
Murat Yıldırım
Ormanları yakanları hala mı merak ediyorsunuz
Merak edenler varsa 03 TEMMUZ 2025 tarihli olup ORHAN KILIÇOĞLU'nun yazısını bir okuyuversinler.
Şayet adi geçen kişi yalan, yanlış ve toleransa dayalı hayali bir yazı yazmışsa işte size ismini veriyorum. Arayıp sorarsınız. Yalan söylüyorsa gereğini yaparsınız. Bizde yalan yanlış olmaz. Biz elçiyiz (haberi aktaranız) EIçide zeval olmaz.
Ancak Ülke kamuoyu olarak ciddi bir infial ve açıkça korku içindeyiz. ORHAN KILIÇOĞLU ekliyor. (Şahısların adını vererek) 10 Ekim 2020 de birilerinin söyledikleri sözlerden hareket ederek birçok alanda bir terör grubunun işinde bulunacakları eylemleri sıralarken özellikle ormanlarımız nasıl yakıp yıkacaklarını dile getirdiklerini ifade etmektedir. ORHAN KILIÇOĞLU sözlerine şöyle devam etmektedir. " ülkemizin istihbarat kurumlarımız, Sayın İç İşleri Bakanımı ve Sayın Meclis Başkanımız, Sayın Milli Savunma Bakanımız dahil, ilgili diğer hükümet organlarımızın TBMM de acilen toplanarak konunun değerlendirilmesinin ne denli hayati önem arz ettiğini işaret etmektedir.
Yazarın sözünü ettiği terör grubunun beyanına dayanarak; sen günlerde ülkemiz ormanlarının yakılmasında esas ağırlığın sözünü etti terör faaliyetleriyle merkezileştiği noktasında açıklamalarda bulunmaktır. Son zamanlarda ülkemiz kamuoyunu da deklare edilen "'Terörsüz Türkiye söylemini müteakip silahların toplanacağına dair bilgilerle memnuniyet yaratan
Olayın ardından lider durumundaki birileri tarafından Silahlar toplanabilir ama çakmağımız, kibritimiz var maytap var " Bu silahlar ormanlar yakmaya yeterlidir anlayışına dayanılarak, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerimizde öğle saatlerinde rüzgarların hızlandığı saatlerde yüzlerce yangının zuhur ettirilmesi çok manidar değil midir?
ORHAN KILIÇOĞLU'nun 2 Temmuz 2025 tarihli yazısının, ilgililerce ve yetkililerce siyasilerce mutlaka iyi değerlendirilmesi bu ülkemizin ve toplumumuzun hayrına olacaktır. Bazı siyasileri ekranlara çıkarak durmadan demokratik süreçten barıştan bahsederek, " dikkat edilmelidir ki bu fırsatı kaçırmayın " şeklindeki kaplı ama şüphe ve kaygıya neden olan açıklamaları hatırlandığında olayın bir cephesini orman yangınlarıyla ilişkilendirmek acaba doğru olur mu diye düşünmeye başlıyoruz. Kim kimiyle dargın, hangi barıştan, demokrasinin neresinden söz ediliyor bir türlü anlaşılamamaktadır.
Yanıp yakılan, küle dönüştürülen coğrafyamızın ve bu milletin, milyarlarca canlının hesabını kim verecek, Hangi demokrasiden, hangi barıştan bahsediliyor. Söz konusu yazıyı Ankara'nın ve tüm ülke insanımızın okumasını tavsiye ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.