
Songül Başkaya
Milli iradeye saygı...
Evet, milli iradeye saygı gerek. Ülke genelinde AKP’nin Gezi Parkı olayları sonrasında gençliğin ateşini yaktığı harekete karşı başlattığı mitinglerin adını çok tuttum: Milli iradeye saygı…
Milli iradeye saygıyı, bakış açınıza göre farklı yorumlayabilirsiniz. Kimisine göre milletin iradesi, seçimden seçime kendisi bile belirlemediği adaylara oy vermesidir ki görevi orada biter. Ondan sonra milletin iradesi sonucu göreve gelen seçilmişler, tüm iradeyi kullanıyor…
Kimisine göre de milli irade, halkın sadece seçim döneminde değil, her dönemde görüşünü, rengini, sesini duyurmasıdır…
Bu kimi zaman sandık başında oy kullanarak, kimi zaman anketlere katılarak, kimi zaman da meydanlarda, alanlarda eylem yaparak şekillenir…
Kimi zaman hiçbir şey yapmamak da eylemdir…
Tıpkı duran adamda olduğu gibi…
İkinci görüşü benimseyen bizim gibi insanlar için balkonuna Atatürklü Türk bayrağı asmak, akşam tencere tava çalmak, Ata’nın huzurunda kitap okumak, meydana çadır kurmak milli iradenin dışa vuruş biçimleridir…
Peki AKP’ye göre milli irade nedir? Tabii ki ilk seçenek… Hatta ilk seçenektekinin de ilerisi: İktidarı göreve getirenler…
Yani yüzde 51 milli irade…
Geriye kalan yüzde 49, onlar için bir anlam ifade etmiyor…
Etmediği de zaten her hallerinden belli…
Dün Kayseri’de şöyle dedi Başbakan; "Sandık sonucu her ne olursa olsun biz 76 milyonun hükümeti, yüzde 100'ün hükümetiyiz. Türkiye'yi bir olarak, beraber olarak kucaklamaya devam ettik, devam ediyoruz.’’
Aman ne güzel iyi ki kucakladınız! Ya kucaklamasaydınız, ne yapardık?
O yüzden mi oturan, kalkan, çadır kuran, dikilen toplanıyor…
O yüzden mi elde tüm gaz stokları bitti?
O yüzden mi TOMA’lar halkın üzerine salındı?
O yüzden mi halk, çapulcu, ayyaş?
Neyse zaten Başbakan’ın kucaklaması, iki cümle oldu…
Hemen ardından, ‘’Eğer biz bunu başaramasaydık bu ülkenin 78 vilayetinden milletvekili çıkaramazdık. CHP, Türkiye'nin genelinde yok, MHP genelinde yok, BDP belli bir bölgede. O kadar. Neden? Bunlar milletin tamamını kucaklayamadılar, milletin tamamını AKP kucakladı" dedi…
Oysa bakın, Atatürk, ne demiş, milli irade için…
Egemenlik, hiçbir mâna, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve işarette ortaklık kabul etmez. 1922
Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir. 1923
Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. 1923
Kuvvet birdir ve o milletindir. 1937
Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar. 1929
Yani, milletin iradesine saygı gerek…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.