Bayramda Antalya'nın cennet köşesi ilçelerinin birinde tekne gezisine çıktım. Teknedekler ağırlıklı olarak gençlerdi. Tümünün keyifleri yerindeydi. Şarkılar, türküler, kahkahalar, espriler. tatlı atışmalar havada uçuşuyordu. Ülkenin gündeminde olan yakıcı sorunlar sanki ilgilendirmiyordu onları. Ekonomik kriz, pahalılık, işsizlik, baskılar vs. umurlarında değildi sanki. Hayatın tadını çıkarıyorlardı. Genç olmanın tadına varıyorlardı.

Bir köşede oturup, kâh gençleri, kâh denizi ve teknenin oluşturduğu dalgaları hayranlıkla izlerken yanıma genç bir kız oturdu. Grubun en genciydi. Omuzlarından aşağı dökülen koyu siyah saçları, pırıltılı simsiyah gözleri ile tam bir Türk güzeliydi. Gezinin tadını en çok çıkaran, en çok şen kahkahalar atan.. Dışarıdan baktığında dünyayı umursamayan Z kuşağı tiplerindendi. Kendisiyle sohbete koyulduğumda ise yanıldığımı gördüm. Dünyayı da umursuyordu, ülkenin yakıcı sorunlarını da. Gelişmelerin farkındaydı ve ülkenin geleceğinden kaygı duyuyordu. Duygu yüklüydü. Öfke yüklüydü.

Siyasetle ilgilenip, ilgilenmediğini, kendisini nasıl tanımladığını sorduğum da tereddüt etmeden " Atatürkçüyüm" dedi. Seçimlerde CHP'ye oy verdiğini, ancak CHP'nin de eleştirdiği yönleri olduğunu, babasının ise öteden beri sıkı bir CHP'li olduğunu söyledi. Hiç sıcak bakmadığı partileri sıraladı. Konuştukça, ülke sorunlarıyla ne denli ilgilendiğini ve gelişmeleri nasıl yakından izlediğini gördüm.. Sohbetimize katılan, dünyaya "boş vermiş" izlenimi veren diğer gençlerin de ondan farklı olmadıklarını gördüm.

Eve yorgun argın gelip televizyonun karşısına oturduğumda "Panorama Araştırma" tarafından yapılan bir anketin sonuçları veriliyordu. "Kendinizi hangi kimlikle tanımlıyorsunuz?" sorusuna verilen yanıtlarda, Atatürkçülük zirvedeydi. Ankete katılanların % 31.7 si "Atatürkçüyüm" diyerek ilk sırada yer alırken, bunu % 22.7 ile "Milliyetçiyim" diyenler izliyordu... Ardından "Muhafazakarım " (% 11,), "İslamcıyım" (%7,9), "Ülkücüyüm" (%6.4),"Demokratım" (%6.3), "Sosyal Demokratım" (%6,0),"Sosyalistim" (%4.3), "Liberalim" (%0,9), "Diğer" (%2.7) geliyordu. Televizyonda haberi izlerken teknedeki gençleri anımsadım. Kendilerini "Atatürkçü" olarak tanımlayanlar tek onlar değildi.

Anket sonuçlarına göre," Ekonomik krizin sorumlusu kim?" sorusuna verilen yanıtta "Hükümetin sürdürdüğü ekonomik politika (%33,9) ön sırada yer alıyordu. Bu yanıt da gençlerimizin görüşleri ile örtüşüyordu. "İBB'ye yönelik operasyonlar" (%28,9) ikinci sırada, "Küresel Ekonomik Gelişmeler" (%22,9) üçüncü sırada yer alıyor.

İBB Ekrem İmamoğlu'na yönelik yürütülen yargı sürecine dair halkın düşünceleri de dikkat çekici... Süreci "siyasal" olarak değerlendirenlerin oranı (%54) giderek artıyor."Hukuki bir süreç" olduğunu düşünenlerin oranı (%32) ise giderek geriliyor.Ankete göre kurumlara olan güven de önemli ölçüde zayıflamış durumda. Yargıya olan güven giderek zayıflıyor.Buna karşın Anayasa Mahkemesi halkın güvendiği bir kurum olarak dikkat çekiyor.

Anket sonuçlarında benim en çok dikkatimi çeken sonuç, "Kendinizi hangi kimlikle tanımlıyorsunuz?" sorusuna verilen yanıtta "Atatürkçülük" zirvede yer alması. Üzerinde önemle durulması, düşünülmesi gereken bir yanıt. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun büyüklüğünü kabul etmeyenlerin Atatürk'ün izlerini silmek amacıyla harcadıkları tüm çabalarına karşın, Atatürk'e duyulan sevgi, saygı, minnet halkımızın gönlünde zirvede.

Ülkemizde Atatürk'ü, Cumhuriyeti içlerine sindiremeyen insanlarımız yok değil. Atatürk'ün adını anmaktan kaçınan insanlarımız yok değil. Ancak Atatürk'e,Cumhuriyete sahip çıkan insanlarımızın önemli bir kesiminin gönüllerinde Atatürk sevgisi canlılığını koruyor. Atatürk ve Cumhuriyet sevdalı insanlarımız, ülke koşulları ne denli olumsuzluklarla dolu olsa da umutlarını yitirmiş değiller. Atatürk'ün sağlam, güçlü temeller üzerinde kurduğu Cumhuriyetin, iktidarda kim olursa olsun, sarsılmasının, yıpratılmasının mümkün olmayacağına inanıyorlar ve teknedeki gençlerimiz gibi kendilerini "Atatürkçü" olarak tanımlıyorlar..

Şundan emin olalım. İnsanlarımız, Atatürk'ün izinden yürümeye devam edecekler, devrimlerine sahip çıkacaklar. Cumhuriyet kadınları, ülkemizi daha ileri hedeflere taşımada ve çağdışı zihniyet ile mücadelede ön saflarda yer alacaklar. Atatürk'ün Cumhuriyeti emanet ettiği Türk gençleri, bu mücadelede ön saflarda yer alacaklar.