
İbrahim Akkaya
Müdür Beyin yeşil kürkü!
Antalya Atatürk Stadyumu’nda duvarın çökmesi ve bir işçinin hayatını kaybetmesi bir skandalı da su yüzüne çıkardı.
5 çocuk babası 54 yaşındaki Sami Toplar isimli işçinin ölümüyle sonuçlanan olay, Gençlik Hizmetleri ve Antalya İl Müdürlüğü’nde bir otorite boşluğu olduğu şeklinde kamuoyu ve özellikle spor camiasında konuşulanları da pekiştiriyor.
Öncelikle bu talihsiz kazanın meydana geldiği Antalya Atatürk Stadyumu ile ilgili gelişmeleri anımsamakta yarar var.
Yıkılan ve kimler tarafından yapılacağı ve yaptırılacağı tartışma yaratan Konyaaltı sahil şeridindeki Süleyman Erol Yüzme Havuzu ile birlikte Antalya’nın en eski spor tesisi Atatürk Stadı..
Çok sayıda spor etkinliğine ev sahipliği yaptı..
Amatör maçların dışında çok sayıda ulusal ve uluslar arası futbol maçlarına şahitlik etti.
A Milli Futbol Takımı da bazı maçlarını Antalya Atatürk Stadı’nda oynadı..
Türk Sineması’nın en önemli etkinliği olan Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin kapanış ve ödül törenleri de uzun yıllar bu tarihi stadyumda yapıldı.
Kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yaptı..
Pek çok ünlü sanatçı stadyumda konserler verdi..
Futbol dışındaki bazı spor branşlarının etkinlikleri de burada yapıldı..
Kentin onuru ve gururu olan Antalyaspor’da maçlarını Atatürk Stadı’nda oynadı..
Şurası acı bir gerçek ki merkezi yönetim Antalya gibi Türkiye’nin vitrin kentine spor tesisleri açısından çok ilgisiz davrandı.
Antalya’da gerek amatörlerin, gerekse profesyonel karşılaşmaların yapılmasına olanak sağlayacak bir stadyumu yapmadı.
100.Yıl Spor Kompleksi Antalyalı amatörler için tam bir yuvaydı..
Ancak oraya da kıydılar, stadyum ve spor salonu yapmak amacıyla tamamlanma aşamasına gelen kapalı yüzme havuzu, Türkiye’nin en iyi tartan pisti, dünya ve Avrupa şampiyonlarının yapıldığı okçuluk tesisleri ile birlikte yerle bir ettiler 100.Yıl Spor Kompleksi’ni.
Antalya’ya pek çok konuda olduğu gibi üvey evlat gözüyle bakmakta ısrar eden merkezi yönetim yeni stadyum ve spor tesisleri yapmadı, çok sayıda spor etkinliği bu nedenle düzenlemedi.
İmdada belediyeler ile kamu kurum ve kuruluşları yetişti..
Görevleri olmadığı halde başta Muratpaşa Belediyesi olmak üzere belediyelerin amatör spora tesis açısından verdiği destek bu açıdan çok önemli..
Atatürk Stadyumu’da üvey evlat anlayışının kurbanı oldu.
Korunmadı, korunamadı, kaderiyle baş başa kaldı..
Yılların yorgunluğu ile kolanlarında çürüme oldu..
Oysa çok da yüksek olmayan ödeneklerle güçlendirme yapılabilir, Antalya’ya yakışır bir butik stat olarak kurtarılabilirdi.
2010-2011 sezonuna gelindiğinde çürüme bahane edilerek Antalyaspor, Mardan Stadı’na sürgüne gönderildi.
Amaç Antalyaspor’u korumak değildi elbette, Mardan Stadı’nı legal hale getirmekti..
O günden bu yana Atatürk Stadı adeta gözden çıkarıldı.
Seyirci alınmadan bazı amatör maçlar oynansa da, ‘sakıncalı’ damgasını yiyen stat tamamen çürümeye terk edildi.
Atatürk Stadı’nın varlığından o talihsiz kaza ile haberdar oldu pek çok kişi..
Cimnastik antrenörünün yönlendirmesi ile duvarları birleştirip salon oluşturmaya çalışıldığı sırada duvar çöktü ve bir vatandaşımızı da kaybettik.
Olayın çarpıcı olan yönü ise bir süre önce Antalya’ya atanan Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Burhanettin Hacıcaferoğlu’nun açıklamasıydı.
Binanın çürük olduğunu bildiğini söyleyen müdür, "Burada bilgimiz dışında bir tadilat çalışması başlatılmış. Cimnastik antrenörü işçi getirmiş. Bu sırada duvar göçmüş. Bir kişinin hayatını kaybettiğini öğrendik. Olayla ilgili inceleme başlattık. Bizim haberimiz olmadan içeriye girip tadilat çalışmasına başlamışlar" diyor..
Pes yani bir müdürün böyle bir çalışmadan nasıl haberi olmaz?
Haydi haberi olmadı, emrinde çalışanları suçlayarak idam sehpasına gönderme çabasına ne dersiniz?
Antalya sporunun nasıl ve kimler tarafından yönetildiğinin en çarpıcı örneği bu talihsiz kaza..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.