15 Yılda ümmetten Türk milletini yaratan Mustafa Kemal Atatürk’ün sanat anlayışını düşünüp yaşananları gördükçe ne söyleyeceğini bilemiyor insan…

İleri demokrasiden sonra bu da ileri sanat anlayışı olsa gerek…

İfade özgürlüğü ve sanata bakışımız, son yargı kararıyla dünya tarafından tescillendi. Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say, Ömer Hayyam’ın bir dörtlüğünü bir sosyal paylaşım sitesindeki hesabında paylaştı diye 10 ay hapis cezasına çarptırıldı…

Demek ki Ömer Hayyam yaşasaydı, kim bilir neyle cezalandırılırdı?

Ama şaşmamak gerekiyor?

Son yıllarda kaç gazeteci, köşe yazısı ya da haberleri nedeniyle ceza aldı? Binlerce dava dosyası var. Tutuklu gazeteci sayısında da rekor kırıyoruz!

Basın özgürlüğü konusunda dünya sıralamasında sonlarda yer alan ülkemde en son karikatürist Nuri Kurtcebe, "basın yoluyla cumhurbaşkanına hakaret" suçundan açılan davada 

11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmadı mı?

Heykeller ‘ucube’ oldu, Muhteşem Yüzyıl’ın haremi açık bulundu…

Dünya klasikleri çocuklar için ‘sakıncalı’ ve ‘müstehcen’ ilan edildi…

Neredeyse 800 yıl önce İranlı şair Ömer Hayyam tarafından yazılan bir şiiri paylaşmak da ileri sanat anlayışıyla cezalandırılır oldu…

Oysa 1048-1331 arasında yaşayan Ömer Hayyam, özgürce binlerce eser yazmış…

Dünya, var oluş, din, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konularda özgürce ve sınır tanımaz bir şekilde akıl yürütmüş…

Akıl yürütürken ne içinde yaşadığı toplumun ne de daha öncesi zamanlarda yaşamış toplumların kabul ettiği hiçbir kurala bağlı kalmamış…

Ama yüzyıllar sonra geldiğimiz nokta, O’nun yazdıklarını paylaşmak bile suç…

Artık Hayyam’ın okullarda ‘Pascal Üçgeni’ olarak öğretilen matematik kavramı da yasaklanırsa şaşırmam…

Oysa ne de güzel söylemiş, sanatı, hayat damarı olarak niteleyen Atatürk, ‘’Sanatkâr, cemiyette uzun ceht ve gayretlerden sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır” diye…

Işıklarımızı söndürmeyelim…

İfade özgürlüğü ve sanat kapsamında yaşanılan karanlık dönemin en kısa sürede bitmesi dileğiyle…