Yıllar ne çabuk geçiyor değil mi dostlar? Geçtiğimiz üç yıl evvel  de savaş tartışmaları yapılıyordu, gene yapılıyor ve biz Suriye‘nin içerisindeyiz.

Sadece değişen mevcut hükümete karşı Fetö terör örgütü adı verilen cemaatin darbe girişimi ve olağanüstü halin olmasının değişen fazla bir şey yok.

Gündemin  hemen hemen aynı olması nedeniyle tam üç yıl önceki aynı başlıkta ki yazımı aynen aktarıyorum.

SAVAŞ  MI?

Gündem o kadar yoğun ki bazen yirmi dört saat yetmiyor.Bir yanda ekonomik sıkıntılar, bir yan da, işsizlik bir yan da ,hükümetin  anti  demokratik uygulamaları hayat devam ediyor.

Bunlar devam ederken birilerinin savaş çığırtkanlığı beni çileden çıkarıyor.

Sorarım size benim Suriye de ne işim var?Suriye benim kapı komşum ve insan durup dururken  niye kavga eder komşusuyla dersiniz?

İki üç sene  öncesine  kadar hiçbir sorun yokken ne oldu dersiniz?

En antidemokratik bir ülkenin başbakanı bile ülkesini terörist ülke,durumuna düşürmez.

Bir ülkenin iç işlerine karışıp, o ülkenin muhaliflerini desteklemez.Eğer o ülkelerde anti demokratik uygulamalar varsa,insan hakları örgütlerine,af örgütlerine ve uluslar arası hukuka uygun girişimlerde bulunursun.

Şimdi Suriye’ye karşı savaş ilanı hazırlığı yapılmaktadır.

Hangi gerekçeyle ?Suriye “Bize saldırırsa diyerek “kendini savunabilirsin.

O zaman sana sormazlar mı?” Benim iç işlerime niye karışıyorsun “diye.

Bir Mart 2002 tarihinde o günün meclisinden teskere kararı  çıksaydı,binlerce insan ölecek yada yaralı olacaktı.Ne uğruna ?Bir hiç uğruna mı?

A.B.D ve işbirlikçilerini  bir fazla petrol hissesi kazansın,kazançlarına kazanç katsın diye savaşılmış olacaktı.

Senin ülke olarak kazancın ise, bir hiç olacaktı.

Çünkü biz savaşa girmediğimiz halde doğan ekonomik sıkıntı yüzünden oluşan,parasal açıklarımız o zaman ki savaşan ülkeler tarafından  karşılanacağı sözü verilmişti.

Ne  oldu sonuç ?Yalan.

Şimdi de aynı oyunlar uygulanmak isteniyor.

Ama bu sefer meclisten kaçırılmak isteniyor?Senin seçtiğin milletvekiline bile sormak istenmiyor?

Millet kelimesini ağzından düşürmeyenler,milletvekiline sormak istemiyorlar.?

Çünkü milletten korkuyorlar.Ekonomik  krizi örtmek ve kendi açıklarını kapatmak için savaş çığırtkanlığı yapıyorlar.

Ben bir engelli olarak tüm ülkelerde kullanılan kimyasal silahlara karşıyım.

Kimyasal silah bahane edilerek yapılan ve yapılacak olan savaşlara da karşıyım.

Bir engelli olarak demokrasiden yanayım.

Tam ve eksiksiz  demokrasinin olduğu yerde savaş çığırtkanları barınamaz.

Onun için sonuna kadar demokrasi diyorum.

Ve Savaşa Hayır. SAVAŞA hayır. Savaşa  HAYIR.

Diyorum.!

TEPKİSİZ TOPLUM ETKİSİZ TOPLUMDUR.!