Turizmle tanıştığı günden bugüne bir çekim merkezi haline gelen Antalya, özellikle 2000’li yıllarda büyük büyüme yaşadı…
İç göç arttı…
Gelen ziyaretçi sayısı arttı…
Yabancılara konut ve arsa satışı patladı…
Çiçek ve yaş sebze meyve sektöründe üretim arttı…
Kesme çiçek, yaş sebze ve meyve ihracatımız da arttı…
İthalatımız, azımsanmayacak oranda yükseldi…
Motorlu taşıt sayımız günden güne artıyor…
Emlak piyasamız hızla gelişiyor, konut üretimimiz artıyor…
İkinci konut satışları ciddi artış göstermiş durumda…
Kayıtlı istihdam artışta ama kayıtdışı istihdamdan bahseden yok…
Ve her yıl ülke ekonomisine katkı sunan iller arasında yerini korumaya devam ediyor, kentimiz…
Peki ya kaybettiklerimiz…
Üvey evlat muamelesi görmeye devam ediyor Antalya…
Kepçeyle veriyor, kaşıkla bile alamıyoruz…
Merkezi idarenin yapması gereken büyük yatırımların hemen hemen hepsi özkaynaklarımızla yapılıyor…
Çevre kirliliği, görüntü kirliliği, çarpık kentleşme her geçen gün büyüyor…
Artan alt yapı ihtiyacına cevap verirken, sınırları gelişen kentimizde ihtiyaçlara cevap verebilecek bir bütçemiz maalesef yok…
Tarihimiz ve çevremiz, bu büyüme ve rant uğruna yok sayılıyor…
Kısaca büyürken kaybediyor Antalya…
Hem de aksi mümkünken…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.