Türkiye, son yıllarda yönünü yavaş yavaş ama kararlı adımlarla doğuya, daha doğrusu Ortadoğu’ya çeviriyor. Bunu sadece dış politikada değil, sokakta, okulda, camide, televizyon ekranlarında bile hissediyoruz.
Soruyorum kendi kendime:
Bu millet, Araplaşmak mı istiyor?
Yoksa bize dayatılan, üstü örtük bir proje mi işliyor?
Ayrıca, demokratik laik ve bir hukuk devleti olan cumhuriyet ilim ve bilimle yoğrulmuş batıya sırtını neden dönüyor veya döndürenler mi var?
Bakın etrafınıza:
Caddelerde Arapça tabelalar, şehir merkezlerinde göçmen mahalleleri, sınavsız girilen üniversiteler, çadırdan üniversiteye uzanan “sözde entegrasyon”.
Peki gençler?
Çağdaş, laik, bilimsel eğitime inanmış; kendi emeğiyle bir şeyler başarmak isteyen milyonlarca genç, yurt dışında yaşamanın yollarını arıyor.
Çünkü kendi ülkesinde değer görmediğini, ikinci sınıf vatandaşa dönüştüğünü hissediyor.
Yurt dışına gitmek istiyen kısım kim?
Tabi ki sol, sosyal, laik ve Atatürkcüler.
Arapcılar, ümmetciler, dinciler, cemaat ve tarikatcılar, dinciler ve kinciler tabiki bayram ediyor.
Neden mi?
Laikit ve aydın kesim giderse meydan şeriat taraftarlara kalacak da ondan göbek atarlar
Bunun adı nedir?
Planlı kimlik erozyonu.
Ve bu tablo karşısında, Cumhuriyet’in kurucu değerlerine sahip çıkması gereken milliyetçi, devletçi çevrelerin suskunluğu ürkütücü.
Erdoğan zaten “bu davanın lideriyim” diyerek yürüyüşünü sürdürüyor.
Ama Bahçeli’nin sessizliği, yalnızca siyasi değil, tarihî bir kırılmadır.
Kürt açılımına “ihanet” diyenler, şimdi sınırlarımızın dibine kurulan Kürt devletçiğine susuyor.
Laikliğe siper olanlar, artık “şeriata geçiş tartışmalarını” alayla karşılıyor.
Devleti savunduğunu söyleyenler, göçmen politikasına hiç ses çıkarmıyor.
Neden?
Çünkü bugün Türkiye, Batı’ya sırtını çevirip doğuya öykünen, cumhuriyet yerine ümmet, yurttaş yerine ümmetçi bir düzenin eşiğinde.
Oysa bu toprakların ruhu ne Arap’tır ne batı taklitçisi. Bu milletin mayası Anadolu’dur, Hacı Bektaş’tır, Mevlânâ’dır, Mustafa Kemal’dir.
Kökü doğuda olan ama yönü çağdaşlığa dönük bir millettir bu.
Bu yüzden sorular bitmiyor.
Erdoğan ne yapıyor belli.
Ama Bahçeli neden susuyor, neden seyrediyor?
Asıl mesele işte burada başlıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.