
Hakan Sonok
Almanya 6 milyon Yahudiyi öldürdüğünden İsrail'den desteğini çekemiyor
The World at War
ALMANYA 6.000.000 YAHUDİYİ ÖLDÜRDÜĞÜNDEN İSRAİL'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMİYOR!
7 Ekim 2023 sonrasında 20.000'i Hamas savaşçısı toplam 70.000 Gazzeli İsrail ordusu tarafından öldürüldü; 150.000 Gazzeli'de İsrail ordusu tarafından yaralandı...
Uluslararası Soykırım Bilimcileri Derneği, İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığını açıkladı. Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda ve ayrıca ulusal mahkemelerde de çeşitli dava süreçleri var.
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı İspanyol Teresa Ribera, İsrail'in Gazze'deki operasyonlarını "soykırım" olarak tanımladı...Ribera, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki operasyonlarını "soykırım" olarak nitelendirdi. Böylece, savaşın başından bu yana İsrail ilk kez bir Avrupa Komisyonu üyesi tarafından açık bir dille soykırımla suçlanmış oldu.Paris Siyasi Bilimler Akademisi'nde (Sciences Po) katıldığı bir etkinlikte konuşan Ribera, "Gazze'de yaşanan soykırım, Avrupa kentlerinde yayılan protestolara ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi 14 ülkenin acil ateşkes talebine rağmen, tek sesle konuşamayan ve hareket edemeyen Avrupa'nın iflasını ifşa ediyor" ifadelerini kullandı.Daha önce yaptığı açıklamalarda da İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askerî harekâtını ağır bir dille eleştiren İspanyol siyasetçi Teresa Ribera'nın "soykırım" kelimesini kullanması bir ilke işaret ediyor. Avrupa Komisyonu üyeleri ile Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin temsilcilerinin büyük çoğunluğu, Gazze Savaşı ile ilgili açıklamalarında bugüne dek "soykırım" ifadesini kullanmaktan kaçınmıştı. İsrail ise "soykırım" suçlamalarını reddediyor.
356 kilometrekarelik minik Gazzede yaşayanları Donald Trump'ın Yahudi asıllı damadı Jared Kushner, Amerika Birleşik Devletleri Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump ve İngiltere eski Başbakanı Tony Blair
aşağıda adı geçen yerlere sürgün edecekler:
Mısır'a ait Sina Yarımadası,
Somali,
Somali’den ayrılan Somaliland,
Birleşik Arap Emirlikleri,
Suudi Arabistan,
Ürdün,
Endonezya,
Uganda,
Güney Sudan,
Libya,
Suriye,
Arnavutluk,
Bosna Hersek,
Negev Çölü...
"HAMAS İÇİN ÖLÜM" ÇAĞRILARI YAPAN ŞARKICI: ENRICO MACIAS
İstanbul Valiliği, İsrail'e destek verdiği bilinen Cezayir asıllı Fransız müzisyen Enrico Macias'ın 5 Eylül Cuma günü Harbiye'de düzenlenmesi planlanan konserinin, gelen yoğun tepkiler ve etkinliğin protesto edilmesi çağrıları üzerine iptal edildiğini duyurdu.Valilik tarafından karara ilişkin yayımlanan açıklamada, "05.09.2025 günü Şişli İlçesi Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'nda gerçekleşmesi planlanan Enrico Macias konser etkinliği öncesi çeşitli sosyal medya platformlarında, etkinliğin protesto edilmesine yönelik yoğun çağrılar yapıldığı tespit edilmiştir. Terör devleti İsrail'in Gazze'de alçakça devam ettirdiği soykırımı ve soykırım destekçilerini protesto etmek için yapılacak gösterilerin, protesto edecek olan gençlerimizi yasal zeminde haksız duruma düşüreceği ve mağduriyetlere neden olacağı değerlendirilmektedir" denildi. Valilik, konseri iptal kararını, "Bu nedenle, Şişli Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'nda ve çevresinde yapılması planlanan tüm konser, gösteri, yürüyüş, basın açıklaması, oturma eylemi vb. etkinlikler 05.09.2025 günü 00.01-23.59 saatleri arasında yasaklanmıştır" sözleriyle açıkladı.ÖZGÜR-DER adlı örgütlenme, Enrico Macias konserini protesto etmek için Harbiye'de toplanma çağrısı yaparak, "Hamas için ölüm çağrısı yapan Siyonist yerleşimci Enrico Macias'ın Türkiye'de bulunmasını protesto ediyoruz" ifadelerini kullanmıştı.Konserin iptal edilme kararının ardından örgütün X hesabından yapılan paylaşımda ise, protestonun "lüzumunun kalmadığı" ve dolayısıyla iptal edildiği belirtildi.
İsrail'in Gazze şehrinde sürdürdüğü askerî harekâtta kent merkezine yaklaştığı bildirildi. Reuters haber ajansının bölgedeki muhabiri tarafından aktarılan bilgilere göre, İsrail'in tahliye çağrısına rağmen binlerce Filistinli evini terk etmeyerek bina yıkıntıları arasında yaşam mücadelesi vermeye devam ediyor. Gazze kentinde yaşayan bir Filistinlinin, Reuters muhabirine "Buradan gitmemizin ya da kalmamızın ne anlamı var? Evlerini ter eden on binlerce kişi, buna rağmen İsrail tarafından öldürülmedi mi? Neden böyle bir çabanın içine girelim?" dediği aktarılıyor.
Fransa, Malta, İngiltere, Kanada, Belçika ve Avustralya başta olmak üzere Batılı ülkeler eylül ayında yapılması planlanan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantıları sırasında Filistin devletini tanıyacaklarını açıklamıştı...Danimarka ve Norveç'in iki devletli çözümü somut diplomatik araçlarla yeniden canlandırmayı amaçlayan birleşik Avrupa kararı kapsamında, Londra ve Paris ile eşgüdüm içinde aynı adımı atmayı planladıkları öğrenildi...
Fransa lideri Emmanuel Macron, bu kararın Eylül ayında BM Genel Kurulu'nda resmen ilan edileceğini belirterek, “Fransız halkı Orta Doğu’da barış istiyor. Bu, bize ve ortaklarımıza düşen tarihi bir sorumluluk” ifadelerini kullandı. Macron ayrıca kararını Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a gönderdiği bir mektupla da iletti.ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise Filistin devletini tanımanın “Hamas propagandasına hizmet edeceğini” ileri sürdü.
Belçika Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Maxime Prevot, hükümetinin İsrail'e güçlü bir mesaj gönderme amacıyla Filistin Devleti'ni tanıma kararı aldığını belirterek, Gazze'de olanları "açıkça bir soykırım" olarak tanımladı...Bakan Prevot, "Açıkçası, kişisel görüşüme göre, bu açıkça bir soykırımdır. Bu yüzden Belçika hükümetine net karar alması için bu kadar baskı yaptım." dedi. Prevot, AB içerisinde Almanya gibi ülkelerin pozisyonuna değinerek, "Elbette benim görevim diğer üye ülkelerdeki meslektaşlarımı yargılamak değil. Almanya ve diğer ülkelerin de İsrail'e karşı güçlü bir karar alma konusunda neden isteksiz olduklarını tarihe bakarak anlayabiliyorum." diye konuştu. Alman hükümetinin, Gazze'de kullanılabilecek askeri teçhizatın İsrail'e ihracatını askıya alma kararına işaret eden Prevot, şunları kaydetti:
"Alman hükümetinin de bazı sınırlamalar olduğunu düşündüğünü fark ettim. Bu önemli bir konu ve tepki seviyesini artırmak için tüm AB ülkelerini harekete geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü güçlü açıklamalar ve güçlü kararlar olmadan AB dış politikasının güvenilirliğinin tamamen çöktüğü apaçık ortada. Bu yüzden AB olarak, hep birlikte net mesajlar gönderebilme kapasitesine kesinlikle sahip olmalıyız."
İsveç, 2014 yılında Filistin’i tanıyan ilk Avrupa Birliği (AB) üyesi olmuştu. Son bir yıl içinde İspanya, Norveç, İrlanda, Jamaika, Ermenistan ve Slovenya da benzer kararlar aldı. Mayıs 2024’te İspanya, Norveç ve İrlanda, Haziran’da ise Slovenya Filistin’i resmen tanıdıklarını duyurdu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Filistin devletini tanıma kararını eleştiren ABD Başkanı Trump, Kanada'yı da benzer bir hamle yaptığı için tehdit etti.Kanada Başbakanı Mark Carney, İsrail'in işgal ettiği Gazze'deki uygulamalarını kınamış ve eylülde yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) Filistin'i devlet olarak tanıyacaklarını duyurmuştu.Trump, gümrük vergisiyle ilgili müzakerelerin sürdüğünü hatırlatarak Kanada'nın Filistin'i tanıma kararının "ticaret anlaşmasına varmalarını çok zorlaştıracağını" söylemişti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinden (ABD,İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin) Çin ve Rusya Filistin devletini daha önce tanımıştı...
ALMANYA 6.000.000 YAHUDİYİ ÖLDÜRDÜĞÜNDEN İSRAİL'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMİYOR
Avrupa Birliği'nde İsrail'e yaptırım isteyen ülkelerin sayısı artarken buna itiraz eden Alman hükümeti giderek yalnızlaşıyor.AB'nin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, İsrail'e yaptırım uygulanmasını destekleyen ülkelerin "sayısı gittikçe artan bir çoğunluğu oluşturduklarını" söyledi...
Almanya Başbakanı Friedrich Merz ve Dışişleri Bakanı Johann Wadephul başta olmak üzere üst düzey Alman siyasetçilerin büyük bir bölümü, Netanyahu hükümetinin Gazze ve Batı Şeria'daki eylemlerini sorgulamak ve eleştirmekle birlikte İsrail'e uluslararası hukuk sınırları içinde hareket etmesi yönünde çağrılar yapmakla yetindi.
Anketler, Almanya'da İsrail'e silah gönderilmesine karşı çıkanların oranının giderek arttığını gösteriyor. Kamu yayıncısı ZDF tarafından düzenli olarak yaptırılan son Politbarometer anketine göre Almanların yüzde 76'sı İsrail'in Gazze'deki eylemlerinin haklı olmadığına inanıyor. Aynı anket, Almanların yüzde 83'ünün Merz hükümetinin İsrail'e silah ihracatını durdurması veya sınırlandırması gerektiğini düşündüğünü gösteriyor.
Diğer anketler de Almanların İsrail algısının giderek kötüleştiğine, İsrail hakkında olumlu görüşe sahip olanların giderek azaldığına işaret ediyor.
Muhalefetteki Sol Parti AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nın askıya alınması ve İsrail'e silah ihracatının durdurulmasını talep ediyor...Sol Parti'ye yakın Rosa Luxemburg Vakfı'nın Ortadoğu uzmanı Katja Hermann, İsrail'in Gazze'de yaptıklarının zaten Alman kamuoyunda tartışıldığına işaret ederek "Almanya'daki baskının artmaya devam edeceğini tahmin ediyorum" öngörüsünü paylaşıyor.
Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin koalisyon hükümeti ortağı Sosyal Demokrat Parti'de (SPD) İsrail'e karşı daha somut adımlar atılması yönünde çağrılar yükseliyor, artık yaptırımların uygulanması zamanının geldiği belirtiliyor.
İsrail Başbakanı Netanyahu, Suudi Arabistan'ın Tel Aviv ile normalleşme için Filistin devletinin kurulması şartına atıfta bulanarak, "Filistin devleti istiyorlarsa bunu Suudi Arabistan topraklarında kurabilirler" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki aralık ayında İsrail'i ziyaret etmeyi planladığı öğrenildi...
356 kilometrekarelik minik Gazzede yaşayanları Donald Trump'ın Yahudi asıllı damadı Jared Kushner, Amerika Birleşik Devletleri Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump ve İngiltere eski Başbakanı Tony Blair
aşağıda adı geçen yerlere sürgün edecekler:
Mısır'a ait Sina Yarımadası,
Somali,
Somali’den ayrılan Somaliland,
Birleşik Arap Emirlikleri,
Suudi Arabistan,
Ürdün,
Endonezya,
Uganda,
Güney Sudan,
Libya,
Suriye,
Arnavutluk,
Bosna Hersek,
Negev Çölü...
Trump’ın bu konuda detaylı çalışmalar yaptığı ortaya çıktı. 27 Ağustos'ta bu konuda Washington'da gizli toplantı yapıldı...
Washington’ın planına göre ise Gazzeliler kişi başı 5 bin dolara başka ülkelere göçe teşvik edilecek.Trump yönetiminin üzerinde çalıştığı 38 sayfalık “Gazze yeniden inşa, ekonomik ivme ve dönüşüm yönetimi (TRUST)” başlıklı plana göre Trump’ın, bölgenin idaresini ABD’nin devralarak en az 10 yıl yetkili olması görüşüne dayanıyor. Planda bölgenin turistik bir tatil ve ileri teknoloji üretim merkezi haline getirilmesi öngörülüyor.
Plana göre kıyı şeridinde kurulacak tatil köyleri ile İsrail sınırına yakın bölgelerde oluşturulacak sanayi bölgeleri arasında altı ila sekiz noktada “modern ve yapay zekâ destekli akıllı şehirler” kurulacak ve 20 kata kadar apartmanlar inşa edilecek. Karma kullanımlı alanlar arasında “konutlar, ticaret, hafif sanayi ve klinikler, hastaneler, okullar ve daha fazlası dahil olmak üzere diğer tesisler” ve “tarım arazileri, parklar ve golf sahaları dahil olmak üzere yeşil alanlar” yer alacak.Planda yer alan hesaplamalar, sanayi bölgelerinin bir milyon istihdam yaratmasını ve 100 milyar dolarlık bir yatırımın 10 yıl sonra neredeyse dört katına çıkarak sürekli “kendi kendini üreten” gelir akışları sağlamasını öngörüyor.
Planda “maliyet arttırıcı” olarak görülen Gazzeliler için ise göç formülü öneriliyor. Buna göre yeniden inşayı üstlenecek firma, Gazze’de yaşayan 2 milyon Filistinli nüfusun başka bir yere göç etmesi için kişi başı 5 bin dolar nakit ödeme yapacak ve Gazze dışında yaşadıkları yerin 4 yıl kirasını ödeyip bir yıl gıda yardımında bulunacak. Topraklarını terk etmek istemeyen Gazzeliler için ise Şeridin içinde oluşturulacak “kısıtlanmış güvenli” bölgelerde inşaat süreci sonuna kadar barınarak proje bitiminde apartman dairelerinin teslim edilmesi vaat ediliyor.
(Gaza postwar plan envisions ‘voluntary’ relocation of entire population
The Trump administration and international partners are discussing proposals to build a “Riviera of the Middle East” on the rubble of Gaza. One would establish U.S. control and pay Palestinians to leave.
Updated September 2, 2025)
https://www.washingtonpost.com/national-security/2025/08/31/trump-gaza-plan-riviera-relocation/
2025 Venedik Film Festivali'nin en çok konuşulan yapımlarından biri olan "The Voice of Hind Rajab - Hind Receb'in Sesi"nin ilk gösterimi sonunda film 23 dakika boyunca alkışlandı...Tunuslu yönetmen Kaouther Ben Hania'nın imzasını taşıyan film, Gazze'de savaşın ilk günlerinde hayatını kaybeden 5 yaşındaki Filistinli Hind Receb'in gerçek hikayesini anlatıyor. Gösterim sonunda film, festivalin şu ana kadarki en uzun alkışı olan 23 dakika süren ayakta alkışla karşılandı. Salonun boşaltılması için ışıkların kısılmasına rağmen alkışlar dakikalarca sürdü.Hind Receb, Ocak 2024'te ailesiyle birlikte Gazze şehrinden kaçmaya çalışırken içinde bulunduğu aracın vurulmasıyla amcası, halası ve üç kuzeniyle birlikte saldırıya uğramıştı. Receb, saatlerce araçta mahsur kalmış ve bu süre boyunca Filistin Kızılayı'yla telefonla konuşarak yardım istemişti. Ancak paramedikler bölgeye ulaştığında, hem Receb hem de kendilerini kurtarmaya çalışan sağlık görevlileri ölü bulunmuştu. Basında yer alan soruşturmalar, İsrail tankının araca yaklaşık 335 mermi sıktığını ortaya koymuştu. Filmde Receb'in telefonda kaydedilen sesi de kullanılıyor.
Gazze’ye yönelik ablukayı kırmak amacıyla 44 ülkeden aktivistler ve siyasetçilerin yer aldığı Küresel Sumud Filosu’nun 20 gemilik ilk grubu önceki gün İspanya’nın Barselona kentinden yola çıkarken, İsrail’in filoya “terörist muamelesi” yapmayı planladığı bildirildi.
İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in kabineye sunduğu plana göre, filodan gözaltına alınan tüm aktivistler terör suçlularının tutulduğu Ketziot ve Damon hapishanelerine gönderilecek.
Bu kişiler, önceki uygulamaların aksine gece gözaltısından sonra serbest bırakılmayacak, uzun süreli tutukluluk altında özel haklardan (televizyon, radyo, özel yemek) da mahrum bırakılacak. Ayrıca filoya katılan tüm yardım gemilerine el konulacak ve İsrail kolluk kuvvetleri tarafından kullanılmak üzere müsadere edilecek.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Filistin ile dayanışma ve İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukasını kırmak için 44'ten fazla ülkenin desteğiyle yola çıkan Küresel Sumud Filosu'na katılan İtalyanların güvenliğini sağlamak için tüm önlemlerin alınacağını söyledi.
Meloni, ABD merkezli Meta şirketine ait Facebook ve Instagram’daki hesaplarından yaptığı paylaşımda, kendisine mektup yazarak, Küresel Sumud Filosu’na katılan 4 parlamenter de dahil İtalyanların hükümet tarafından korunup korunmayacağını soran ana muhalefetteki Demokratik Partinin (PD) lideri Elly Schlein'a yanıt verdi.Meloni, bu girişimin sembolik ya da siyasi bir amaç taşıyabileceğini de kabul ettiğini dile getirerek, "İtalyan hükümeti, şimdiye kadar daima garanti altına aldığı gibi, yurt dışındaki vatandaşlarımızın böyle durumlarda korunması ve güvenliğinin sağlanması için tüm önlemleri almayı temin eder." ifadelerini kullandı.
Filistin ile dayanışma ve İsrail'in ablukasını kırmak için 44'ten fazla ülkenin desteğiyle Küresel Sumud Filosu (Global Sumud Flotilla) adıyla oluşturulan uluslararası sivil yardım filosuna bağlı tekneler, 31 Ağustos'ta İspanya'nın Barselona kentinden Gazze'ye doğru yola çıktı. Aynı gün İtalya'nın Cenova kentinden de toplamda 300 ton yardım malzemesi taşıyan birkaç tekne, Küresel Sumud Filosu'na katılmak üzere Akdeniz'e açıldı.Arapça "kararlılık" veya "sarsılmaz azim" anlamlarına gelen Sumud, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın ardından Filistin halkı arasında baskı ve direnişi anlatan bir kavrama dönüştü. Sumud kavramı, Filistinlilerin topraklarında kalması, Filistin kimliğinin ve kültürünün canlı tutulması ile şiddet içermeyen sivil itaatsizlik gibi yollarla işgale direnip alternatif kurumlar inşa etmenin yollarının aranmasını ifade eder. Filistin'de zeytin ağacı ve köylü hamile kadın bu kavramı tasvir etmek için kullanılır.
Roma'da İtalya Senatosu'nda bir etkinliğe katılan Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese de gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail'in Akdeniz'deki ya da Gazze sularındaki herhangi bir tekneyi durdurma hakkı olmadığını da vurguladı.
İsrail Savaş Bakanı Katz "Karar verdik ve tüm alanlarda ‘seni öldürmek için ayağa kalkan varsa, onu önce sen öldür' şeklindeki tek bir net mesajla saldırgan bir politika uygulamaya devam edeceğiz." dedi...İsrail, Ofek-19 adlı yeni keşif uydusunun başarıyla fırlatıldığını açıkladı. Savunma Bakanı Katz, ülkesinin düşmanlarını "her yerde ve her zaman izlediklerini" söyledi.
İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, elde edilen başarıya dair, İsrail'in "tüm düşmanlarına bir mesaj" diye konuştu. Katz, X hesabından yaptığı paylaşımda, "Nerede olurlarsa olsunlar, sizi her saat ve her koşulda izliyoruz" ifadelerini kullandı.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog da bunun "duygu dolu bir an" olduğunu ifade ederek, ülkesini bir "uzay ulusu" olarak tanımladı.
İsrail'in İran'la savaşı sırasında uydular aracılığıyla bu ülke topraklarından 12 bin görüntü aldığı açıklandı...
Suriye'deki Dürzilere verdiği desteklediği gerekçesiyle İsrail'e her zaman teşekkür eden Dürzi lider Şeyh Hicri, ayrılıkçı çağrılarının dozunu da artırdı. Şeyh Hicri, 30 Ağustos'ta, daha önce sadece Suveyda'nın bağımsızlığını talep ettikten sonra, Suriye devletinden ‘Suriye'nin güneyinde bağımsızlık’ çağrısında bulundu.
İsrail medyası ilk seferberlik dalgası kapsamında yaklaşık 40 bin yedek asker göreve çağrıldığını duyurdu...
İsrail'in Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'da ilhak edilecek bölgelerin haritalarının hazırlandığını söyledi.Smotrich,
Ramallah ve Nablus'un da bulunduğu 6 Filistin kenti dışında Batı Şeria'nın büyük bir kısmının ilhak edileceğini ima eden bir haritanın önünde konuştu. Smotrich, İsrail'e "azami toprak ve asgari (Filistinli) nüfusunun" katılmasını istediğini belirterek, Savunma Bakanlığı'nın bir biriminin hazırladığı planı kabul etmesi için Başbakan Netanyahu'ya çağrıda bulundu.
Smotrich, "Kim böylesine küçük stratejik derinliğe sahip bir devleti koruyabilir? Bu yüzden egemenliğin hedefi, Filistin devletini artık tamamen gündemden kaldırmaktır. Arap nüfusunun yoğun olduğu bölgeler dışındaki tüm topraklar üzerinde (egemenlik) ilan edildiğinde bu hedefe ulaşılır. Onların İsrail devletinin sunduklarından faydalanmasını istemiyorum" ifadelerini kullandı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.