
Songül Başkaya
O çığlık duyulacak!
Dün Atatürk Kültür Merkezi’nde 'Torosların Çığlığını Kim duyacak?' adlı bir panel düzenlenmiş. Çevreyi tahrip eden HES’lerin taş, maden ve mermer ocaklarının masaya yatırıldığı çok yerinde bir panel olmuş. Düzenleyenlerin ve katılanların emeğine sağlık…
Tam da Gezi Parkı’nın talan edilmesine karşı başlayan bir mücadelenin ülkeyi sardığı bir ortamda, artık yetkililer bu çığlıkları duyacak…
Ha duymamaya ısrar ederlerse, o zaman bu halk demokratik haklarını, demokratik yollardan kullanarak mücadelesini sürdürür…
Elbette bugün halkın mücadelesi sadece çevre için değil. Ama ben bilirimci anlayışın sürdüğü bir konu da çevre…
Türkiye Ormancılar Derneği Genel Başkanı Fevzi Kaleli de bu panelde, hep bizim gazetede ve Antalya İl Genel Meclisi’nde belirttiğimiz gibi maden ocakları ve HES'lerin ormanları talan ettiğini söylemiş…
Ülkemizde yoğun bir şekilde ormansızlaştırma yaşandığını ve bu talanın en büyük nedeninin yasal boşluklar, maden ocakları ve HES'lere yönelik hatalı tahsisler olduğunu dile getirmiş…
Hiçbir dönemde orman teşkilatının AKP dönemindeki kadar kan kaybetmediğini de eklemiş…
Zaten verdiği rakamlar da bunu doğruluyor. Son 10 yıl öncesine kadar ormanlık alanlarda maden ocaklarına verilen arama izni sayısı 7 bin 500 iken, bu sayı 43 bin 500'e yükselmiş…
Yine panelde konuşan Batı Akdeniz Şube Başkanı Akın Mızraklı, ‘’Tıpkı doktorların Hipokrat yemini gibi biz de ormanlarımızı koruyacağımıza yemin ettik, ancak bazı yasalar bizim önümüze geçti. Halkımızın yararına olmayan ormanlarımızı sömüren her türlü uygulamaya karşı halkımızın yanında yer alacağız" demiş…
Evet, başka çaremiz de yok. Bize miras kalan çevreyi korumak ve gelecek nesillere bırakmak zorundayız. Yok herşeye para gözüyle bakar, çevreyi de metalaştırırsak ki yaptık, bizi bekleyen kötü sonu hızlandırmış oluruz…
Dünyanın bin bir türlü çevre sorunu ile mücadele ettiği bir ortamda yenilerini yaratmaya gerek yok…
Elbette elektrik de, taş da, mermer de vs lazım. Bunlar için yatırım da yapılmalı. Ancak verilen tahsislere, projelere çok dikkat edilmeli. Süreçler yakından izlenmeli…
Çevreye zarar verecek ve geri dönülmez tahribatlar bırakacak yatırımlara izin vermemeliyiz…
Halkın da istediği bu…
Yıllardır bunu dile getiren, yanlış yatırımları protesto eden halk anlaşılmadı, dinlenmedi ve bugün bu noktalara gelindi…
Yanlışı devam ettirmeye gerek yok…
Bundan sonrası için en azından önce çevre denilmeli…
Bu çığlığa kulak verilmeli…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.