Yıllardır söylüyoruz, anlaşılan söylemeye devam edeceğiz. Tamam yani benim her dediğimi dinleyecekler, her talebimi yerine getirecekler, böyle bir dünya yok. Yani ben sonuçta partinin üyesi bile değilim. Kaldı ki üyelere yapılanı da gördük. Ama CHP'Yi gerçekten anlayamıyorum. İnönü'nün “Orta’nın solundayız” cümlesi zaten CHP'nin tam uçta olmadığını, merkeze yakın bir çizgide durduğunu o zaman göstermiştir. 
Zaten Türkiye'nin dokusuna da baktığınızda Alev Alatlı'nın dediği gibi “mış” yapar. “Mış” yaptığı için de merkez sağdır. Biraz müslümanmış gibi, biraz demokratmış gibi, biraz halkçıymış gibi, biraz cumhuriyetçiymiş gibi. Ama hep kendine dayalıdır, kendi değerlerine dayalıdır, kendi değerlerini korumaya dayalıdır. “Kendine ayrıcalık tanımayan eşitliği de sevmez.” (A. Alatlı/ Viva lâ Murte)
Bunu sadece ben de demiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi döve döve % 20 alır. İktidar olabilmek için doğal olarak merkez sağ oya ihtiyacı vardır. “Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olmak için sağdan oy almalıdır” derken sağın oylarına olmalı, sağdaki kaşar siyasetçilere değil.
Oysa gördüğümüz, merkez sağda devri biten, hedefi biten, ya da işte sistemin dışına itilen kişileri alıp bir yerlere koyuyor. Ben şuna inanıyorum ki; kendisinden daha fazla partiye sahip çıkan, hani eski İl Başkanı’nın Özer Ahmet Ülken’in tabiriyle “partici” değil “partili”leri yok sayıp, particiler kendi yerlerini koruyabilmek adına (artık nasıl pazarlık yapılıyorsa) merkez sağ isimleri aday göstererek, örnekleri olduğu gibi seçim kazanıyor olabilir. 
Ama soldan, saf bir partili gözüyle bakınca milletvekili seçilen merkez sağ temsilcisi, ne CHP tabanının beklediği hizmeti veriyor, ne de yerel yöneticiler. Burada kalabalık etmeye gerek yok. Şöyle bir baktığı zaman herkes bu yazıyı yazan kişinin ne demek istediğini anlamıştır.
Önümüzde bir yere seçim daha var. 20 yıldır partili olmasına rağmen söylemlerinde aksi hiçbir şey duymamamıza rağmen hala büyükşehir belediye Başkanı Muhittin Böcek’in CHP'liliği tartışılmaktadır. Yerel yönetiminde partiden ziyade insana yaptığı hizmete bakarım. Hırsızlık yapmıyorsa, işini düzgün yapıyorsa eyvallah. Haaa hırsızlık yapmıyor, düzgün, adam ama işi beceremiyorsa bu başka bir şey. Ama sırf bir şeyleri becerecek diye şaibeli insanları eğer getirirseniz orada sıkıntı başlar.
CHP 2019 seçimlerinde Kepez'de Erdal Öner’i aday gösterdi. Kim bu Erdal Öner? Hiçbir şey….
Tacirlerin marketinin başına yönetici olarak koyulan kişi. Bu etiketi Recep Tayyip Erdoğan'a pazarlanan, AKP kurucusu olan, milletvekili olamayan, büyükşehir adayı gösterilmeyen, Kepez’e razı olan kişi. Aynı Öner, Dokuma’da yaptığı yanlışlar nedeniyle kurucusu olduğu partiden atılan birisi. CHP bu kişiyi belediye başkan adayı yapmakta beis görmedi. Allah'tan kazanamadı da Antalya kazandı.
Şimdi o dönem Öner’in sağ kolu olan, arazideki birebir adamı olan, şahsıma göre Erdal Öner’in attığı her yanlış imzada payı olan Mesut Kocagöz ki kendisi de yine zaman içinde dışlanmıştır AKP’den. Haa bu arada ne kadar AKP’lidir bunu da bilemem. Çünkü bu kulaklar Mesut Kocagöz’ün ağzından bizzat şu cümleyi duydu “Ben aslında ülkücüyüm. Ama burada siyaset yapıyorum.” Bu adam AKP’den MHP'ye değil CHP'ye gidiyor ve CHP de bu adamı tuttu götürüyor.
Önümüzdeki seçimde şu anda en güçlü aday olarak birileri tarafından Kepez'e Mesut Kocagöz lanse ediliyor. Ben bir Kepez seçmeniyim. 2006 yılında Erdal Öner ve Mesut Kocagöz’ün bireysel düşünceleriyle Kepez Belediyesi'ndeki işimden gerekçesiz olarak atıldım. 20 gün daha işten atmasalardı kadroya geçecektim. İşsiz mi kaldım? Hayır. Aç mı kaldım? Hayır. Ama refah payımı düşürdüler. Çoluğumun, çocuğumun hakkını gasp ettiler. En basit örneği ben bugün 8.000 lira emekli maaşı alıyorum. Eğer belediyeden emekli olsaydım muhtemelen 20.000 lira alacaktım. Bu benim çoluğumun çocuğumun rızkıydı. Bu bile bir Kepez seçmeni olarak Mesut Kocagöz’ün adaylığı halinde karşısında durmam için şahsi olarak yeterli bir gerekçedir diye düşünüyorum.
Not: Yazılarımda “kişi” odaklı olmayı sevmem ama, hak etmeyen biri, sırf birileriyle iyi ilişki kurabildi diye Antalya’nın en kalabalık ilçesine belediye başkanı olmaya çalışırsa bu durum “kişi” mevzuunu aşmıştır.