1) TV. HABERLERİNDEN: içinde Antalya da olmak üzere 26 ilimiz hudutları içindeki dağ keçilerinin, kızıl geyiklerin, yaban koyunların ve benzeri yaban hayvanlarının " av turizmi" adı altında öldürülmesi için ihaleler açıldığı haberlerini derin bir keder içinde duydum. Tüm kamuoyu şaşkın. O zavallı masum, günahsız ve hiç suç işleme yeteneği olmayan, ekosistemin birer halkası olan yaratıklar barut kokusuna ve yağlı kurşunlara kurban edilmemeli. Esasen halen yürürlükte olan " KARA AVCILIĞI " hakkındaki yönetmelik derhal revize edilerek bu tür katliamlar durdurulmalıdır. Bazı yorumlara göre o paralarla inşa edilecek hiçbir eser insanlığa hayır getirmez denilebilmektedir. Zavallı dilsiz.ve kendini savunamayan o masumların göz yaşının ve kanlarının bulaştığı paralar reddedilmeli, ilgili şirketler durdurulmalıdır.

2) Yanan ve yakılan orman alanları her ihtimale karşı maden arama faaliyetlerine, turizm alanı olarak ilan edilmesi gibi eylemlere kapalı tutularak ilk fırsatta yeniden ağaçlandırılması sağlanmalıdır. Asla yapılaşmaya açılmamalıdır.

3) Gün be gün şehirlerde insan avına çıkan canilerin ellerindeki ateşli silahlar, kesici ve delici alet ve avadanlıklar hemen toplatılarak kanun düşmanları hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdır. Yoksa vatandaşta ciddi bir güven kırklığı oluşuyor.

4) Toprak tarımının yanı sıra hayvancılık tarımı da gerektiği şekilde desteklenmeli, günde 50 kg süt veren inekler kasaphanelere kesime gönderilmemelidir. Hayvancılıkta potansiyel arttırılmalıdır.

5) EMEKLİLERE KİM SAHİP ÇIKACAK: Emeklilerin durumuna yönelik söylenecek çok söz var ama bun bunları yazmaya kalkmış olsak sayfalar yetmez. Sözü uzatmanın bir faydası yok ama yalnızca numune olarak çifte diplomalı, orta derecede yabancı dili olan, 5 yıllık fakülteyi bitirmiş, devlete 30 yıl hizmet vermiş teknik sınıftan, 1. Derecenin 4. kademeden (en yüksek dereceden) emekli olmuş bir devlet bürokratı düşünelim. Kendisine ödenen emekli maaşı 30 bin liranın biraz cık üstünde. Daha da beterleri de var elbet. Hak ve hukuktan söz ediyoruz değil mi.

6) Gazipaşa kıyılarında denizimizle ilgili olarak kıyı sularımızda muhtemel kimyasal ve biyolojik kirlenmeye dikkat çekiyorum. Engellenemediği için, inşaatı başlatılan otel inşaatları asla kesintiye meydan verilmeden inşaat faaliyetleri dikkatle takip altına alınmalıdır. Sayın belediye hiç değilse bunu yapın. O işin azabı çok büyüktür. Ön olanlar erinde sonunda bu işlerin cezasını mutlaka çekeceklerdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bir iki örnek: Çeşme halkı Çeşme denizinde kirletilenlere engel olamadığı için binlerce balık kıyılara vuruyor, su ekosistemi iflas ediyor. Uşak ilinde siyanürle ve diğer kimyasal asitlerle altın arayan yabancı şirketler suyun iflasına neden olmuştur. Muğla-Akbelen ve Erzincan-İliç, Artvin-Murgul ve daha birçok çevre istismarcılığı coğrafyamızı, sularımızı zehirliyor. UNUTMAYIN.