Sömürge değiliz! Haddinizi bilin!

Amerikan elçisi Barrack, Osmanlı yönetim sistemini överek; “Osmanlı İmparatorluğu’ndaki millet sistemi farklı grupların merkezi sistemdeki varlıklarını yüzlerce yıl sürdürmelerine imkân verdi” demiş. Sanırım ülkemize uygun buldukları yeni sistem bu. Daha doğrusu böyle arzu ediyorlar sanki…Ama bir büyükelçinin bunu söylemesi biraz tuhaf olmuyor mu? Mesela başka bir ülkenin büyükelçisi de gidip Amerika’da; “Farklı bir yönetim biçimi sizin için çok iyi olurdu” dese, nasıl bir cevap alırdı, insan merak ediyor haliyle!

Aslına bakarsanız bu düpedüz haddini aşmak, bize de sömürge ülkesi muamelesi yapmaktır! Üstelik o çok övdüğü Osmanlı Devlet Sistemi nasıl çöktü bir de bunu anlatmak gerek. Çünkü:

Osmanlı İmparatorluğunun hakimiyeti altındaki topraklarda bugün 45 ülke, nüfuzu ve etkisi altındaki topraklarda ise 31 ülke bulunmaktadır. Çok uluslu, çok dilli ve farklı dinlere sahip toplumları yöneten, üniter devlet olmayan Osmanlı; isyanlarla, kışkırtmalarla, farklılıklarla, zaten yıkılmaya mahkumdu. Milliyetçilik akımlarıyla parçalanma daha da hızlandı. Ne ümmet ne de padişahın ümmetin Halife’si olması, imparatorluğu bir arada tutmaya yetmedi!

Bu yüzden de yaşanan yıkım, aynı zamanda bir Osmanlı Paşası olan Mustafa Kemal’in de bu konuyu düşünmesine neden oldu. O nedenle de sınırları kanla çizilen Türkiye Cumhuriyeti, üniter yapılı bir ulus devlet olarak kuruldu. Çünkü onu kuranlar, Osmanlı’nın yıkılışını ve yıkılış nedenlerini gayet iyi biliyorlardı. Bunu acı tecrübelerle öğrenmişlerdi. O yüzden anayasanın ilk dört maddesini “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez“ yaptılar. Bir daha yıkım yaşamasın Türk devleti diye. Lozan bunun için yapıldı. Ama Lozan’ı Amerika hiç tanımadı. Şimdi de tek uluslu, üniter devlet yapımız yerine, denendiği her yerde parçalanmalara yol açmış, federal sistemleri öneriyorlar adeta. Eğer bu başarılı olabilseydi, Yugoslavya yıkılmaz ve o kanlı iç savaşlara sürüklenmezdi! Eğer Ümmet fikri başarılı olsaydı, Orta Doğu’daki bütün Arap Devletleri, bir çatı altında olurdu. Üstelik hepsi de aynı dili konuşan, aynı soydan gelen insanlar. Bir de kendi aralarında da kanlı mezhep çatışmaları var! Yani böyle bir birlik ütopyadan öteye gidemez aslında.

Emperyalistlerin bizi ve ülkemizi bu topraklardan sürmek için yeni planlarının; Üniter devlet, Ulus devlet ve Laik yönetim anlayışını ortadan kaldırmak çabası olduğu, gayet açık bir biçimde görülüyor! Ama unuttukları bir şey var; biz masa başında sınırlarını çizdikleri devletlerden değiliz! Biz Ulusal Kurtuluş savaşını, emperyalistlere karşı kazanmış ilk devletiz. Birçok mazlum devlet de bizi örnek aldı. Bu yüzden, hiçbir yabancı ülke, Lozan’ı ve kuruluş ilkelerimizi tartışmaya açamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Bereke Arşivi

Olağanüstü gündemlerden yorulduk!

04 Eylül 2025 Perşembe 11:04

30 Ağustos Zafer Bayramı

31 Ağustos 2025 Pazar 14:47

“Eski Türkiye” neden özleniyor?

28 Ağustos 2025 Perşembe 10:57

Yoksulluk en çok çocukları vuruyor!

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:54

Siyasetin tanımını değiştirdiler!

21 Ağustos 2025 Perşembe 11:12

Döneklik zor şey!

18 Ağustos 2025 Pazartesi 10:59

Bindik bir alamete…

14 Ağustos 2025 Perşembe 15:47

Sahtekarlık ve usulsüzlük diz boyu!

11 Ağustos 2025 Pazartesi 15:24

Masa da ne var?

07 Ağustos 2025 Perşembe 12:57

Dostları arkadaşları olmalı insanın

04 Ağustos 2025 Pazartesi 11:27