Bayramlar; birlik, beraberlik, dayanışma günleridir. Dostluk, kardeşlik, barış, huzur, mutluluktur. Hep bu duygularla gireriz, bayramlara…
Ancak bayramlarımız, bayram olmaktan çıktı…
Dünyaya kafa tutmuş bir milletin bugün geldiği nokta, üzüyor insanı. İnsanlar, etnik, dini ve mezhepsel kamplara bölündü…
Milletimizi, ülkemizi parçalamak isteyen hainlerin, işbirlikçilerle sahnelediği oyunla önce halk kutuplaştırıldı…
Açık-kapalı, Alevi-Sünni, Laz-Çerkez, Türk-Kürt, laik-anti-laik vs…
Yurtta, sulh kalmadı…
Yetmedi, komşularla da sulh kalmadı…
İç barışımız, komşularımızla huzurumuz bozuldu…
Gelinen noktada ekonomi, sağlık, eğitim vs konularında yaşanan sorunlarına kalıcı çözüm üretemeyen, kısa vadeli politikalarla günü kurtarmaya çalışan bir ülke olduk…
Öyle ki bugün bir bakan çıkıp ‘’Bizden mucit çıkmaz’’ diyebiliyor…
Oysa dünyanın dâhisi Mustafa Kemal Atatürk gibi bir lideri, nice devlet ve bilim insanlarını çıkarmış bir ülkeyiz…
Yoktan var edilen ülkemizin, bugün geldiği nokta bu olmamalı…
Bunun için herkes ama başta erk sahipleri ‘Ne yapıyoruz’ diye düşünmemeli…
Birbirimizi saygı duymayı, farklı görüşleri dinleyip, doğru olanı yapmayı denemeliyiz…
Hırsımıza yenilmeyip, ulusal çıkarlarımızı savunmalıyız…
Bu ülke bizim, bu memleket bizim…
Nazım Hikmet’in şiiriyle yazımı noktalarken ülkemize barış, huzur dolu günler diliyorum…
Dörtnala gelip uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim
Bilekler kan içinde
Dişler kenetli
Ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim
Kapansın el kapıları
Bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.