Gürsel Demirok

Gürsel Demirok

Kiracıların sesini duyan var mı?

Kiracılarla ev sahipleri arasında fahiş kiralardan kaynaklanan sorunlara daha önce de değindim. Ekonomik krizden konut sektörü de etkilendi. Özellikle büyük şehirlerde konut kiraları inanılmaz boyutlarda. Ekonomik krizi fırsatı çevirme gayreti içinde olan kimi ev sahipleri kiraya verecekleri evleri için fahiş fiyatlar istemekte. Keza kira sözleşmeleri dolan evlerinin kiralarına fahiş zamlar talep etmekte. İktidar bu durumdaki bir evin kirasının % 25 oranında artırılmasını yasayla belirledi.  Ayrıca, Eylül başından itibaren ev sahibi ile kiracıların kira miktarı üzerinde anlaşamamaları halinde arabuluculuk sistemini devreye soktu.  Arabulucu bir ay içinde tarafları uzlaştıramazsa konu yargıya intikal edecek.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, tarafların istemeleri halinde %25 sınırının aşılabileceğini söyledi. Açıklama, iktidarın % 25 zam sınırı önleminin göstermelik bir uygulamadan ibaret kalacağı şeklinde eleştirilere yol açtı. Barınma sorunu karşısında emekçi halkın, elinin kolunun bağlanmış gözüktüğü belirtildi. Bakanın açıklamasının ev sahiplerinin elini güçlendirdiğine işaret edildi. Yasayla % 25’lik sınır getirildikten sonra, kira uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk şartı getirilmesinin, mevcut düzenin konut ve barınma sorunu hakkında somut bir çözüm bulmakta yetersiz olduğunu gösterdiği hatırlatıldı. Kira sözleşmesi kaynaklı gerilim giderek tırmanıyor. Kaygı verici boyutlara ulaşıyor...Ciddi bir barınma sorunu var. Sulh Hukuk Mahkemelerinde çok sayıda kira uyuşmazlığı dosyası birikmiş durumda. Mahkemeler fiilen kilitlenmiş, çalışamaz durumda. Arabuluculuk önleminin de derde deva olmayacağı söyleniyor.

Fahiş kiralardan mağdur olanlar seslerini Ankara'ya duyurma çabası içindeler. Antalya'da 9 aydır çeşitli eylemlerle bu konudaki tepkilerini ve taleplerini kamuoyunun dikkatine getirmeye çalışan Kiracılar Dayanışması Platformu, TBMM açıldıktan sonra bir basın açıklamasıyla milletvekillerinin dikkatlerini çekmeyi öngörüyor. Ardından da Ankara'ya yürümeyi planlıyor. Bu tür tepkilerin sadece Antalya ile sınırlanmaması, yüksek kiraların görüldüğü diğer büyük şehirlerimizden de eylemlere katılım sağlanması gerektiği de bu arada dile getiriliyor. Halkın yaşadıkları sorunların sadece yüksek kiralarla sınırlı olmadığı, hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk gibi pek çok sorunla halkın baş etmeye çalıştığı, bu nedenle bu adaletsiz düzene karşı demokratik eylemlerin daha genişletilmesini, yaygınlaştırılmasını gerektiğini savunanlar da var. Bu önerileri okudukça, aklıma bir süre önce taksisine bindiğim Antalyalı bir şoförün, hayat pahalılığından, sürekli artan benzin fiyatlarından, yüksek ev kiralarından vs. yakındıktan sonra "anlamıyorum halkımızın sessizliğini, tepkisizliğini, bir protesto yürüyüşü dahi yapmaktan kaçınmalarını" demesi  geliyor.

Bu yazıyı hazırlarken dikkatimi çeken bir paylaşım, sosyal medyaya düşüyor. Kiracılar Dayanışması Platformu kurucularından Cengiz Kul'un, ev sahibi ile kira konusunda anlaşamadığı için tahliye şartnamesi ile oturduğu evden çıkarıldığı, eşyaları ile birlikte sokağa atıldığı belirtiliyordu paylaşımda. Kul "Bizlere zorla imzalattıkları tahliye şartnamesi ile evden atıldık. Eşim ve çocuğum tedavi görüyor. Sokağa atılan ilk örnek değilim, ancak korkarım son örnek de olmayacağım" diyordu. Bu duruma büyük tepki gösteren platform mensupları, sosyal medyada yayınladıkları mesajlarla Kul'un evden çıkarılmasını protesto ediyorlar, "sesimizi duyan var mı?" diye çığlıklar atıyorlardı. Merkez medyanın telefonlarına mesajlar yolluyorlar, sokağa atılan eşyaların başında nöbet tutuyorlardı. Derin üzüntü ve umutsuzluk içindeydiler. Moralleri sıfır, kafaları yerinde değildi. Kontrolsüz artan kira fiyatlarını önlemek için ev kiralarını belirli bir süre dondurma kararı almaya hazırlandığını duydukları Alman modelinin çözüm olarak Türkiye'de de benimsenmesini öneriyorlardı.

 Kira mağdurlarının çığlıkları Torosları aşıp Ankara'ya ulaştığını sanmıyorum. Ankara'nın gündeminde şu sıralar başka önemli maddeler var. Genel seçimlerin ardından yerel seçimlere hazırlanıyor Ankara. Fahiş kiralar, ekonomik kriz, gelir adaletsizliği, yoksulluk, işsizlik, pahalılık gibi tatsız, sevimsiz, çözümsüz, "psikolojik" ağırlıklı sorunlar Ankara'nın gündeminde değil. Akiktidarın, 20 yılı aşkın bir sürede yarattığı akdüzenin, ekonomik krizin mağdurları vatandaşların çektikleri sıkıntılar da pek çoğunun umurunda değil. Bakmayın ara sıra bu konularda hamaset yapmalarına. Şu sıralar irili ufaklı partiler, yerel seçimlerde koltuk kapma yarışındalar. Bu yarışı en keyifle izleyen de kuşkusuz Aksaray'ın sakini. Yarışmacıların birbirlerine çelme takacaklarından, birbirlerinin ayaklarına basacaklarından o denli emin ki…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürsel Demirok Arşivi

Uluslararası toplum sınıfta kaldı

03 Eylül 2025 Çarşamba 11:00

Zafer Bayramı Kutlamalarının Ardından

31 Ağustos 2025 Pazar 14:48

Büyükşehirlere kadın başkan

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:53

Siyasette psikolojiyi kullanan kazanır

19 Ağustos 2025 Salı 10:57

Bıçak kemikte

16 Ağustos 2025 Cumartesi 14:01

Siyaset halka kulak vermeli

07 Ağustos 2025 Perşembe 13:02

Geçmişi Korumak Geleceğe Sahip Çıkmaktır

04 Ağustos 2025 Pazartesi 11:31

Orman yangınları nasıl önlenebilir?

31 Temmuz 2025 Perşembe 10:56