Biri köşeden ‘ağzı olan konuşuyor’ diye sallıyor, biri gelen pasla gol atıyor, ‘ahkam kesmeyin’ diyor. Herkes birbirine racon kesiyor, ayar veriyor…

Bak güzel kardeşim ağzı olan konuşsun ki senin gibi kalemi olan da yazsın. Herkes farklı görüşlere saygılı olmalı ya demokrasilerde…

O yüzden herkes her şeyi savunabilir. Yeter ki suç oluşturmasın söylenenler ve nezaketi gözden çıkarmayın…

Mesela bir oda başkanı çıkıp ödüllü Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkılmasını savunabiliyor. Üstelik de genel merkezi dava açmışken….

Sonra ayar verip ‘yıkılmasın’ diyenlere, müze otelciliğe dalıyor…

Cahil, teknik bilmeyen biriyim misal. Benim memlekette tarihimi, doğamı, kent belleğimi korumaya hakkım yok mu!

Kaldı ki ‘müze yıkılmasın’ dediği için hedefe konulan dünyaca ünlü devlet sanatçısı…

Bakıyorsunuz görevi kamu yararına yayıncılık yapmak olanlar çıkıp ‘yıkılsın’ diyerek istikbaline su taşırken, kent belleğine sahip çıkması gerekenler neden yıkımı savunduğunu anlatırken baklayı çıkarıyor…

Tüm meselenin otel olduğunu baştan beri ‘otel iddiası’ şeklinde dile getiren cahil ben ve bu iddiayı dile getirenler haklı çıktı…

Kültür ve Turizm Bakanımız Antalyalı turizmci Mehmet Nuri Ersoy’un duyarlılık göstereceğine inanıyorum…

Çünkü yıkmak çağdaşlık olsaydı, dünyanın en gelişmiş ülkeleri gerici olurdu. Çünkü müze ve müze otelcilik konusunu irdelediğinizde ne demek istediğimi çok daha iyi anlarsınız. Çağdaş mimariye karşı değiliz. Hatta bir müze otel EXPO alanına yapılabilir. Kimse de karşı çıkmaz…

Ama ödüllü mücevher kutumuzun yıkılması kabul edilemez…

O bizim, gelecek nesillere emanet bırakacağımız bir yapı…

Komşumuz Adana’da mevcut müze korunarak yenisi yapıldıysa Antalya’da da bu olabilir…

Bu arada müze otel demişken herkesin İstanbul’daki hazinemiz “Pera Palace Hotel”i görmesini şiddetle tavsiye ediyorum…

Yaklaşık 120 yıldır tarihe meydan okuyan ülkemizdeki ender müze oteldir…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Agatha Christie’nin müzeleştirilmiş odaları vardır…

Ve efsaneye bin selam…

Yerel değil, evrensel mirasımız için Efsane Başkan Selahattin Tonguç, sit alanı falezlerin korunması için nasıl 84 yaşında bir yurttaş olarak çığlık attıysa müze için de haykırdı…

Hem de nasıl bir haykırış…

“Tarihte korsanlar dahi bu denli yağmacı olmadı”…

Son söz…

Müzemiz için 2000’in başında yapılan genişleme projesi ile kafeterya, sergi ve konferans salonu yapılmıştı. O dönem Muratpaşa Belediye Başkanı olan Süleyman Evcilmen döneminde belediye hissesinin müze için devredildiğini hatırlıyorum…

Kültür Bakanı İstemihan Talay dönemiydi…

Bunu da şuraya bağlayayım…

Az çok mürekkep yalamış bir kamu yönetimi uzmanı olarak; isterse Muratpaşa Belediyesi’nce harekete geçilip eğer ticari alan ve otel içeren bir proje söz konusuysa amaç dışı kullanım nedeniyle belediye hissesi geri alınır…

Tabii istenirse…

Yapımda ve yayında emeği geçenlere, tribüne oynamayan gerçek mücadelecilere selam olsun…

Son dakika rol kapıcıları biz kaç kişiyiz, biz birbirimizi biliriz…