Yüz yıllar boyu
Torosların nefesiydi,
Kızılçamlar,
Dağlara renk verir, hayat verirdi.
Çiçeklerin, böceklerin, geyiklerin,
Kartalların, kekliklerin, tilkilerin,
Ormanda başka ne mahlukat varsa
Tümünün can dostuydu.
Birlikte barış içinde dostça yaşarlardı.
Milletin ormanında.
Yağmur sularına yol olur,
Toprak anayı sarıp sarmalardı.
Günlerden bir gün,
İn cin top oynarken
Kara maskeli adamlar peydahlandı
Ormanda,
Çalıp, çırpmayı,
Kesip, doğramayı
Adet edinmiş adamlar,
Sırtlarında baltalarla,
Önce çevreye kol açan ettiler,
Dağların güzeli kızılçamları,
Gözlerine kestiler.
Baltalarıyla giriştiler kızılçamlara
Acımaksızın
Kollarını, dallarını kesmeye
Parçalamaya koyuldular.
Kesilen dallardan gelen
İnlemeleri duymaksızın,
Bu kırımı kaygı, korku, dehşet içinde
İzleyen orman sakinlerinin
Göz yaşlarını görmeksizin
Çığlıklarını duymaksızın…
Kara maskeli adamlar
Gaflet içindeydiler
Düşünemiyorlardı
Bu kırımın yol açacağı
Selleri, yoklukları,
Açlığı, susuzluğu.
Hayal edemiyorlardı
Yol açtıkları bu felaketin
Bir gece vakti ansızın
Heyelan olarak
Kendi yuvalarına çökebileceğini…
Sel olarak ailelerini boğabileceğini
Ve düşünemiyorlardı başlarına
Gelenlerin Takdiri İlahi olmadığını.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.