Oruç tutmasam da,
Namaz kılmasam da,
Ramazan Bayramı’nda koyunlar, kuzular kurban edilmeden, canları alınmadan, kanları akıtılmadan, evsiz ve yurtsuz olanlara sahip çıkmak, Ay'da birkaç defada olsa yetimleri kollamak ve başlarını okşayarak sevindirmek, kimsesizlere, darda ve zorda olanlara yardım etmek benim gibi düşünceye sahip olan tüm insanların sevinmesine sebep teşkil etmektedir.
Keşke her gün “bayram” olsa diyeceğim ama; her gün bayram olsa bayramların anlamı kalmaz.
Oruç tutmanın anlamı aç kalmak değil.
İnançlı her insan, yaradanına yaratıldığı için şükür etmek, sabretmeyi, aç ve susuz kalanların halini anlamalarını anlamak için oruç tutar.
Toplumda, saygı, sevgi, dayanışma ve yardımlaşma duygu ve düşüncelerini geliştirme.
Yokluğu, yoksulluğu ve olanaksızlığın ne denli zor olduğunu öğrenmek.
Yemek ve su içmemek yılda bir ay olsa da tüm organları dinlendirmek ve metabolizmayı düzenlemek için fevkalade bir fırsat.
Her şeyden daha önemlisi; Tanrı’nın rızasını kazanmak, yemek yemekten, içmekten, nefsin arzu ve isteklerinde uzak durmak suretiyle yaradana karşı yaratıldığını bilmektir.
İnsanlar hakkında ön yargılı davranmadan önce düşünerek empati yapmaktır.
İrade, sabır ve manevi değerleri geliştirmek için ilaç gibidir.
Oruçlu tutulan bayramların esasen en önemli konusu insani ve vicdanidir.
Ayrıca, maddi gücün elverdiği ölçüde ihtiyaçlı olan kimseleri tespit edip yardım etmek insani görevdir. Yani illaki oruç tutmak gerekmez.
Bir elin verdiğini diğer el görmemeli.
Asıl mesele gönül kırmak değil gönül almaktır. 
Her insan ahirette cehennem azabından kurtulup cennete gitmek için oruç tutar ve ibadet eder. 
Oruç tutan tutmayana hakaret girişiminde bulunursa hem Tanrı hem de insan nezdinde hata işlemiş olur.
Oruç İslam'ın beş şartından biri olarak kabul edilir. Ramazan ayında oruç tutma, Müslümanlar için önemli bir ibadettir ve bu ay boyunca tutulan dini ve manevi oruçlar dürüst ve ahlaklı olman içindir. 
Bayramınız kutlu olsun.