNCE PAZAR YERLERİNDE: 1) Zabıta bürosu 2) Çöp toplama yeri 3) Hoparlör sistemi 4) Elektronik tartılar 5) Aydınlatma sistemi 6) Güvenlik kamerası 7) Tuvalet vb. sistemlerin mutlaka oluşturulması zaruridir, hayatidir, mecburidir. Yoksa Pazar kurulamaz. Sistemlerin oluşturulması kanun gereğidir.

 

KANUN GEREĞİNCE PAZAR YERLERİ KOMİSYONU KURULMASI GEREKİR. KOMİSYONUN TEŞKİLİ:

 

a) Belediye başkanı yahut yardımcısı, b) İmar ve denetim Şb. Müdürü, c) il ve ilçe temsilcisi, d) Emniyet Müdürü temsilcisi, e) Tarım İl ve İlçe Müdürlüğünden, Sağlık Grup Başkanlığından, f) ilgili meslek kuruluşlarından birer temsilci, g) Ziraat Odasından bir temsilci, h) Tüketici örgütünden bir temsilci olmak üzere on kişiden ibaret bir Pazar yerleri komisyon kurulması kanuni bir mecburiyettir.

 

Pazar yerlerinde satış yapan esnafın; kanun gereği yüzde 20’si üretici sınıfından olmalıdır.

 

07.06.2005 tarih ve 5326 sayılı kanuna göre esnafın satışını yaptığı ürünlerin üzerine alış ve satışını gösteren etiket koyma mecburiyeti vardır.

 

07.02.1995 yılında çıkarılan kanuna ve 4077 sayılı yasaya göre tüketici kandırılamaz. Yasaya uymayan esnaf bu yasalar çerçevesinde cezalandırılır.

 

10.06.2004 tarih ve 5188 sayılı yasaya göre özel Pazar yerlerinde güvenlik zabıtası bulundurulmalıdır. 1593 sayılı U.H.K gereğince gıda satışı yapılan esnafın sattığı ürünlerin insan sağlığına uygunluğu aranır. (Kimyasal ve bakteriyolojik açıdan ürünlerin her türlü tehlikeden uzak olmalıdır.)

 

2872 sayılı çevre mevzuatına ve bu yasaya göre hazırlanan yönetmeliğe göre Pazar yeri ve çevresinin her türlü çevre koşula uygun olmalıdır. Gürültü kirliliği dâhil, diğer açılardan çevreyi rahatsız edecek olumsuzluklardan arındırılmış olmalıdır. (Katı ve sıvı atıklardan gürültüden uzak, temiz ve bakımlı).

 

30.03.2005 tarih ve 5326 sayılı kabahatler kanununun 26. maddesine göre geçiş yolları kapatılamaz ve işgal edilemez. 28. maddesine göre yaka kartı zorunluluğu vardır. 29. maddesine göre kılık kıyafet zorunluluğu vardır. 30. maddesine göre satış yapan esnafın mutlaka meslek eğitimi alması ve sertifikalı olması gerekir. 18 yaşın altında eğitim almamış çocuklar ve bireyler Pazar yerlerinde satış yapamazlar. Yukarıdaki kanunlardan bir tanesine bile uyulmaması halinde Büyük Şehir Belediyesi devreye girer. Yürütme yetkisi 12.05.2012 tarih ve 28351 sayılı yasaya göre Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na aittir.

 

ÖZETLE: Günümüzde kentimiz boyutunda kurulan semt pazarlarının hiç birinde yukarıdaki kanunların amir hükümlerine yüzde 99 oranında uyulmadığı açıkça görülmektedir.

 

Özellikle son 10 yıldan bu ana semt pazarlarıyla ilgili olarak, yukarıdaki kanunların uygulanmadığına, anılan yerlerde insan hayatının ve kamu sağlığının adeta alarm veriyor oluğuna ilişkin olarak defalarca gerekçe raporları hazırlanarak ilgili kurumlara sunulmasına rağmen vatandaşın, kamuoyunun ve bizzat olayları belgeleyen bizlerin “İMDAT” çağrılarının dikkate alınmaması çok hazin ve acı bir şehir hikâyesine dönüşmüştür. Kanunlar uygulanmak içindir. Yanılıyor muyuz? Ana yollar cadde ve sokaklar, kaldırımlar araçlar ve esnaflar tarafında işgal edilmiş, yaşam ve seyir güvenliği kalmamış, her açıdan gıda güvenliği tartışılır hale gelmiş, gün boyu, en yüksek perdeden bağırıp çağıran, maskesiz, 7-8 yaşlarındaki çocukların, kulakları sağır eden onlarca esnafın kanunsuz eylemine, eylemi durduran, “DUR” diyen bir güç yok. Yani yukarıda kaydedilen çok sayıdaki kanun, tüzük ve yönetmeliklere ne uyan var ne de uymayanlar hakkında işlem yapan bir güç var.

 

SONUÇ OLARAK: Sayın yetkililer; kamuoyu (tüketiciler) sizlerden; kanunların uygulanmasını istiyor. Yahut “ BU GÖREV BİZİM DEĞİLDİR” şeklinde ortaya bir belge koymanızı istiyor. Aksi halde bu ilgisizliğin sonucundaki vaka, “KANUN SUÇU VAKASI” olarak değerlendirilir.

 

Elimizi vicdanımıza koyup lütfen bu meri yasaları uygulayalım. Yapmayanlar büyük vebal altındadır.