Nizamettin Özmen

Nizamettin Özmen

Deniz suyu ve biz…

Bundan 43 yıl kadar önceydi. Ablam evlenip eniştemle birlikte Libya’ya gitmişti. Yaklaşık 2 yıl sonra döndüğünde, içme suyu dışındaki kullanılan suyun tamamının arıtılan deniz suyundan elde edildiğini anlatmıştı. O zamanlar hem çok toyuz hem de iklim krizi diye bi sorunumuz yok ya. “Arap’ın çaresizliği” diye bakmıştım çocukça. Geride bıraktığımız süreçte şunu öğrendik ki; Birçok kişi ata topraklarını terk etmek zorunda kaldı.

BBC Türkçe’de okuduğum haber beni taa oralara götürdü.

Habere göre Kuveyt’teki, Umman’daki ve Suudi Arabistan'daki su tedarikinin % 80'i tuzdan arıtılmış sudan geliyor.

Evet, Dünya yüzeyinin neredeyse üçte ikisi suyla kaplı. Fakat BM bunun sadece % 0,5'inin kullanılabilir tatlı su olduğunu söylüyor. Bu oran da artan sıcaklıklar ve kuraklık nedeniyle hızla azalıyor.

Su Ekonomisi Küresel Komisyonları'nın 2023 raporunda, dünya nüfusunun 2050 itibarıyla 9,7 milyara çıkması beklenirken, 2030'da % 40'lık bir arz açığı olacağı uyarısında bulunuldu.

Son 10 yılda arttı

Dünyadaki suyun % 95'i okyanuslardayken, pek çok kişi deniz suyunun potansiyel çözüm olduğunu söylüyor. Ancak şu anda küresel su kullanımındaki payı çok küçük. Veriler, deniz suyu kullanımının 10 yıl öncesine kıyasla iki katına çıktığını gösteriyor.

Eldeki verilere göre 160 dolayında ülkede, deniz suyundan tuz arıtan tesisler bulunuyor. Kuruluş tuzdan arıtılan suyun ortalama % 60'ının halka içme suyu sağladığını kaydediyor. En çok deniz suyu arıtan ülke günde 13 milyon litreyle (5200 olimpik boyutlardaki havuzu doldurmaya yeterli) Suudi Arabistan.

Hem arıtıp hem kirletme döngüsü

Bangladeş, Hindistan ve Pakistan tuzlu su arıtma teknolojisini sadece deniz suyunda değil, deniz suyunun yaklaşıp yeraltı sularını kirlettiği alanlardaki suyu arıtmak için de kullanıyor.

Aslında uzmanlar tuzlu suyu arıtma maliyetinin 1970'ten bu yana % 90 azaldığını söylüyor.

Arıtma tesislerini, güneş enerjisiyle birleştirmek, 2040 itibarıyla birçok kıyı bölgesinde maliyeti daha da düşürebilir. Ancak günde 500 milyon litre su üreten bir arıtma tesisine 500 milyon dolar civarında yatırım yapılması gerekiyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı "Çoğu tuzlu su arıtma sürecinde üretilen her bir litre su başına, 1,5 litre klor ve bakırla kirlenmiş su ortaya çıkartılıyor" diyor. "Bu su düzgün bir şekilde çözünmeden geri dökülürse oluşan yoğun zehirli tuzlu su kıyı ve deniz ekosistemlerini olumsuz etkileyebiliyor."

Bizde durum ne?

Peki 3 tarafı denizle çevrili yurdumun, içme ve sulama suyu ile ilgili bir tedbir çalışması var mı?

Şu anda denizden su arıtan bir sistem 630 km’lik sahil şeridi bulunan Antalya veya başka yerde var mı?

Varsa işlevi nedir?

Bu soruların yanıtı için DSİ Bölge Müdürlüğü’nü telefonla aradım, müdürümüz toplantı aşamasındaydı, ilgili diye aktarılan kişilerden bilgi alamadım.

DSİ Genel Müdürlüğü’ne belki de CİMER üzerinden ulaşıp sizleri de bilgilendiririm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nizamettin Özmen Arşivi

“Mantar” deyip geçmeyin….

07 Nisan 2025 Pazartesi 13:15

Kongre yolundaki AKP’nin Antalya karnesi

12 Eylül 2024 Perşembe 15:10

CHP’li olunmaz, doğulur

14 Mayıs 2024 Salı 10:36

Türel’i kim istiyor?

18 Aralık 2023 Pazartesi 11:56

Bitse de gitsek….

17 Aralık 2023 Pazar 13:41

Miskin Nizam…

16 Kasım 2023 Perşembe 09:00

“Dar Koridor”da uzun yolculuk

14 Kasım 2023 Salı 09:26

Özgür Özel paraya yenilirse?

13 Kasım 2023 Pazartesi 09:05

Almanya 'Yeni' Vatan

11 Kasım 2023 Cumartesi 12:00