“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”

Cihan padişahı olarak ünlenen Kanuni Sultan Süleyman. Zigetvar Kalesi alınırken hasta yatağında bu sözleri söylemiş.

Yani sağlıktan ötesi yok..

Neden Kanuni’den alıntı yaparak başladık ?

AKP iktidarı Osmanlı hayranlığı, Osmanlı özlemi içinde olduğu için..

Yiğidi öldürüp hakkını vermeli..

AKP hükümetleri yandaşları kayırsa da, özel hastaneleri uçursa da bu sağlık işini iyi yapıyor.

İyi yapıyor da bazı olaylar sağlık sektöründeki kimi başarılı uygulamalarının üstünü örtüyor, vatandaşın bakış açısı değişiyor.

Son örnek Antalya’dan..

Bir önceki Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘İsmet İnönü Kent Meydanı’ olarak düzenlediği alanın Doğu Garajı’na yakın bölümünde bulunan binası yıkıldıktan sonra Antalya’da Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yapılmadı, yapılamadı.

Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi Kepez’de projelendirilmişti, sonra bu karardan vazgeçildiği son skandal olayla ortaya çıktı.

Antalya Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, bir süre önce sessizce Antalya Atatürk Devlet Hastanesi’nin Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Bölümü’nü Perge Bulvarı’ndaki kiralık bir binaya taşıdı.

Böylece hastaneye en çok gereksinim duyan Kepez sakinleri önemli bir darbe yedi.

Ancak bu kiralama çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi.

Öncelikle kira bedelinin çok yüksek olduğu, Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği yönetiminin bina sahibi ile yakın ilişkisi bulunduğu iddiası ortaya atıldı.

Dahası binanın AKP’li bir işadamına ait olduğu öne sürülüyor.

Bir başka çarpıcı nokta bina sahibinin daha önce özel hastane açmak için girişimde bulunduğu ancak ruhsat alamayınca binayı kiralama yöntemiyle değerlendirmek istemesi..

Buraya kadar bir gariplik yol gibi görünse de bomba bundan sonra patlıyor.

Bu binanın hastane ruhsatı alması olanaksız çünkü akaryakıt istasyonu ile bitişik..

5307 sayılı yasalı yasaya göre akaryakıt ve LPG istasyonlarına komşu yerlerde sağlık birimi ve kamu hizmet binası yapılması yasak..

Sağlık birimi ve kamu hizmet binasının akaryakıt ve LPG istasyonlarından en az 50 met8re uzakta olması gerekiyor,.

İşte fırtına da burada kopuyor..

Antalya kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, fahiş fiyatla kiralandığı öne sürülen akaryakıt istasyonuna bitişik bu binayı kiralıyor ve Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi olarak tabelasını asıyor.

Yani hastalar bubi tuzaklarının yanı başında sağlık hizmeti almaya çalışıyor.

Sağlık çalışanları için de durum aynı, her an bir yangın ya da patlama korkusu ile görev yapmaya çalışıyorlar.

Seslerini de çıkaramıyorlar, sürgün korkusu, işten atılma kaygısı her şeyin önüne geçiyor.

AKP’nin yasa tanımaz, ‘Ben yaptım oldu’ mantığı burada geçerli..

Gerek Antalya kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, gerekse Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Bölümü’nü bombalara komşu binaya taşıyan Antalya Atatürk Devlet Hastanesi bu konuda kapı duvar..

Muhabirimizin sorularına yanıt vermedikleri gibi, bu skandal kiralamanın peşine düşen Antalya Tabip Odası’na net ve doyurucu bir yanıt veriyorlar.

Bir sağlık kurumunun her an yangın ve patlama tehdidi bulunan akaryakıt istasyonuna bitişik bir binaya taşınmasındaki mantık anlaşılır gibi değil.

Antalya’da hastane olarak kullanılacak başka bir bina yokmuş gibi bu sakıncalı binanın seçilmesinin amacının en olduğunun da kamuoyuna açıklanması gerekli..

Yetkililer sussalar, gizleseler bile b.u işin peşine bırakmayacağız..

Tıpkı Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimliği’nin geçirme çabaları üzerine bu garip kiralamayı Başbakanlık makamına kadar taşıyan Antalya Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Ertan Yılmaz gibi..