Yerel siyasetçisinden parlamenterine, bürokratından örgüt yöneticilerine kadar nerdeyse herkes halkla iç içe olmaktan, ona dokunmaktan, onu anlamaktan bahsediyor. Ama söylem ve eylem ne kadar örtüşüyor, ortada…
Milletvekillerinin sürekli protokol maslarında oturduğu, belediye başkanlarının yılda birkaç kez halk toplantısı yaptığı, örgüt yöneticilerinin özel günlerde huzur evi ziyareti yaptığı fotoğraf karelerine bakınca neyin ne olduğu anlaşılıyordur, sanıyorum…
Kaç yerel siyasetçi, yönetici, parlamenter bakkaldan, manavdan, pazardan alış veriş yapıyor…
Kaçı seçim dışında esnafın, vatandaşın kapısını çalıyor?
Kaçı proje ve toplantı dışında gençlikle bir araya geliyor?
Kimse alınmasın, darılmasın, kırılmasın ama sözde değil, özde insana, yaşama dokunalım…
Belediye başkanlarının seçilene kadar, kapımız açık dediği ama kapısına dahi ulaşılamadığı…
Müdürlerin toplantılardan hiç çıkmadığı….
Meclis üyelerinin mahallesinin muhtarının çayını içmediği…
Milletvekilinin köyüne dahi gelmediği bir siyaset ve yönetim anlayışı fotoğraf kareleriyle, basın açıklamasıyla, reklamla gizlenemez…
Bunu neden yazdım aktarayım…
Bayramdan bayrama el öpen, hasta ve yaşlı ziyaret eden, etkinlikten etkinliğe halkla, gençlerle buluşan yöneticiler kadrosu olduk, çıktık…
Dün Antalya Emniyeti basın servisinden gelen haberi ve fotoğrafları da görünce yazmadan edemedim…
“Gençlerle Buluşuyoruz” adlı güzel bir etkinlik yapılırken, kahvaltı sofrasında bile bir araya gelememiş proje sahibi ve hedef kitle…
Görünce üzüldüm…
Demek ki sadece siyaset değil, bürokraside de aynı sorun var; insana dokunamamak…
Dokunuyor gibi yapıyor herkes…
O nedenle de sonuç ortada…
Amacı güzel olan pek çok etkinlik ve eylemde bazı dikkatsizlikler ya da gözden kaçan ayrıntı gibi gelen ama hayatın taa gerçeği olan bu noktaya dokunmak istedim…
Ama sözde değil, özde…
Ne güzel proje hazırlanmış, gençlere dokunulacak…
Kahvaltı yapılmış ama protokol ayrılmış…
Yine olmamış, yani…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.