Filmlere konu olmuş, ülkeler arası istihbarat faaliyetleri hep ilgi çekmiştir. Film senaristleri, duydukları ve araştırdıkları arşivlerden bazı ipuçları elde ederek, bazen senaryolarını bu ipuçları üzerinden yola çıkarak yazarlar.

Bizim ülkemizde son birkaç dizide, birtakım istihbarat faaliyetlerine değinen olaylar, hayali ilişkiler ve baskın sahneleri ilgi çekmektedir. Ajanlar arası mücadele görüntüleri dikkat çekmektedir.

Geçmişten günümüze başta Türkiye Cumhuriyeti İstihbarat teşkilatı (MİT) olmak üzere, Rusya devleti adına faaliyet gösteren KGB’nin yerini alan MOIS , Amerikan istihbarat teşkilatı olarak bilinen CIA ve NSA, Çin İstihbarat servisi MSS, Şah döneminde ABD ve İsrail desteği ile oluşan İran gizli servisi SAVAK’ a ilaveten IRGC ve MOIS, Dünyanın en eski istihbarat teşkilatlarından olan İngiliz gizli servisi M16 (SIS), önde gelen servislerdendir.

Tarih boyu dünyanın ilgi alanı olan Ortadoğu coğrafyası, İsrail’in Gazze saldırıları sonucu günümüzdeki de önemi ön sıraya geçmiştir. Bunun paralelinde de istihbarat faaliyetlerinin önemini arttırmıştır. Televizyon kanallarında ABD de yayınlanan Wall Street Jurnal gazetesinin haberine dayanarak yapılan yayınlarda, MOSSAD ajanlarının Türkiye Lübnan ve Katar’da HAMAS liderlerine suikast düzenleyeceği duyurusu oldu.

Bu yayınlara vakit geçirmeden Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan “böyle bir yanlışa tevessül ederlerse, bedelini çok ağır öderler, bir daha bellerini doğrultamazlar” şeklinde diplomasi diline göre sert kabul edilecek bir açıklama yaptı.

Bugüne kadar MİT ajanları ile İsrail ajanları bir iki kere karşı karşıya gelmiş. 2021 yılında MOSSAD casusluk şebekesi çökertiliyor, para karşılığı bilgi aktaranlar yakalanıyor. Mayıs 2023 de İran’la ticari faaliyette olan bir şirkete İsrail ajanları casusluk faaliyetinde bulunuyor ve Türk istihbaratı gerçekleştirdiği bir operasyonla 13 casusu yakalıyor.

Dünyanın en eski istihbarat teşkilatlarından bir olan Türk istihbaratı,1913 yılında Enver Paşa tarafından, Teşkilat-ı Mahsusa adıyla kurulmuş olup günümüze kadar MİT adıyla devam etmiştir. Türk istihbaratını dikkate almadan yapılan bu zavallı açıklamaya gülüp geçmeli. Bu coğrafyalarda ajan faaliyetleri ve ajanlar arası savaş hiç bitmemiştir. Rahmetli bir yakınımdan zaman zaman edindiğim bilgilere göre, MİT’in kendi memurları dışında, sivil vatandaşlardan seçtikleri özel haber elemanları varmış. Ayrıca hissettirmeden ilişkiler kurdukları haber kaynakları olurmuş. MİT’te o zamanki adıyla Takip ve Tasarrut başkanlığı varmış, Önemli takipler de yapılmış. Bir gün, rahmetli yakınımda 15-20 kişiyle toplu çekilmiş bir fotoğraf gördüm. Bazılarını mısır, turşu satıcısı, bazılarını nohutlu pilav satıcısı olarak rastlayıp tanıdığımı hayretle hatırlamıştım.

MİT için, basın yayı organları, sahadaki haber kaynakları yanı sıra açık kaynak olarak takip edilir. Bizim istihbaratımızın ne kadar etkin olduğunu Irak, Suriye operasyonlarından anlıyoruz. Orta doğu coğrafyalarında Türkçe konuşan ve Türk kökenli milyonların olduğunu düşünürsek başka devletlerin istihbarat teşkilatlarının adım atabilmesine ben ihtimal veremiyorum. Ülkesini ve vatanını seven her Türk vatandaşı, son yıllarda sayıları milyonları bulan göçler nedeniyle aramıza karışanlara ve de içimizde olası art niyetlilere karşı duyarlı ve uyanık olup istihbaratçı gibi olmalı.

Hoşça kalın, vatana dört elle sahip çıkın.