
Songül Başkaya
Suyunu çıkardınız…
Dünya Su Günü dolayısıyla çok sayıda kurumdan suyun önemini anlatan açıklamalar geldi. Yakın gelecekte yaşanması beklenen sıkıntıya dikkat çekilerek, tüketicilere ‘suyu israf etmeyin’ uyarıları yapıldı. Hepsi de doğru açıklamalar…
Tüm canlılar için yaşam kaynağı olan suyun miktarı, artan dünya nüfusuna karşılık artmıyor. Üstelik çevre sorunları, yanlış su politikaları gibi nedenlerle içilebilir su miktarı, ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalabiliyor…
Su zengini bir ülke gibi görünsek de su sıkıntısının çekileceği ülkeler arasında gösteriliyoruz…
Resmi tahminler bile, 2030 yılında ülkemizin "su fakiri" kategorisine girme olasılığını gösteriyor…
Dün açıklama yapan yetkililer de buna dikkat çekti…
Ama açıklamalarda hiç su yönetiminden bahsedilmedi. Sorun sanki sadece, tüketicinin suyu yanlış kullanması, israf etmesi…
Oysa temel sorun; kapitalist sistemin suyu da metalaştırması. Suyun başındakilerin her akan suyun üzerine onlarca HES izni vermesi…
Köylünün içmesuyu ve tarım için kullandığı kaynakların hoyratça dağıtılması…
Fabrika, kirletici tesisler, tarımsal ilaçlar ve imar ile su kaynaklarının kirletilmesi…
Tabii daha pek çok madde sıralayabiliriz ama kısaca su politikalarında kamu menfaatinin kenara itilerek, yatırımcıların haklarının gözetilmesidir, sorun…
Oysa yapılan yanlışların bedeli çok ağır ve bunu birlikte ödeyeceğiz…
Bakın ne de güzel mesaj vermiş, Makine Mühendisleri Odası Mersin Şubesi, suyun başındakilere:
‘’Suyun doğru yönetilmesi gelecek nesillerin en önemli dayanağı olacaktır. Akarsularımızın HES şirketlerine verilerek özelleştirilmesi, akarsu havzalarında işletilen madenler ve sanayi tesislerinin, tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımı su kaynaklarımızı kirleterek hızla yok etmekte veya tahrip etmektedir.
Su yaşamın vazgeçilmez unsurudur. Dünya su kaynaklarının gittikçe azaldığı günümüzde, su zengini olmadığımızın farkında olarak, su ile oynamanın ne denli tehlikeli olduğunu bilerek 22 Mart Dünya Su Günü‘nü kutluyoruz. İşte bu nedenle barajlar ile göz göre göre, HES‘ler ile sermaye lehine bile bile suyun önünün kesilmemesi gereğini, temiz ve ucuz su kaynaklarına erişimin vatandaşlık hakkı olduğunu yetkililere bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Biz, kapitalizmin doymak bilmez kar hırsına karşı tüm canlı yaşamın hakkını savunuyoruz. Bu mücadelemiz asla tek bir günle ya da bir haftayla sınırlı kalmayacak, toprağımız, ekmeğimiz, emeğimiz ve sularımız özgürleşene kadar devam edecektir. Suyun metalaştırılmasının bir insanlık suçu olduğunu, sağlıklı ve temiz suya erişimin ekonomik kaygılardan bağımsız bir hak olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz.’’
Evet, ‘tasarruf edin’ demekle olmuyor. Elbette, muslukta akan suları tasarruflu kullanmak gerekiyor. Ama çok daha önemli olan derelerde akan suyun da doğru yönetilmesi…
Suyu doğu yöneteceğimiz günler için tüm su savaşçılarına selam olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.