Hayatımız devam ediyor. Günler ne çabuk geçiyor değil mi? Geçtiğimiz bir yılda mahalli ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini konuşuyorduk .
Çankaya Köşkü küçükmüş, büyüttük.
Suriye’deki devlet başkanına terörist diyerek saldırdık, içinden İŞİD canileri çıktı. Asker göndermek için teskere çıkardık.
Türkçe konuşan bir ulusun ses yapısına uymayan altı yüz yirmi dokuz yıllık Osmanlı İmparatorluğu’nun iletişim dili diye “uyduruk bir yazım” olan Osmanlıcayı sırf Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini yok saymak için getirmeye çalışanları duyduk ve duymaya devam ediyoruz.
Piyona çalan sanatçı başkan diye basında poz verenlerin nasıl san-atçı olduklarını gördük.
“Antalya’nın ulaşımını düzelteceğim” diyerek yönetime gelenler, toplu ulaşım düzenini ve araçların denetimini minibüsçüler ve otobüsçüler odasının insafına bıraktığı için şoförler tarafından azarlanan yaşlı, genç, engelli vatandaşlarımızın çoğalmaya başladığını gördük ve görmeye devam ediyoruz.
Kadın plajı yaparak ne kadar çağdaş bir yönetim anlayışı sergilendiğini gördük.
O da yetmiyormuş gibi orada güneşlenen kadınlar üstünden siyaset yaptığını sanarak ana muhalefet partisine çatanları gördük.
Tanrının bir varlığı olan insanı bir bütün olarak göremeyen cinsiyet ayrımı yaparak, giyimine kuşamına karışarak baskı kurmak yetmiyormuş gibi şimdi bedeni üstünden siyaset yapmaya başladılar.
Adama sormazlar mı senin annen, eşin, kız kardeşin yok mu diye?
Bir insan olarak cinsiyet ayrımı gözetmeksizin bu sözleri sarf eden ve edenlerin annelerinden, eşlerinden, kız kardeşlerinden özür diliyorum.
Bir insan olarak yaşanan bütün olumsuzların yaşanmasından dolayı özür diliyorum.
Çünkü ben bir vatandaş olarak görevimi yerine getiremedim!
Unutmadan söylemeyeyim.
Haziran 2015’e altı ay kaldı?
Tehlikenin farkında mısınız?
Tepkisiz Toplum, Etkisiz Toplumdur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.