Uzun bir zamandan beri yürürlükteki maden yasasının revize edilmesini defalarca vurgulayarak bilimsel sonuçlarını durmadan deklare ettik.

Kimse bizi dinlemedi. Bu nedenle 776.000.000 km.kare ülke coğrafyamız üzerinde akıl almaz oyuklar oluşturularak, ulusal yeşil dokumuz günden güne yok edilerek doğamız, yaban hayatı, biyolojik oluşumlar, vahşi yaşantı, doğal kaynaklarımız, fulora ve fauna ekosistem telafisi mümkün olmayan hasarlara maruz bırakıldı. İnsan müdahaleleriyle su kaynaklarımız kuruyor, mevcut akar sularımız, kuruma yolundaki göllerimiz ve deniz kıyılarımız acımasızca kirletiliyor

İlime, bilime, akla ve mantığa yatırımlara asla karşı olamadığımızı da ayrıca vurgulamak isterim. Ancak bu günkü yatırım formatıyla ülkemizin ekonomik, ekolojik, biyolojik, sosyolojik, psikolojik açılardan etkileşime itilerek 85.000.000 insanın kader planının da değiştirilmesine razı olamayız.

BİR ÖRNEKLE AKBELEN OLAYININ SONUÇLARINI DA ŞÖYLECE ÖZETLEDİĞİMİZDE

1) Ormanlarımız Türk Milletinin oksijen fabrikaları+85.000.000 insanın akciğeri, Milyonlarca canlının yuvası, su kaynaklarımızın doğurgan anası, atmosferdeki PH gibi bir yaşam iksirinin sigortası, bölge ikliminin akort düdüğü, göz ve gönül zenginliğimiz, tarım ve hayvancılığın, ekonomik bakımdan denge çubuğudur.

2) Ormanların yok edilmesiyle; olmazsa olmazımız olan tüm bu değerlerin iflas etmesi ise, sürdürülebilir insan yaşamının yara alması anlamına gelir. 100 yaşında bir çam ağacı 60 insanın oksijen ihtiyacını sağlar. Zararlı CO2'yi izole ede

3) Orman zemininden çıkarılacak kömürler yakıldığında atmosfere salınım yapacak baca gazları nedeniyle çok alanlı kanserojen maddeler, (CO-CO2-S- SO2+HSO3,+NOx + NO+ NO2+Pb+Hg+partiküler kirlilikler) atmosferde aktif hale dönüşünce bölgede yaşayan tüm insanların trakasında ( nefes borusunda), üst solunum yollarında, akciğer alveollerinde ( hava keseciklerinde) tümüyle solunum sistemi üzerinde oluşacak sağlık sorunlarıyla kanser vakaları artacaktır. Tedavi düzeyinde yeterli hastane bulunmayacak, ilaçların binlerce Lira bedelini insanlar karşılayamayacak, bir taraftan da toplumsal maliyetlerin yükselmesiyle ülkemiz insan tahmin edilemeyen bir yokluğa, ekonomik buhrana sürüklenecektir. Ayrıca baca gazları iyi kontrol edilemez ise bölgede toplu ölümler de olabilecektir. Tıpkı 1950’lerde Londra hava kirliliğinden 4000 insanın boğulup öldüğü gibi.

4) SONUÇ OLARAK ÜLKEMİZİ,İL VE İLÇELERİMİZİ YÖNETENLERİMİZE HİTABEN: Ey değerli, sorumluluk sahibi idareci, yönetici etkili ve yetkili devlet adamlarımız, Bir milletin yok edilmesine yahut muasır medeniyete ulaşmasının reçetesi, işaret fişeği (-), (+) konumlarıyla gerçek yukarıda olduğu gibidir. Anayasamızın 169, 3. ve 56 maddeleriyle ilgili hukuka, tüzük ve yönetmeliklere, insan ve doğa haklarının korunması adına evrensel hukuka uyalım yeter diyorum.