
Songül Başkaya
“Özel”e girmeyin…
Antalya'da kent güvenliği açısından kameralı takip sisteminin gelmesi adına çağrı yapan ve MOBESE sürecinde katkı koymaya çalışan bir gazeteyiz. Çünkü asayiş, trafik, turizm, tanıtım, kent imajı açısından önemi tartışılmazdı...
Sonuçta MOBESE'ye geçişin ardından faydaları yaşanarak da görülmüştür. İyi ki yapıldı. Dileriz sistem son teknolojiye geçsin, gece görüşü yüksek kameralar kullanılsın...
Ama şimdi halkın ortak kullanım alanlarında olması gereken kameraların işyerlerine kadar girmesi gündemde. İş, kent izlemeden işyeri izlemeye, takibe geldi. Kameralar, kafetaryadan bara kadar işyerlerine sokulmaya çalışılıyor…
Gerekçe 'güvenlik' de olsa özel hayata müdahale anlamına gelen bu uygulama hiç de doğru değil. Kaldı ki kayıtların Emniyet Müdürlüğü’nde özel bir birimde saklanması da tuhaf....
Hayır, kolluk görevlilerine güvenimiz tam da. Haydi oldu ki art niyetli bir takım insanların eline geçti, kayıtlar. Başka amaçlar için kullanıldı. Bunların olmayacağının bir güvencesi var mı? Ve özel hayatının görüntü altına alınmasını kim ister? Adı üzerinde 'özel'...
İnsanların dinlenme korkusuyla tedirgin olduğu bir ortamda, bırakın da özel hayatlarında rahat olsunlar…
İki tek atıp, eş, dost, arkadaşlarıyla eğlenmeye gittiklerinde, kahvede kağıt, okey oynadıklarında “İzleniyoruz” kaygısı yaşamasınlar…
Diğer yandan kamera zorunluluğu hem esnafa yük getirir hem de kepenk kapatmasına kadar yol açabilir. Çünkü kimse kameralı kafetaryaya, bara gitmez. O zaman esnaf için bir yıkım olur, bu...
Amaç zaten kafetaryaya, bara giden insan sayısını azaltmaksa ayrı. Böyle olduğuna inanmıyoruz tabii ama insanlar da 'Neden sadece kafetarya, bar, kahve' diye de sorguluyor...
”Yoksa bu başlangıç, devamında markete, kasaba, manava, sinema salonuna, berbere vs de zorunlu mu olacak?
Basın kuruluşlarına da 'güvenlk' için kamera takılması düşünülüyor mu?”
Soruları uzatmak mümkün. Ancak gerek yok. Konu Meclis'e de taşındı. Eğer konuya ilişkin önergeye cevap gelirse, uzun uzun tartışırız...
Şimdi dileğimiz, hukukçuların yasal dayanağı olmadığını söylediği ve 'Özel hayata müdahale' gerekçesiyle karşı çıktığı uygulamadan vazgeçilmesi...
Bunun yerine hazır Kütüphaneler Haftası’dayken önerim; kahve, kafetarya gibi mekanlara 10 Ağustos 2005’te yürürlüğe giren İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik’te getirilen “gazete aboneliği” zorunluluğunun ciddiye alınması…
Gerekli denetimlerin tüm ilde etkin yapılması…
Ne güzel olmaz mı? Gönülden destekleriz, yetkilileri…
Hem yararlı bir iş yapılmış olur ve okuma oranı artar. Hem de yerel basına, kent sahip çıkamış olur…
Ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.