Geçenlerde emekli olduktan sonra tekrar çalışmak zorunda kalan bir dostum dert yanıyordu: " Zorlanıyorum artık sabah işe giderken, eskisi gibi değil. Yollar uzadıkça uzuyor. Bitmek bilmiyor. Bir merdiven çıkacak olsam nefes nefese kalıyorum. Bazen dışarıdan çocukların getirdiği hapları alıyorum. Güç versin diye. O zaman doping yapılmış gibi oluyorum. Ayaklarıma güç geliyor. Daha hızlı yürüyorum.". Kendisine tavsiyede bulundum. "Doktora görün, tahlil yaptır. Kendini çok yorma. Kendine, ailene, torunlarına zaman ayır." dedim. Demesi kolay da, koşullar bazen insanı ileri yaşında dahi çalışmaya zorluyor.

Sağlık haberleri her daim gündemde. Geçen hafta, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın soğuk algınlığı nedeniyle bazı iç ve dış programlarını iptal ettiği" şeklinde medyaya yansıyan haberler de, teyit edici resmi bir açıklama yapılmamasına karşın, spekülasyonlara  yol açtı. Demokratik ülkelerde liderlerin sağlık durumu her daim toplumu ilgilendirir. Bu itibarla Erdoğan'ın sağlık durumu ile ilgili haberlerin toplumda uyandırdığı merak ve kaygıyı yadırgamamak gerekir. Erdoğan'ın seçim kampanyası döneminde canlı yayında rahatsızlanmasının yol açtığı kaygılar hatırımızda. O tarihte pek çok kişi, Cumhurbaşkanı'nın yoğun tempoda çalıştığına işaretle, bedeni ve ruh sağlığı açısından dinlenmesi ve iyi beslenmesi gerektiğini söylemişti.

O günlerde ben de önce sosyal medyada, sonra bu köşede, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, Cumhurbaşkanına çok büyük sorumluluklar yüklediğini, Cumhurbaşkanını ağır iş yükü altında bıraktığını, bu durumun Cumhurbaşkanının sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceğini yazmıştım. Erdoğan’ın tek başına AKP’yi sırtlamasının da sağlığı üzerinde etkileri olabileceğine değinmiştim. "Hangi beden bu denli ağır yükü taşıyabilir?" diye sormuş, kendisi taşımak istese bile bedeni isyan eder, "yeter artık" der demiştim.

 Cumhurbaşkanımız çok çalışkan bir insan biliyoruz. Çalışmadan duramıyor. Belki yakınlarının tavsiyelerini dahi dinlemeyip, sağlık durumunu ikinci plana iterek, "önce devletin işi" demekte. Ancak insan sağlığı bazen bu hızlı tempoyu sınırlamak zorunda bırakıyor. Bu itibarla, sağlığını öne alarak, iş yükünü hafifletici yollar araştırılmalı. Erdoğan'ın, ailesine, torunlarına daha fazla zaman ayırma yolları araştırılmalı. Beslenmesine dikkat edilmeli.  Milyonlarca "reis sevdalısının" Cumhurbaşkanının sağlığı için dualar ettiği de unutulmamalı.

Bu çerçeve akla yeni Anayasa çalışmaları da geliyor. Cumhurbaşkanı bu çalışmalarda mevcut sistemin aksayan yönlerinin de masaya yatırılabileceğini söylemişti. Masaya yatırılacak hususlardan biri de Cumhurbaşkanının görev ve sorumlulukları olmalı. Bu görev ve sorumluluklar devlet odaklının yanı sıra insan odaklı da olmalı. Görev ve sorumluluklar o makama oturacak kişinin sağlığını olumsuz etkileyecek ölçüde ağır olmamalı. Görev ve sorumluluklar kuvvetler arasında paylaşılmalı. Böyle bir yaklaşımın demokrasinin sağlıklı işlemesi açısından da yararlı olduğu göz ardı edilmemeli. Bu çerçevede 6'lı Masa'nın kabul ettiği Anayasa Değişiklik Önerileri de değerlendirilmeli.