The Washington Post yazdı. Haberin başlığı “Trump bir kez daha seçim
sonuçlarını kabul etmeyebileceğini söyledi.” Devam edelim mi? “Dur dur daha
neler anlatcam sana…” derdi ya Sıla “müstehcen” adlı şarkısında.
“… ABD Başkanı Donald Trump, bir kez daha 3 Kasım'daki genel seçimleri
kaybederse gücü barışçıl bir şekilde teslim edeceğini söylemekten kaçındı.
Trump dün yaptığı basın toplantısında kaybederse başkanlık makamını barışçıl
bir şeklide rakibine verip vermeyeceğiyle ilgili soruya "Duruma göre
bakacağız" diye yanıt verdi.
ABD lideri, Trump, aylardır posta yoluyla gönderilen pusulaların seçime
şaibe karıştıracağını iddia ediyordu. Uzaktan kullanılan oyları kast eden
Trump, "Pusulalardan kurtulun, o zaman transfer değil devamlılık
olur" diyerek "şaibe karışmadığı sürece" seçimleri kazanacağını
ima etti. Öte yandan Cumhuriyeti Parti'nin önemli isimlerinden Senato Çoğunluk
Lideri Mitch McConnell, seçimleri kaybetmeleri durumunda "Düzenli bir geçiş
dönemi olacağına" dair söz verdi.
Gelen “Faşizm” yakıştırmaları filan derken bizim kurt koyun postuna bürünüp
plağı çevirmiş. (Gençlere hatırlatalım. Eskiden 45’lik plakların bir yanı
ağdalı, diğer yanı oynak eserlerden oluşurdu.)
Beyaz Saray’da basın toplantısı düzenleyen Trump, ağız değiştirmiş. Bu kez
kaynak Reuters’dan: “Beyaz Saray’da
düzenlenen basın toplantısı sonrası bir gazetecinin Kasım’da düzenlenecek
seçimde Joe Biden’ın kazanması durumunda neler olacağına yönelik sorusu üzerine
Trump, “Olacakları göreceğiz” yanıtını vermişti.
Trump’ın bu yanıtı ABD’de “Trump seçim
sonuçlarını tanımayacak” tartışmasını doğurdu. ABD’de bir programa katılan
Trump, ABD Yüksek Mahkemesi’nin açıklayacağı sonucu kabul edeceğini açıkladı.
Beyaz Saray Basın Sekreteri Kayleigh McEnany ise Trump’ın açıklamalarına
ilişkin tartışmalara değinerek “Başkan, özgür ve adil bir seçimin sonuçlarını
kabul edecek” ifadesini kullandı.
7 Haziran ve 1 Kasım 2015 tarihleri size
neyi hatırlatır bilemem ama ben de ağır bir “demokrasi” acısı var. Muhalefetin
gücünü gören, “hileli” denip bir türlü bulunamayan o hilelerle de olsa seçimi
kazanıp “Sandıkta hesaplaşalım” diyenler, bu sefer sandığı kabul etmedi.
Olmayacak göstermelik formüller sonucu sistem tıkandı ve seçim tekrarlandı.
Hatırladınız mı?
Ben hiç unutmadım.
Hatta Seçime bir hafta kadar bir süre kala
miting meydanında bu süreci beyan eden muktedirin karşısına çıkıp hiçbir
muhalifin laf etmemesini de unutmadım, sindiremedim.
6 Mayıs 2016’da “İYİ SEYİRLER TÜRKİYEM”
başlıklı yazıda: “… Seçimin hemen, resmi sonuçları açıklanmadan
yaşananları biliyorsunuz. Benim görevim aynı seçimin yaklaşık bir hafta
öncesinde yukarılardan birinin "Koalisyon olmayacak. Gerekirse azınlık
hükümeti ile ön seçim" açıklamasını hatırlatmak.
Yenilenen seçimde kimin nasıl bir kurguyla
bu sonucu çıkardığını sorgulamadı bile güzel yurdum. kabullendi geçti. Ne de
olsa bir ucumuz Ortadoğu ve o tarafa doğru hızla çekildik, çekiliyoruz” demişim.
İlginç olan ben “Ortadoğu mu oluyoruz?”
demişim de bugün ABD aynı yerdeyse susalım gitsin mi?