
İbrahim Akkaya
Acı şeker bayramı
Bayramlar çok özel günler..
Sağlık, mutluluk ve başarı dileklerinin iletildiği günler.
Küskünlerin barıştığı, hasret çekenlerin kucaklaştığı günler bayramlar.
Bayramların uğuruna inanılır..
Bayramlar sevinç ve huzurun habercisi olarak kabul edilir.
Umutla beklenir bayramlar..
Heyecan yaratır bayramlar.
Kıpır kıpır oluruz hepimiz.
Kişiye moral aşılar..
Geleceğe daha güvenle bakmasını sağlar..
Olumsuz düşünceler bayramlarda rafa kalkar, pozitif düşünce ön plana çıkar..
Geleneklerimizde bayramlar çok özel bir günler olarak kabul edilir.
Saygının, sevginin, dostluğun, kaynaşmanın, birlikte yaşama ülküsünün yaşatıldığı özel günlerdir bayramlar..
Evet bayramları böyle biliriz..
Daha doğrusu böyle bilirdik.
Bayramların gelmesini dört gözle beklerdik..
Ama o bayramlar da, o özel günler de çok gerilerde kaldı.
Şeker Bayramı’nı mutsuz, üzgün ve kırgın kutluyoruz.
Bu bayramda acı şeker yediriyorlar bize..
Çünkü ‘asrın davası’ olarak bilinen Ergenekon Davası’nda bayramın hemen öncesinde verilen cezalar hepimizi yürükten yaraladı..
Akla, mantığa ve vicdana sığmayan cezalarla hepimiz şok olduk.
Sadece Silivri zindanlarında çürütülenler değil, hepimiz cezalandırdık Ergenekon kararları ile..
Bize bayram hediyesini böyle vermeyi uygun gördüler..
Derin keder içindeyiz..
Sapma sapan, uyduruk belgelerle cezalandırılan yurtseverler ve onların aileleri, yakınları ve dostlarının hangi duygular içinde olduğunu anlamak için empati yapmaya da gerek yok.
Türkiye cezalandırıldı..
Atatürkçüler cezalandırıldı..
Laikler cezalandırıldı..
Demokratlar cezalandırıldı..
Türk Silahlı Kuvvetleri cezalandırıldı..
Bu vatan için canını seve seve vermeye hazır olanlar cezalandırıldı..
Düşünce cezalandırıldı..
Yazar, çizer takımı cezalandırıldı..
Ergenekon sanıklarının suçsuz olduğuna yürekten inanlar cezalandırıldı..
Türkiye’de dayatılmak istenen kara rejime karşı çıkanlar cezalandırıldı..
Böylesine acı ve keder dolu bir süreçte bayramların da bir önemi kalmadı..
Buruk bir bayrama giriyoruz..
Türkiye’nin üzerinde kara bulutlar Ergenekon kararları ile çoğalmaya başladı.
Ülkeyi yönetenler, “yargının kararına saygılıyız’ deseler de göbek attıklarını hepimiz yakından biliyoruz.
Ergenekon cezalarına alkış tutanları da lanetliyoruz.
Önce Balyoz, ardından Ergenekon..
Çok önemli bir viraja geldik..
Bu haksızlığa susacak mıyız ?
Uslu çocuk olup yaşananlara seyirci mi kalacağız ?
Başımızı dik mi tutacağız ?
Yoksa teslim bayrağını mı çekeceğiz ?
Bayramı bize zehir edenlere yanıtımız ne olacak ?
Omuz omuza verip, direnecek miyiz ?
Bizi cezalandırmakla ısrar edenlerin oyunlarına boyun mu eğeceğiz ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.