Sanal bir bayramdı


Sanal bir bayramdı yaşadığımız! Bilmem farkında mısınız? Artık gerçek hayatı değil, sanal hayatları yaşıyoruz. Televizyonlardaki başka hayatları izler gibi, kendi hayatımızı da seyirci kıvamında, tepkisizce izliyoruz. Tıpkı filmlerdeki gibi; bir mucize olsa da ters giden şeyleri düzeltse diye bekliyoruz. Oysa özlenen yaşamlar gayret ister, emek ister. Sevgilerimiz bile sanal artık! “ Beyaz Atlı Prens ”masalının doğulu versiyonu olan erkekler ile onlara aşık kadınların masalsı aşkları izleyiciye ve onun özlemlerine nasıl göz kırparak veriliyor değil mi televizyonlarda? Hayatın küçük ayrıntılarında gizli gerçek mutluluklar ve sevginin emek istediği gerçeği de böyle unutturuluyor insanlara. Yaşamlarımızın pasif izleyicisi olmamız isteniyor bizden! Tıpkı uslu çocuklar gibi, sorun çıkartmayalım, can sıkmayalım diye yapılıyor bütün bunlar.

Yine de hayatı dolu dolu yaşayanlar varken, birden bir “ pandemi “ belası çıktı başımıza, hepimiz kapandık evlere. Tam da işte bu noktada dünyadan tecrit olduk. Televizyonlarımızla ve telefonlarımızla yaşıyoruz! İletişimimiz sanal, görüşmelerimiz sanal, bayramımız bile sanal oldu. Düşünsenize eski bayramlarımızı;

“ Bayram sabahları erkenden kalkıp en güzel, en yeni giysilerimizi giyerdik. Sonra demli bir çay, su böreği, bayram şekerleri, şeker isteyen çocuklar, kurbanlık hayvanların sesleri, bir telaş, bir koşturmaca, kalabalıklar, bayram programları, kolonya ikramları, bayram harçlıkları, uzun bayram tatilleri, ev gezmeleri, kısa hal hatır sormalar, el öpenlerin çok olsunlar ve daha bir dolu küçük ayrıntı...Ne kadar uzak ve ne kadar sisli puslu hatıralar gibi duruyorlar değil mi? Şimdi birbirimize yaklaşamıyoruz, dokunamıyoruz, konuşamıyoruz. Cep telefonları ve internet üzerinden görüşüyoruz artık. Her şeyimiz sanal. Bayram kutlamalarımız da, sevgilerimiz de, gülüşümüz de öyle.

Geleceği öngörememenin verdiği, o mutsuz, donuk, sanal gülüş, gelip oturmuş suratımıza. İstenmeyen bir misafir gibi, zoraki bir gülüş var herkeste.
Oysa ne demişti şair; “ Bir bayram gülüşü savur göklere/ eski zamanlara gülücükler getirsin/ öyle içten, öyle samimi/ gözyaşlarını bile tebessüme çevirsin”
Sanal dünyalarımızdan çıkıp, gerçek yaşamlarımıza döneceğimiz bayram günlerine ulaşmak dileğiyle!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Bereke Arşivi

Olağanüstü gündemlerden yorulduk!

04 Eylül 2025 Perşembe 11:04

30 Ağustos Zafer Bayramı

31 Ağustos 2025 Pazar 14:47

“Eski Türkiye” neden özleniyor?

28 Ağustos 2025 Perşembe 10:57

Yoksulluk en çok çocukları vuruyor!

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:54

Siyasetin tanımını değiştirdiler!

21 Ağustos 2025 Perşembe 11:12

Döneklik zor şey!

18 Ağustos 2025 Pazartesi 10:59

Bindik bir alamete…

14 Ağustos 2025 Perşembe 15:47

Sahtekarlık ve usulsüzlük diz boyu!

11 Ağustos 2025 Pazartesi 15:24

Masa da ne var?

07 Ağustos 2025 Perşembe 12:57

Dostları arkadaşları olmalı insanın

04 Ağustos 2025 Pazartesi 11:27