
İbrahim Akkaya
Bu halkı hafife almayın!
Bir millet uyandı, destansı bir mücadele veriyor.
6 gündür dünya Türkiye’deki müthiş direnişi konuşuyor.
Televizyonlar, gazeteler, ajanslar muhteşem dirilişi birinci haber, manşet haber, son dakika haberleri olarak duyuruyor..
Bizdeki medya kuruluşları ise bir kaçı dışında seyirci adeta..
Sanki o şanlı direniş Türkiye’de sergilenmiyor.
Halkın haber alma hakkını kullandırmayan yandaş medyanın gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıktı.
Bizim ‘yaygın’ kendilerinin ise ‘ulusal’ dedikleri gazeteler ve televizyonlar Türk halkına ihanet ettiler, etmeye de devam ediyorlar..
Biz boşuna asıl ulusalın yerel basın olduğunu söylemedik..
Akdeniz GERÇEK’in logosuna çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “ Yerel gazeteler fazilet adalarıdır’ sözünü boşuna kullanmadık..
Halk TV, Ulusal TV ve Artı 1 TV dışındaki televizyonları boykot ediyorum..
Bu boykotu başlatanları kutluyorum, katılımın daha da fazla olmasını diliyorum.
Kimse şunu aklından bir an bile olsa çıkarmayacak :
Halktan büyük güç yok.
Halka rağmen halkın yaşam tarzını dizayn etmeye kimsenin hakkı, haddi ve de gücü yok..
6 gündür bunu Antalya’da da, Türkiye’nin hemen hemen her yerleşim biriminde de, yurt dışındaki kimi kentlerde de ispat ettik..
Uyuyan dev uyandı, ‘yeter’ diyerek AKP’ye karşı isyan bayrağını çekti..
7’den 77’ye toplumsal bir direniş bu.
Bu tür direnişler, uyanışlar, başkaldırılara ancak film senaryolarında rastlanır..
Çünkü kendiliğinden ulaştı direniş..
Lideri yok, ideolojisi yok, siyasi partiler yok, marjinal guruplar yok..
Marjinal guruplardan söz açılmışken; bu konuda dikkatli olmamız gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Çünkü Türkiye’yi dışarıdan dizayn etmek isteyen şer güçler, içerideki uşakları ve kışkırtıcı ajanlarını devreye soktular..
İstanbul, Ankara, İzmir,. Adana gibi büyük kentlerde olduğu gibi Antalya’da da masum göstericilerin arasına karışan provokatörler, eylemlere gölge düşürmeyi amaçlayan kamu malına zarar veren, vatandaşların kafasını karıştıracak kundaklama, yağma ve talan olaylarına girişebilirler.
Polisin orantısız güç kullanması elbette doğru değil, bu konuda eylemcilerin de polisin de itidalli olması gerektiğini söylemeye gerek yok.
Ancak polisin arasına karışan elleri sopalı sivil giysili bazı kişilerin işbirlikçi kışkırtıcı ajan oldukları unutulmamalı, onların tahriklerine asla prim verilmemeli.
Türk halkı uysaldır.
Türk halkı sağduyuludur..
Ancak kimlik arayışında olan AKP İnebolu İlçe Gençlik Kolları Başkanı Ferhat Küpoğlu gibi bazı geri zekalılar toplumsal barışı bozacak laflar ederek havayı bulandırıp, havayı geriyorlar.
Şöyle diyor o zavallı twitter mesajında
"Taksim Gezi Parkı'ndan sonra Anıtkabir'i de yıkarsak Elhamdüilllah”
Eylemlerin yayılmasına, polisle vatandaşın karşı karşıya gelmesi kuşkusuz en büyük pay sahibi Başbakan Erdoğan..
Eylemciler için önce ‘ 3-5 çapulcu’ dedi..
Ardından ‘içki içen alkoliktir’ dedi..
Hızını alamadı, Taksim’e AVM’de yapacağız, cami de yapacağız” dedi..
‘AKM’yi yıkacağız” diyerek ortamı iyice gerdi..
Dün de yurt dışına giderken, “Bir Başbakan, bir vatandaş olarak bu olayla ilgili olarak şöyle saf, temiz ve oradaki duygusal bu işleri sosyal medyadan aldıkları bilgileri alanları ayırırsak, aşırı uçların organize ettiği bir eylem. Maalesef bu eyleme katılma durumunda olanlar var. Olay bir Gezi Parkı olayı değil” dedi.
Vatandaşı tahrik ediyor bu tür söylemler..
Sormak lazım Antalya’daki eylemleri hangi aşırı uçlar organize ediyor ?
75’lik Naciye Teyze’yi kim tencere ve tava ile eylemcilere destek vermeye zorluyor ?
Liseli Fatih’e kim ‘okulu bırak eyleme koş’ diye yanıltıyor ?
Emekli Ziya Bey’i kim ‘ 40 derece sıcakta Cumhuriyet Meydanı’na git eyleme katıl ?’ zorlamasında buluyor ?
Halkı bu kadar hafife almayın..
Gelin bu inattan vazgeçin, halkın sesine kulak verin..
Yarın çok üzülürsünüz..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.