
İbrahim Akkaya
Özgürlük mü ? Hadi canım sen de !
“Bizler Haziran Direnişi’yle AKP’nin yoksulluğuna, yolsuzluğuna, soygununa, şiddetine, baskılarına karı sokağa çıkan milyonların bir parçasıyız. Bizler Haziran Direnişi’nde Konyaaltı’nda sokağa çıkıp evlerine dönmeyenlerdeniz. Konyaaltı Çapulcular Halk Meclisi olarak Abdocan için, Ali İsmail için, Ethem için, Mehmet için, Medeni için, Ahmet için, Hasan Ferit için, çocuğumuzun 269 gün küçücük bedeniyle ölüme karşı direnen Berkinimiz için yürüdük. Savaşa karşı barış için, binlerce imza toplayarak-barış- için yürüdük. Faşist katliamlara, Roboski ve Reyhanlı için yürüdük. Hırsızlığa, yolsuzluğa, yoksulluğa, doğanın talanına karşı yürüdük. Bugüne kadar aralıksız sürdürdüğümüz forumlarımızda dünyada, ülkemizde, mahallemizde önemli gördüğümüz konuları gündemimiz yaptık. Tartıştık, kararlar aldık. AKP’nin bu korku imparatorluğuna, baskılarına, anti-demokratik uygulamalarına inat, gerçek demokrasiyi parkımızda, meclisimizde hayata geçirdik. Bugün-Yeni Türkiye modeli’ dedikleri, özünde üniversitelerde öğrencilere sopalı, palalı saldırılardır. Barış için, kadın cinayetlerine dur demek için sokağa çıkan kadınlara sivil faşist saldırılardır. Hak arayan işçilere, derelerine, doğasına sahip çıkan köylülere acımasızca saldırmaktır. Tomalarıyla, gazlarıyla, silahlarıyla saldırarak binlerce kişinin ölümü, yüzlerce kişinin tutuklanmasıdır”
Bu ifadeler Konyaaltı Altınkum Mahallesi’nde palalı saldırıya uğrayan Konyaaltı Halk Meclisi üyelerinin sözcüsü Tülin Koç’un açıklamasında yer alıyor.
Dün de yazdım Antalya’da garip şeyler oluyor..
Birisi kılıçla saldırıyor insanlara, sırtı sıvazlanıp bırakılıyor, cesaretleniyor bu defa pala ile yürüyor insanların üstüne..
Akdeniz Üniversitesi’nin yeni akademik yılında ilk dersi veren ve özgünlük nutukları atan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ı yasal haklarını kullanarak protesto etmek isteyen öğrenciler polis barikatına takılıyor..
Salona giren üniversitelileri tepeden tırnağa arayan özel güvenlik görevlilerinin tavrı kabul edilir gibi değil..
Antalya’da olduğu gibi hemen yer yerde bir ‘Özel güvenlik terörü’ estiriyor adeta..
Polislik ve askerlik mesleğinden emekli olan, ya da bir şekilde ayrılan kişilerin kurduğu şirketlere mensup olan özel güvenlik elemanlarının astığı astık, kestiği kestik.
İnanılmaz şiddet uyguluyorlar, nerede bir eylem olsa özel güvenlik şiddet uyguluyor..
Polisin eylemlerdeki tutumunu anlatmaya sanırım gerek yok.
Kim hak arıyorsa, kim iktidara muhalefet ediyorsa, kim düşüncelerini söylemek ve paylaşmak için sokağa, meydanlara çıkıyorsa şiddet görüyor..
Dövülüyor, gazlanıyor, yerlerde sürükleniyor, hakarete uğruyor.
Hal böyle iken Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Akdeniz Üniversitesi’ndeki konuşmasında, Üniversitelerin düşünce ve inanç hürriyetinin olduğu, herkesin kendi inancını ve düşüncesini özgür bir şekilde yaşayacağı ortamlar olduğunu belirterek, "Özgür bir ortam olmadan yenilik olmaz" diyor..
Bakan Yılmaz, konuşmasına başlayınca salondaki üniversiteliler ayaklanıyor ve dışarıya çıkıyor..
Nedeni ise Bakan Yılmaz’ı protesto etmek isteyen arkadaşlarının polis barikatına takılarak, salona girişlerinin engellenmiş olması,,.
Görüldüğü gibi ortam iyice geriliyor..
Herkes mutsuz, kimsenin yüzü gülmüyor..
AKP iktidarı ise gerilimi düşürecek önlemler almak yerine baskıları daha da artıran uygulamalara imza atıyor..
Eleştiriye tahammülü bulunmayan, muhalif düşüncelere karşı düşmanca bir tavır takınan, iktidarın dümen suyunda olmayanları sindirmek için ‘Makul Şüpheli” gibi çağ dışı bir uygulamayı devreye sokan bir anlayışın hakim olduğu ülkede özgürlükten söz etmek havanda su dövmekten öteye bir anlam taşımaz..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.