Son günlerde, Türkiye Akdeniz Üniversitesi öğrenci yurdundaki intiharlarla sarsıldı. Sebebini henüz tespit edebilen olmadı. Araştırılıyor deniyor. İntihar olayları ile gözlerimiz gençlere döndü. Keşke daha önce, daha çok ilgilenseydik.  

 

Ülkemizin gençliğine bakıyorum. Bir kısım gençlik hariç çoğunlukta; heyecan zayıf, duygusallıktan uzaklar. Dil, kültür, felsefe konularına fazla eğilmiyorlar. Genelde kulaktan dolma ya da son okudukları belirli bir ideolojinin kitapları kadar bilgi sahibiler.

 

Gazete köşe yazarları, TV konuşmacıları tutarsız fikirleri ile bu gençliği kör ediyorlar. Bu kör gençlikte gözlerini açmadan, ezberci zihniyetin dayatmasına kapılıyorlar.

 

Bu topraklara işbirlikçiliği, batılılaşmayı taşıyanlar, tam tecrübe edinememiş bu gençliği kolay etkiliyorlar.

 

Kendisini, eğiten, okuyan, araştıran, bir gençlik olabilse, hiç bu ideolojik akımlar Türkiye’de zemin bulamaz. Geçmişte biri birine düşürülen gençlik uyanık olmalı. Nasıl bir geleceğin kendilerini beklediğinin farkında olmalı. Olan bitenlere “bana ne” dememeli. Ülkenin karşılaştığı tüm olumsuzluklara tepki verebilecek bilince sahip olmalı.

 

Ne var ki, ülkemizde tarih, kültür, bilim adına fazla bir öğreti kalmadı. Ülke gençliği ümitsizlik içinde ve ülke dışına gitmeyi planlar durumda. Ülkeyi yönetenler, gençlere umut verecek plan ve projeler ortaya koyamıyorlar.

 

Gençler, psikolojik travma yaşıyor. Kimi örnek alacağını bilemez haldeler. Ülkenin tüm siyasileri ve kurumlar, gençlere vizyon ve amaç sahibi olmanın önemini anlatmalıdır. . Bu ülkede başarı için hayatını ortaya koymuş, işini iyi yapan insan sayısı artmalıdır. İşini iyi yapan insan, hem kendine hem ülkesine hem de insanlığa faydalı insan olur.

 

Gençlerin, ümitsizliğini kırıp,  gelecek ile ilgili strateji ve plan hazırlamalarını teşvik etmeliyiz. Başarı; zor şartlara rağmen bir şeyler yapmanın, sorunlara rağmen sonuca ulaşmak için çabalamak ile gelir.

 

Her ülkenin sorunu vardır, olacaktır.. Ülkenin hem de havasını soluduğumuz dünyanın daha iyi ve daha yaşanılır bir yer haline gelmesine katkıda bulunma sorumluluğumuzu bilmemiz gerekir.

 

Siyaset yapanların, geleceğimiz gençliğini motive etmek gibi bir görevi olmalı. Motive etmek yetmez, tüm sorunları ile ciddi şekilde ilgilenip çözüm üretmeli. En önemlisi çağdaş medeniyet ölçülerinde eğitimlerle, Cumhuriyeti koruyup kollayacak yeni nesillerin yetişmesini sağlamalı.