
Gürsel Demirok
YARGIYA GÜVEN AZALIYOR
"Yiğit bir hafta önce Amerika’dan gelmişti. Dünya’nın bir numaralı üniversitesi M.I.T’de stajını yapmıştı. Yiğit, bütün yaratılanları severdi, insan, hayvan ayırt etmeksizin severdi. Yiğit’imi adli tıpta DNA testiyle aldım.
Biz bu acılarla yaşayacağız ama şimdi 35 senesini yargıya vermiş kardeşiniz olarak bir şeyler söylemek istiyorum. Sorun yargıya olan güven sorunu. Dairede benim arkadaşlarım bana taziyeye geldiklerinde, önümde dosya görüyorlar. Kimisi diyor ki “Ne oldu başkanım dosya mı okuyorsun?” yok dedim. Benim devletim bana gözyaşları içinde bana oğlumun dosyasını okutuyor.
*Ben evladımın dosyasını okuyorum. Ben mesleğe başlarken yargıya olan güven, yüzde 80’ler civarındaydı. Bugün yargıya olan güven yüzde 20’ler seviyesine indi. Ben o derslerine girdiğim arkadaşlarıma “Bizim nesil sınıfta kaldı” diyorum. Kimse “Ben iyi bir yargıcım” demesin. Takım oyunu, hepimiz sınıfta kaldık."
Bolu Kartalkaya oteli yangınında oğlu Yiğit Gençbay'ı kaybeden Danıştay 9. Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay, TBMM Araştırma Komisyonu'na söyledikleri medyaya böyle yansıdı.
Gençbay'ın yargıya güven konusunda söyledikleri dikkat çekici. "Sorun yargıya güven sorunu" diyor ve yargıya güvenin zaman içinde %80'lerden %20'ler seviyesine indiğine işaret ediyor.
Soru şu: Yargıya güven neden azaldı? Yargıya güvenin yeniden kazanılması için neler yapmak gerekiyor?
Siyasi nitelikte davalar yargıya güvenin azalmasında en önemli nedenler arasında. Siyasi iktidarın yargıya müdahalesine tipik örnek olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yapılanlar gösteriliyor. Bu çerçevede eski TBMM Başkanları Hüsamettin Cindoruk, Cahit Karakaş, Mustafa Kalemli ve Hikmet Çetin, İmamoğlu'nun tutuksuz yargılanması gerektiği hususunda bildiri yayınladı. Bildiride "iktidara sahip olanların adaletten sapmaları ve topluma zarar vermeleri önündeki en büyük engel Demokratik Hukuk Devleti ve Evrensel Hukuk ilkeleridir." denildi. Adil yargılanma hakkının tüm vatandaşların en büyük güvencesi olduğu belirtilerek, yargıya güven vurgusu yapıldı.
Bildiride de işaret olunduğu gibi, hukukun evrensel ilkeleri, toplumsal yaşamın her alanında hukukun hakim kılınmasını zorunlu kılar. Bu ilkelerin başında gelen ve T.C Anayasasının değişmez hükümlerinde yer alan, "Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir," maddesiyle güvence altına alınan, "Hukukun herkese eşit uygulanması, hukuku uygulayacak olan yargının bağımsız ve tarafsız olması gerekir," kuralı ve dolayısıyla "Adil Yargılanma Hakkı" tüm vatandaşların en büyük güvencesidir.
Yargının bağımsız olmadığı yerde adaletten, hukuktan, hukukun üstünlüğünden ve güven içinde yaşamaktan söz edilemez, çünkü bu hallerde kararlar yargı tarafından değil, bağlı olduğu güçler tarafından verilir. Bunun yanında soruşturmalar ve yargılamalar somut kanıtlara dayanmak, toplum vicdanını kanatmamak zorundadır. Aksi durum yargıya olan güveni sarsar. Yargıya güvenin olmadığı yerde sürdürülebilir bir ekonomiden ve yaşamın hiçbir alanında huzur ve güvenden bahsedilemez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.