
İbrahim Akkaya
Antalya’da garip şeyler oluyor
Toplumun büyük kesiminde kaygı var, gelecek korkusu, endişesi her geçen gün artıyor.
Gerek ülkede, gerekse Antalya’da garip şeyler oluyor.
Gerçek şu ki insanlar düşüncelerini söylemeye çekiniyor.
Gündem öylesine hızlı bir şekilde değişiyor, ya da değiştiriliyor ki, hem yetişmek mümkün olmuyor, hem de hangi görüş ve çözüm önerisine inanacağını insanlar kestiremiyor.
Tam bir kavram kargaşası yaşanıyor.
Halkın düşüncesine kulak tıkandığı gibi, çözüm yöntemleri de dayatılıyor.
Böylesine kritik dönemlerde ‘dördüncü güç’ olarak yorumlanan medyanın tutumu önemli.
Halkın gözü kulağı olan medya gerek Antalya özelinde, gerekse Türkiye genelinde istisnalar dışında hükümetin sözcülüğünü savunuyor.
CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Kayseri konuşmasında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Şöyle diyor Baykal :
“Medya her şeyi yazamıyor. Onları baskıyla sürdürüyorlar. Biz şu anda psikolojik bir harekata maruz bırakılmış bir milletiz. Ezan'da, bayrakta, Cumhuriyet'te bir olacağız. Bir ve beraber olacağız. Etnik ayrıştırma içinde olmayacağız. Türkiye neredeyse bir suç örgütü liderinden, uluslar arası kahraman çıkartıyor"
Ülkenin gündemini İmralı süreci oluştururken, Antalya gündeminden uzun süredir 2B tartışmaları inmiyor.
“Orman vasfını kaybetmiş araziler’ olarak bilinen 2B’lerin satışı için belirlenen rayiç bedellere karşı direniyor Antalyalılar..
Atadan, dededen kalma arazilerinin yüksek bedeller nedeniyle ellerinden alınması korkusuyla yaşayan bu insanlar, seslerini demokratik haklarını kullanarak eylemlerle duyurmaya çalışıyorlar.
Her yerde olduğu gibi Antalya’da da karşılarına güvenlik güçleri çıkıyor.
Eylemlerin kanunsuz olduğu gerekçesiyle kelepçelenip, gözaltına alınıyor 2B köylüleri..
‘Milletin efendisi’ olan köylünün dramını anlatmak elbette çok güç.
Acıyı, korkuyu, kaygıyı, gelecek endişesini çeken bilir.
Antalya’da 2B protesto eylemleri yapılıyor, medya kuruluşları da bu eylemleri kamuoyuna duyurarak, halkın haber alma hakkını kullandırmaya çalışıyor.
Ancak, burada da karşılarına iktidar yağcıları, şakşakçıları çıkıyor.
CHP ve MHP’nin 2B mağdurlarına sahip çıkmasını ‘siyasi’ olarak yorumlayan malum çevreler, 2B eylemleriyle ilgili yapılan haberler ve köşe yazılarını da ‘politik’ buluyorlar.
Bununla da kalmıyorlar, 2B konusunda yazan çizen Antalyalı gazetecilere yönelik bir yıpratma, itibarsızlaştırma, kötüleme kampanyasını sürdürüyorlar.
Hızlarını alamayıp, ‘bizden değil’ dedikleri gazete ve gazetecileri ‘sakıncalı’ ilan edip, her türlü karalamayı yapıyorlar.
MHP İl Başkanı Osman Çetin, bu konuda dikkat çekici saptamalarda bulundu.
Çetin, “ İktidar partisi kendisiyle ilgili eleştirisel haberleri de politik buluyor. Bunları yazan gazetelerde çalışan gazetecilerden tutun da, köşe yazarlarına kadar iş değişikliklerine kadar organize ediyorlar”
Üzülerek belirtiyorum ki, MHP İl Başkanı Osman Çetin’in vurguladığı Antalyalı gazetecilere yönelik ayrıştırma, yıldırma, baskı, iş değişikliğine zorlama, hatta gazete patronuna, ya da temsilcisine baskı yaparak işten çıkartılmaya kadar giden çabaların arkasında gazetecilerin üyesi olduğu meslek kuruluşunun yöneticilerinin bazıları da bulunuyor.
İktidar gibi onlar da gerçekler gözardı edilsin, her şey güllük gülistanlık gösterilsin, suya sabuna dokunmayan bir yayın politikası izlensin istiyorlar.
Konuştuklarında Antalya ve Türkiye sevdalısı olduğunu söyleyenler, sırça köşklerde oturup, basın mesleği adına fetva vermeyi ihmal etmiyorlar, Antalya’nın 2B gibi çok önemli sorunlarını görmezden gelmeyi de marifet sayıyorlar.
Antalya için de, Türkiye için de gerçekten çok zor bir süreci yaşıyoruz.
Herkes diken üstünde, kimsenin ağzını bıçak açmıyor.
Bu sıkıntılı günler elbette geçecek, ancak geçene kadar da canımız her geçen gün biraz daha sıkılacak..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.