YANGIN VAR!

Konuya “Biz çoktandır yanıyoruz!” diye başlamanın alemi yok. Konu Orman Yangınları… Bizim yetkililer bildim bileli önlem alıyoruz derler ama bizim ormanlar bu mevsimde hep yanar. Orman Yangınları bana göre doğal afetlerin ikincisidir. Birincisi deprem, üçüncüsü sel baskınlarıdır.

Orman yangınları ve kentlerde deprem esnasında çıkacak yangınlar, yangın öncesi önlem, yangına ilk müdahale, yangın esnasındaki müdahalede organizasyon, yangın sonrası kollama/koruma gibi dört sıralı konuda yetkin akıllarca ayrıntılı düşünülmeli, münakaşa edilerek planlanmalıdır.

Daha yangının ilk saatlerinde bölgedeki Askeri Komutanlar yangında arama, kurtarma ve güvenliğin sağlanmasını görev bilip, emir beklemeden hareket etmeliydi. Orduların İstihkam Alayları iş makinalarını yükleyip yola çıkmalıydı. Özel Kuvvetlerin özel timleri hava alanlarına intikallerini tamamlamış, nakliye uçağı bekler durumda olmalıydı. Deniz Kuvvetlerinin gemileri Mersin’den, Aksaz’dan, Gölcük’ten birbiriyle koordineli olarak seyir halinde olmalıydı. Yangının beşinci dakikasında Kara Havacılık Alaylarında alarm verilmiş olmalıydı.

Bu refleksi gösterebilecek askeri becerinin olmamasının nedeni Türk Ordusunun birliklerinin başındaki komutanlar değildir. Kemalist görev anlayışı, vatan sevgisi, bayrak aşkı, devlet saygısı ellerinden alınmış kişilerden inisiyatif beklemek haksızlık olur. 15 Temmuz 2016’dan sonra fırsattan istifadeyle Türk Ordusunun doğal afetler ve terörle mücadelede uygulanacak emniyet, asayiş ve yardımlaşma planlarını imha edilmiştir. Coğrafyamızdaki depremler, yangınlar ve sel felaketleri ulusal güvenlik sorunudur. Sivil-asker bürokratlarda anlayış birliği sağlayan ama gene darbe teşebbüsü sonrası kapatılan Milli Güvenlik Akademisi’ne bu konuda gereksinim vardır. Kapatılan Askeri Hastanelere, askeri doktorların ve askeri hemşirelerin deri yanıkları, ortopedi ve doku ezilmeleri konusundaki deneyimlerine gereksinim vardır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, AFAD’la birlikte doğal afetlerle mücadele konusunda hazırlanan eylem planlarında başat unsur olmalıdır. AFAD'ın uhdesinde ve koordinasyonunda bulunan doğal afetlere müdahalede Türk Ordusunun da anında devreye alınabilmesi için özel çalışmalar başlatılmalıdır. Doğal Afetlerle Mücadele Eylem Planları güncellenmelidir. Yanı sıra Türk Ordusu da doğal afetlerle mücadele konusunda yeniden yapılandırılmalıdır. Bu konuda gelişmiş ulusların ordularındaki teşkilatlanmalar incelenmelidir. AFAD Başkanlığı, bir “Afet Bakanlığı” şeklinde yeniden yapılandırılmalıdır. Bütün bunlar Tekadam rejiminden sonra mutlaka düşünülmelidir. Ormanlar yanıyorsa nedeni de neden olanı da vardır elbette! Tarım ve Orman Bakanlığını suçlamak abesle iştigaldir. O sekreteryanın uygulamada (icraatta) hiçbir yetkisi ve sorumluluğu yoktur. O yetki ve sorumluluklar yirmi yıl önceki yönetmelik ve yönergelerde kalmıştır.

1 Haziran 2022 tarihinde Millî Savunma Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında “MSB Envanterinde Bulunan Hava Araçlarının Büyük Orman Yangınlarında Rezerv Güç Olarak Kullanılmasına Yönelik İş Birliği Protokolü” imzalanmıştı. Ama irili ufaklı Orman yangınlarında devletin en örgütlü ve en kalabalık unsuru Türk Ordusu müdahale için halen Tekadam’dan emir bekler ya da ona danışmadan hareket edemez. Bakın o protokolde neler vardı:

“Millî Savunma Bakanlığı, harekât ihtiyaçları doğrultusunda Kuvvet Komutanlıkları ile koordineli şekilde büyük orman yangınlarına müdahale görevi için iki uçak ve aralarında uçan kale olarak nitelendirilen Chinook’ların da bulunduğu 18 helikopteri rezerv güç olarak belirledi. Bu kapsamda uçak ve helikopterlerde kullanılmak üzere iki buçuk ve yedi buçuk tonluk bambi baket adı verilen kauçuk yangın söndürme kovaları tedarik edildi. C-130E uçaklarının yangınlarda kullanılması kararlaştırıldı. Kayseri’de konuşlu rezerv güç, AFAD ve OGM tarafından hazırlanan Büyük Orman Yangını Müdahale Planı’nda yer alan üçüncü ve dördüncü seviye yangınlarda kullanılacak şekilde hazırlanmaya başlandı.

Rezerv güç, Tarım ve Orman Bakanlığından gelen talebin Millî Savunma Bakanlığı tarafından uygun görülmesinin ardından harekete geçecek.”

(Bekledik de Gelmedin, Galeati Yayıncılık, 2024, Cumhur UTKU, Sayfa 98)

Tekadam yönetimi İnternatıonal Space Statıon (Uluslararası Uzay istasyonu) seyahati için 55 milyon doların üstünde bir para harcadı. Bu seyahatte harcanan kamu parasıyla “itibardan tasarruf olmaz” demek yerine daha faydalı ve üretken bir yatırım olan amfibi kabiliyetli ve lisanslı uçak imal edilseydi iyi olmaz mıydı? Turkish Aerospace Industries Inc’nin (TAİ kısaltma teriminin açılımı, Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı şeklindedir. TUSAŞ olarak da bilinir.) bugünlerde hangi hava araçları ve motorları üzerinde çalışıp imal ettiğini bilmiyoruz. Ancak bu devlet şirketinde orman yangınlarına havadan müdahale ve mücadelede zaman kazanmak amacıyla turboprop motorlu amfibik uçak imal edilmelidir. Üç tarafı denizlerle çevrili memleketimizde bu tip uçakların orman yangınları dışında, deniz harekatında, ilaçlamada ve turizm sektöründe de kullanılabileceği önerileri değerlendirilmelidir.

Hesap sorulmadığı sürece yurt toprağı devamlı kanayacaktır. Acılarımız ancak devletin el değiştirip yeniden yapılandırılmasıyla dinebilir. Geçmiş devrin suçluları bellidir. Mahkeme öbür dünyada değil, en çok yanan İzmir’de kurulmalıdır. Küresel baskılarla değil Atatürk ışığında, özgür istemimizle hesap sormalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cumhur Utku Arşivi

Bunalıyoruz!

27 Ağustos 2025 Çarşamba 14:46

Kürt Gailesi

14 Ağustos 2025 Perşembe 15:27

SIHHİYE!

29 Temmuz 2025 Salı 10:30

CUMHURİYET HALK PARTİSİ’Nİ YÖNETEBİLMEK

25 Haziran 2025 Çarşamba 10:15

MERMERLİ PLAJI VE YETKİN AKIL

12 Haziran 2025 Perşembe 11:30

TRUMP’IN BÜYÜKELÇİSİ

06 Haziran 2025 Cuma 10:46

27 MAYIS VE SONRASI

27 Mayıs 2025 Salı 12:12

OYUNA GELMEYİN!

22 Mayıs 2025 Perşembe 14:55

GÜNDEMİ DEĞİŞTİRMEK!

14 Mayıs 2025 Çarşamba 10:30