Kazığın boyu uzadı, vatandaş can çekişiyor, yetkili kurumlarımız nerede?

Piyasa kudurdu, vatandaş çıldırdı, çarşı pazar gözyaşı, sorumlular nerede?

Kazık atan atana,

fahiş fiyata mal satan satana,

etmeyin eylemeyin yazık olur vatana.

 

Ben bir vatandaşım, ben kamuoyuyum, aynı 84 milyon gibi, ben bir insanım.

 

Sen benim anayasal haklarımı, benim insan haklarımı korumakla yükümlüsün. Kanun sana yetki verdi. Görev verdi, makam verdi, maaş verdi, koru dedi.

 

Ama sen beni korumuyorsun. Kalitesini bile bilmediğim, Bir buçuk liraya mal olan gözlemeyi adam bana bir bardak bulanık çayla birlikte 23 liraya vererek beni istismar ediyor, bana zarar veriyor. Beni korumuyorsun...

 

Örnekleri binlere odaklı çoğaltabiliriz. Ayrıntılarda kimseyi boğmak istemiyorum. Piyasa allak bullak. Bu gidişle vatandaş sağlıklı ve yeterli beslenemiyor. Can boğazdan girer. Boğazdan yeterli gıda girmezse bu millet doyabilir mi, doymayan, aç kalan insan güçlenebilir mi, güçsüz insanlardan oluşan bir millet mecbur kalması halinde düşmanlarına karşı bir savaşta muzaffer olabilir mi? Genelde görmekteyiz ki insanlarda merhamet, adalet duygusu, insan sevgisi, acıma duygusu iflas etmiştir.

 

Piyasada binlerce esnaf genel olarak bu tür davranışlar ve acımasız hal içindedir. Defalarca yazıp çizdik. Artık milli koruma kanununun çıkarılması gerek. Daha kısa zaman önce Sayın Cumhurbaşkanı bu konudaki durumlarla ilgili radikal kararlar aldı. Fahiş fiyata mal satanlar, halkı istismar edenler ve acımasızca davranan esnaflarla, zincir marketler hakkında gerekli tedbirlerin alınması ve gerekli uygulamaya geçilmesi konularında talimat vermedi mi...

 

O halde dünya kenti Antalya'mızın merkezinde ve çevresinde, cadde ve sokaklarında, her noktasında kötü niyetli esnafın başıboş bırakılmaması gerekir. Bir ürünün maliyet fiyatı hesap edilmeli, üzerine makul bir kar konularak vatandaşın canı acıtılmadan ihtiyacı giderilmelidir. Tüm iyi niyetli esnafımızı tenzih ediyorum. Onlara bir şey diyemem. Haddini bilenlere saygımız vardır.

 

ÇÖZÜM: Ticaret Bakanlığı, belediyelerimiz, Sanayi Odası, ilgili bakanlık kuruluşları (mesela tarım ürünleri için Tarım il ve ilçe Müdürlükleri), pazarcılar odası, tüketici temsilcileri, ilgili diğer kurum ve kuruluşları arasında bir koordinasyon oluşturularak rutine dayalı piyasa denetimleriyle gerekli uygulamalara geçilirse konunun çözümlenmesi mümkün olacaktır.

 

Bütünüyle bunları planlamak ve icra etmek, kurumlarımızın temel anayasal ve evrensel insan haklarına dayalı kaçınılmaz birincil görevleridir.

 

Artık bu millet kurda ve yırtıcı kuşlara yem olmak istemiyor.

“ İ M D A T ” diyoruz.

 

Bu millet daha fazla sömürülmesin, soyulmasın, el ele verelim, ortak akla dayalı icrai faaliyetle bu sorunları çözelim.