Omurgasız tipler türedi!

Bilmem farkında mısınız, son yıllarda dünyamızda 'omurgasız tipler' türedi. Hatta o kadar çoğaldılar ki; toplumları da kurumları da kendileri gibi yozlaştırdılar! İnsan kalitesi, sayelerinde giderek düşüyor!

Omurgasız ve yeteneksiz siyasetçilerin, salt kendi çıkarları için, dün en ağır hakaretlerde bulunduklarına, bugün el pençe divan durmaları, iltifatlar etmeleri, dün 'ak' dediklerine, bugün 'kara' demeleri, soykırımlara sessiz kalmaları, sizi de şaşırtmıyor mu? İlkesiz duruşları, omurgasız eğilip bükülüşleri, birbirine taban tabana zıt görüşleri olan partilere kolayca geçiş yapmaları, fırıldak gibi dönmeleri, sizin de başınızı döndürmüyor mu? Siyasetin kalitesini düşüren bu omurgasızlar yüzünden, toplumların güven duygusu da yerle bir olmadı mı?

Omurgasız duruş sergileyenler yalnızca bazı siyasetçiler değil elbette; omurgasız iş adamları, omurgasız gazeteciler, omurgasız bürokratlar da çoğaldı. Çıkarları gereği el etek öpenler, kim güçlüyse ondan yana tavır alanlar, kimin arabasına binerse, onun türküsünü çalanlar yüzünden, ahlaki çürüme de hızla yayılıyor dünyada.

Eskiden de vardı omurgasızlar ama, bu kadar çok değildi! Üstelik o zamanlar bu tipler yadırganır, ayıplanır ve toplum dışına itilirdi. Fıkra gibi fakat, günümüze de ışık tutuyor:

'Rahmetli Süleyman Demirel’e sormuşlar:
Size sövüp duran o adamı, neden partinize aldınız?
Orada iken bize bağırıyordu, şimdi bizim kapıya bağladık, karşı tarafa sövüyor…' demiş.
Yani anlayacağınız omurgasız duruş sergileyen tiplerin, bukalemun gibi renk değiştirmesi, her kalıba girmesi, girdiği kabın şeklini alması, her zaman mümkün, yeter ki çıkarları karşılansın. Demek ki hepsinin bir fiyatı var. Kimi ucuza gidiyor, kimi de pahalıya.

Oysa Özdemir Asaf diyor ki:
'İnsan olmak, kuruş ile değil, duruş ile ölçülür!'
Ona katılıyorum, çünkü insan omurgalı yaratılmıştır ve omurgalı bir duruş sergilemek zorundadır. Özü sözü bir olmalıdır.

Fakat günümüzde; şereften bahseden şerefsizler, ahlaktan bahseden ahlaksızlar, dürüstlükten dem vuran sahtekârlar, bu söyledikleriyle çelişen omurgasız duruşlarıyla, hepimizi bıktırdı gerçekten de.
'Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki, en namussuzu o’dur!” diyen Friedrich Nietzsche haksız mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Bereke Arşivi

Olağanüstü gündemlerden yorulduk!

04 Eylül 2025 Perşembe 11:04

30 Ağustos Zafer Bayramı

31 Ağustos 2025 Pazar 14:47

“Eski Türkiye” neden özleniyor?

28 Ağustos 2025 Perşembe 10:57

Yoksulluk en çok çocukları vuruyor!

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:54

Siyasetin tanımını değiştirdiler!

21 Ağustos 2025 Perşembe 11:12

Döneklik zor şey!

18 Ağustos 2025 Pazartesi 10:59

Bindik bir alamete…

14 Ağustos 2025 Perşembe 15:47

Sahtekarlık ve usulsüzlük diz boyu!

11 Ağustos 2025 Pazartesi 15:24

Masa da ne var?

07 Ağustos 2025 Perşembe 12:57

Dostları arkadaşları olmalı insanın

04 Ağustos 2025 Pazartesi 11:27