Ülke sorunlarının konuşulduğu ve çözümler üretildiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de (TBMM) kent sorunlarının konuşulup, çözümler üretildiği belediye meclislerinde de şiddet hakim…

Kadın-erkek fark etmiyor, şiddetten herkes nasibini alıyor. Hatta kadın da şiddet uygulayabiliyor, hem de kadına, hemcinsine…

Tamam belki elle değil ama dille…

Üstelik tanıdık biri yapan, Antalya Milletvekili Gökçen Özdoğan Enç…

Meclis tutanaklarına geçen söylemlerini doğrusu kendisine yakıştıramadım, tıpkı Pazar günü yaşanan seçimlerdeki olaylarda sarf ettiği sözler gibi…

Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde okullarda görevli vatandaşlarla yaşanan arbedenin ardından CHP’ye yönelik kullandığı çirkef sözü gibi dün meclis kürsüsündeki kadın bir milletvekiline yönelik kullandığı ve botokslu olduğunu ima ettiği sözler de olmadı…

Cumhuriyet’i kuran bir partiye dönük sarf ettiği bu yakışıksız ifadeden dolayı, kamuoyundan ve CHP’den özür dilemesi gerekir, Vekil Enç’in…

Atatürk’ün kurduğu bir partiye hakaret etmek, vekil de olsa hakkı değildir, nitekim…

Yine kürsüde sözlü tacizlerle konuşması engellenen bir kadın vekile, kendisinin de sataşması hem de “botokslu” demesi de bir özrü gerektirir, bence…

Tabii daha aktarılacak çok şey var ama yine şiddet ve yerel meclisle alakalı önceki gün yaşananlara dokunmakta da yarar var…

Yumrukların bile konuştuğu TBMM’ye nazaran en azından yerelde durum daha iyi derken, buraya da girdi, şiddet…

Tabii sözel şiddet…

Meclisi uyum içinde yönetmekle yükümlü Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, önceki gün aldı mikrofonu eline AKP İl Başkanı Mustafa Köse’ye taş çıkartacak siyaset yaptı ya da yapmaya çalıştı…

Biliyorum bilerek ve isteyerek yapmıyor ama yapmamalı…

Hele hele vekilini hiç mi hiç örnek almamalı…

CHP’ye ve grubuna “Yazıklar olsun” demek, hem de iki meclis toplantısında aynı ifadeleri kullanmak yakışmadı Türel’e…

Çünkü O, herkesin başkanı…

CHP’linin de AKP’linin de…

Aynı Vekil Enç’in herkesin vekili olduğu gibi…

Şiddet söylemlerinden arınan meclislerde, daha verimli çalışmalar yapmak dileğiyle…

Çünkü yapacak çok iş, beklenen çok yatırım var…

Tabii bir de uygun model olmak var…

Siyaseti daha da iticileştirmeyelim…